Tahıl Koridoru Anlaşması, tahıl ürünlerinin Karadeniz üzerinden dünya pazarlarına güvenli bir şekilde taşınması olanak sağlamak üzere imzalanmıştır. 

Son dönemlerde etkisini hissedilir ölçüde artıran küresel ısınma, kuraklık gibi hava olayları ile böcek istilaları nedeniyle gıda arzında ciddi azalma söz konudur. Gıda arzın düşmesinin karşısında bir yandan artan dünya nüfusu diğer yandan artan israflar nedeniyle gıda ürünlerine duyulan talep gıda fiyatlarının son dönemlerdeki en yüksek fiyatlarına ulaşmasına ve böylece gıda enflasyonunun oluşmasına neden oldu. 

Türkiye’nin ve Birleşmiş Milletlerin arabuluculuğu ile Rusya ile Ukrayna arasında mutabakata varılan Tahıl Koridoru Anlaşması, dünya genelinde yaşanan açlık krizi, gıda krizi, gıda enflasyonu ile mücadele karşısında adeta bir can suyu oldu.

Tahıl Koridoru Anlaşması ile birlikte Rusya ve Ukrayna’nın ambarlarında saklı tahıl ve diğer gıda ürünleri özellikle Afrika ve Orta Doğu ülkeleri ile birlikte tüm dünya pazarına açılması planlanmıştır. Bu doğrultuda tahıl ve benzeri gıda ürünlerinin,  Ukrayna’ya ait Yujnin, Odessa ve Çernomorsk limanlarından hareket edecek gemiler ile Karadeniz üzerinden deniz yolu ile sevk kararlaştırılmıştır. 

Tahıl Koridoru Anlaşması önemli olarak bir kaç madde üzerinde toplanmıştır. Ukrayna ve Rusya ambarlarındaki tahıl ve diğer gıda ürünlerinin tamamen eritilmesi için sözleşme süresi ilk etapta 120 gün olarak belirlenmiştir. 120 günlük takvim için imzalanan anlaşma, süre bittiğinde otomatik olarak yenilenebilecektir. Anlaşma kapsamında Ukrayna ve Rusya birbirleriyle karşılıklı anlaşma imzalamayacak. İki ülke de Türkiye ve BM ile paralel anlaşmalar yapacaktır. Bu süreçte, Rusya ateşkes uygulayacak ve gemilerin güvenliğini tehlikeye atmayacaktır.

Tahıl Koridoru Anlaşması, Türkiye’yi neden bu kadar ilgilendiriyor gibi soruları duyuyorum.

Anlaşma aslında Türkiye’nin uluslararası arenadaki siyasi, askeri ve hukuki gücünün ne kadar önemli olduğu ön plana çıkmaktadır. Bakınız Rusya ve Ukrayna karşılıklı imza atmıyor. Her ikisi de Türkiye ve BM ile imza atıyor. Her iki devletinde muhatabı Türkiye’dir, Türkiye’nin siyasi, askeri ve hukuki gücüne duyulan güvendir.  

Nitekim Anlaşma ile öngörülen, tahıl sevkiyat planının icra ve denetimi, İstanbul’da kurulacak müşterek koordinasyon merkezi tarafından sağlanacak. Bu arada anlaşma kapsamında tahıl ve diğer gıda ürünlerini almaya giden gemilerin silah taşımadığından ve Montrö Boğazlar Sözleşmesinin ihlal edilmediğinden emin olunması için gemilerde, Türkiye ve Rusya’nın gözetimi altında arama yapılacak. Tüm bu planın hayata geçirilmesinde ana karakter hep Türkiye.

Türkiye’nin dünya barışının sağlanması noktasındaki adımları sayesinde savaş halindeki Rusya ve Ukrayna, ikinci kez Türkiye’de aynı masada bir araya gelmiş, ılımlı yaklaşımlarda bulunmuştur. Türkiye bu süreçte tarafsız bir tutum sergileyerek tüm devletlerin saygısını ve güvenini kazanmıştır. 

Türkiye’nin dünya barış ve düzeninin sağlanması konusundaki adımları, Türk pazar ve ekonomisini yabancı yatırımcılar gözünde güvenilir bir liman haline getiriyor.

Özellikle İstanbul ve çevresinin savaş zamanında dahi barışın sağlanmaya çalışıldığı bir bölge olarak kabul görmesi, yabancı yatırımcılar bakımdan Türkiye’ye avantaj sağlamaktadır. Böylece sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ılımlı ve ısrarlı girişimleri ile atılan barış hareketleri, Türkiye’nin ekonomisine orta ve uzun vadede yol, su elektrik olarak geri dönecektir.