Dolar $
32.52
%0.02 0
Euro €
34.86
%0.61 0.21
Sterlin £
40.55
%0.96 0.38
Çeyrek Altın
3974.98
%0.23 8.99
SON DAKİKA
Son Yazıları

Tüketimin yeni öğretisi: Hedonik Adaptasyon

14 Ara 2019

İnsanlar için mutluluğun tanımı da mutlu olmanın yolu da birbirinden farklıdır. Birçok insan ömürlerini mutlu olmaya adar. Kimileri erken yaşlarda buna ulaşırken kimileri de ömür boyunca mutluluk olarak atfettiklerine ulaşamaz.

Genel ve geniş anlamda yapılan araştırmalara bakıldığında maddi gelirin artışı, mutluluk ile orantılıydı. Tabi bu durum yerinde kalmadı. 1990’lı yılların başlarında değişen Dünya koşullara bağlı olarak mutluluğun temeli parasal güçten sıyrılıp meta düşkünlüğüne dönüştü. Sahip olma, elde tutma, toplama gibi materyalist eğilimler özelde başlayıp genele doğru yayıldı. Öyle ki biriktirme hastalığı (dispozobi) psikiyatri literatürün de çok sık duyulmaya başlanıldı. Bütün bu ve benzeri davranışlar kişi de hazza neden oluyordu. 

Günümüz “modern ve kentli” insanının bir vazgeçilmezi haline dönüşen meta düşkünlüğü ya da diğer tarafından bakarsak tüketim merkezli yaşam felsefesi alınan hazzı alışkanlık haline getirmiş, kıtlık ve yokluk gören topluluklar bile bu hazzı benimseyip, alışmışlardır. İşte “hedonik adaptasyon”da böylece başlamış oldu.

Hazza uyum sağlamak ve yapılan her türlü eylemlerden haz almayı beklemek günümüz insanın, yani tüketicisinin önemli ve belirgin bir davranışı haline geldi. Çünkü artık tüketim bir mutluluk ölçütü. Kendini mutlu atfetmek, sıkıntı ya da bunalım anlarında uzaklaşmak (yani mutluluk aramak), sembolik ve duygusal faydayı beklemek bahsettiğim yeni yaşam biçiminin birer uzantısı değil mi? “Kendini ödüllendirmek” diye bir deyim bile dilimize kazandırıldı. Ayrıca Z ve Alfa kuşak hedonizme alışma ya da adapte olma gibi bir durumu yaşamıyorlar zira onlar tüketim dünyasında hayata geldiler.

Bir başka perspektif ise; hedonizmin öğretilmiş bir duygu olması. Örneğin her hangi bir ürünün reklam filmlerinde ya da marka sloganlarında vurgulanan ana mesaj ürünün kullanımının insanlarda oluşturacağı mutluluk ve haz. Zaten hazzı arama ve bulma içinde olan tüketici markanın gösterdiği haz ve mutluluğa ulaşmakta ve mutlu olduğuna da inanmakta.

Sözün özü; yapılan her iş ve uğraştan haz almak ve mutlu olmak olması gereken bir durum, canlıların var oluş prensiplerinden biri. Ancak değişen tüketici bunun yollarını daha soyut ya da duygusal yollarla değil de daha somut ve maddi duygular üzerinden sağlama gayreti içerisinde ve şüphesiz sağlanılan bu duygunun getirdiği hazza alışmakta aynı zamanda da devamının artarak gelmesini arzulamaktadır. Bunun için tüketim ideal bir yol.

Aslında yeni bir kapı açılmıyor değil, tüketim merkezli yaşama sahip olmak ve hedonizme yönelmek acaba tükenmişlik içerisinde olan bireyin tekrar hayata dönmesi için bir yaşam mücadelesi olmasın. Kim bilir?

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları