Suriyelilerin hukuksal durumu nedir?
Bu konuya öncelikle Suriyeli göçmen sorunu nedir diye başlamak gerektiğini düşünmekteyim.
Bilindiği üzere, 2011 yılından bu yana sınır komşumuz olan Suriye’de devam eden iç savaş, Suriyelilerin kitlesel olarak göç etmesine neden olmuş ve bu durum ülkemizin çok sayıda Suriyeliye ev sahipliği yapma zaruretini doğurmuştur. Söz konusu kitlesel hareket ülkemizde; ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel gibi birçok alanda değişikliklerin doğmasına neden olmuştur. Suriyeli vatandaşların uzun yıllardır ülkemizde bulunması, birden çok Suriyeli vatandaşa Türk vatandaşlığı hakkının tanınmış olması, Suriyeli vatandaşlara sağlıktan eğitime birden çok alanda imtiyazların tanınmış olması toplumun ve siyasilerin tepkisini çekmeye başladığından Suriyeli sığınmacılar toplumumuz bakımından sorun olarak görülmektedir.
Peki, bu Suriyelilerin ülkemizdeki hukuki statüsü nedir?
Hukuksal açıdan ele alındığında, Suriyeli sığınmacıların milletlerarası sözleşmeler uyarınca; mülteci, şartlı mülteci ve ikincil koruma statüsüne sahip olmadıklarını, ülkemizde geçici koruma statüsü kapsamında belirli bir süre ile misafir olarak bulunduklarını, Geçici Koruma Statüsünün bu kişilere vatandaşlık hakkı vermeyi sağlamadığını altını çizerek belirtirim. Geçici Koruma Statüsü’nün amacı, silahlı çatışma, yaygın şiddet ya da yaygın insan hakları ihlalleri sebebiyle kitlesel olarak ülkelerinden kaçan bireylere (Suriyeli sığınmacılara), geçici koruma kapsamında belirli bir süre ile sınırlı olmak üzere çeşitli çözümler yaratmaktır. Ancak Türk halkı Suriyeli sığınmacıların bu geçici süreli misafirliğin kalıcı olmasını istememektedir. Türk halkının bu istemi doğrultusunda belirtmek isterim ki, geçici koruma statüsünde olmasına rağmen Suriyeli sığınmacılara tanınan vatandaşlık hakları yabancılara ve vatandaşlık işlemlerine ilişkin kanunlarda aranan şartlar sağlanmadığından geri alınabilecektir.
Geçici süreli sığınma talepleri ile ülkeye giriş yapan ve kendilerine Türk vatandaşlığı tanınan Suriyeli sığınmacıların vatandaşlıkları Türk hukukuna göre geçerli mi?
Bir bireyin Türk vatandaşlığını kazanılabilmesi için Türk Vatandaşlığı Kanunda düzenlenen sınırlı sayıdaki sebepleri ve başvuru şartlarını sağlaması gerekmektedir. Bu sebep ve şartları Suriyeli sığınmacılar bakımdan değerlendirdiğimizde karşımıza hukukun bazı noktalarda ihlal edildiği sorunu çıkmaktadır. Nitekim Geçici Koruma Yönetmeliğinin 25. Maddesinde, “Geçici koruma kimlik belgesi, Türkiye’de kalış hakkı sağlar. Ancak bu belge kanunda düzenlenen ikamet izni veya ikamet izni yerine geçen belgelere eşdeğer sayılmaz, uzun dönem ikamet iznine geçiş hakkı tanımaz, süresi ikamet izni toplamında dikkate alınmaz ve sahibine Türk vatandaşlığına başvuru hakkı sağlamaz” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme, basit anlamda Geçici Koruma Statüsündeki Suriyeli sığınmacılara, vatandaşlık hakkının verilemeyeceğini ifade etmektedir. Peki, bu yasağa rağmen Suriyeli sığınmacılara tanınan vatandaşlık hakkı hukuka uygun mudur? Buna cevabım iki yönlü olacaktır. Birincisi Türkiye’de doğan Suriyeli çocuklar; diğeri Suriye’den göç eden yetişkinler. Çocuklar yönünden baktığımızda, doğum yerinin Türkiye olması ve çocuğun vatansız olması halinde vatandaşlık verilmesi hukuka uygun olabilecekken bu noktada sadece Suriye yasalarına göre çocukların vatansız olup olmadığına bakılması gerekmektedir. Türkiye’de doğan çocuklar bakımından tanınan vatandaşlık hakkı hukuka uygun olma ihtimali söz konusu iken; Geçici Koruma Statüsündeki Suriyeli sığınmacı yetişkinlere tanınan vatandaşlık hakkının hukuka uygunluğundan maalesef ki söz edemeyeceğim.
Kazanılmış hak statüsünde sayılan Suriyeli sığınmacıların Türk vatandaşlıklarının iptali mümkün müdür?
Buraya kadar hep Geçici Koruma Statüsünün bu statüdeki bireylere vatandaşlık başvuru hakkı vermediğinde, Suriyeli sığınmacıların Türkiye’de aldıkları ikamet izin süresi 5 yılı geçmiş olsa da Türk vatandaşlığına başvuru için bir dayanak olarak kullanılamayacağını ifade ettik. Yani Suriyeli sığınmacılar Geçici Koruma Statüsü devam ettiği müddetçe Türk vatandaşlığı başvurusunda bulunamazlar. Dolayısıyla Suriyeli sığınmacılara verilen vatandaşlık hakkı, kanunen aranan hukuki şartlar sağlanmadan, hukuka aykırı olarak verilmiştir. Verilen vatandaşlığın hukuka aykırı olduğu konusunda tereddüt olmadığına göre Türk vatandaşlıklarının iptali mümkün müdür? Pekala mümkündür. Türk Vatandaşlığı Kanunun 40. Maddesi bize bu yanıtı vermektedir. 40. Maddeye göre, Türk vatandaşlığının kazanılması veya kaybına ilişkin kararlar, hukuki şartlar oluşmadan veya mükerrer olarak verildiği sonradan anlaşıldığı takdirde geri alınır. Suriyeli sığınmacılar Geçici Koruma Statüleri devam ederken Türk Vatandaşlığı hakkı kazandıklarından açık bir kanun ihlali söz konusudur. Bu açık ve ağır neticeleri olan kanun ihlalinin giderilmesi kapsamında Suriyeli sığınmacılara verilen Türk Vatandaşlığı hakkının derhal geri alınması gerekmektedir.
Türk vatandaşlığının iptali nasıl sağlanabilir, bu yönde dava açılabilir mi? Dava açılacaksa bu davayı kimler açabilir?
Suriyeli sığınmacılara tanınan vatandaşlık hakkının hukuka uygun olmadığından bu hakkın geri alınması gerektiğinden bir önceki başlıkta söz ettik. Türk Vatandaşlığı Kanununun 40. Maddesi bize hukuki şartları oluşmadan verilen vatandaşlığın geri alınması gerektiğinden söz etmektedir. İdare hukukumuzda yetkide paralellik söz konusudur. Diğer bir anlatımla, idari işlemi yapan idari makam aynı zamanda bu işlemi geri almaya da yetkilidir. Suriyeli sığınmacılara tanından Türk Vatandaşlığı hakkının çoğu yetkili idari makam (İçişleri Bakanlığı) tarafından verilmiştir. Hukuka aykırı olarak verilen Türk Vatandaşlıklarının da hızlı ve daha etkili bir yöntem olan geri alma prosedürü ile birlikte geri alınması gerektiğini önemle belirtirim. Bu yöntemin uygulanmasında yük siyasilere ve bakanlığa düşmektedir.
Velev ki geri alma yoluna gidildi, Suriyeli sığınmacıların herhangi bir hakkı olacak mıdır?
Bahsettiğim üzere, hukuki şartları oluşmadan verilen vatandaşlık hakkı, bu idari işlemi yapan idari makam tarafından kanun gereği, geriye etkili olarak geri alınabilir. Geri alma işlemi geriye etkili bir işlem olduğundan Suriyeli Göçmenlerin Türk vatandaşlığını kazanmanın sonucu olarak doğmuş olan hakları ortadan kalkacaktır. Örneğin vatandaşlık sayesinde verilmiş olan izin, ruhsat, belge tesisini öngören işlemlerin geri alınması gerekecektir. Bu halde Türk vatandaşlığı geri alınmış olan Suriyeli Göçmenler, idare mahkemelerinde, kazanılmış hak, hak düşürücü süre ve kanunlarda yer alan diğer sebeplere dayalı olarak hemen bir iptal davası açması ve geri alma işleminin iptalini talep etmesi gerekecektir. Kanuni şartlar oluşmadan verilen vatandaşlık hakkı Suriyeli vatandaşlar bakımından kazanılmış hak teşkil etmektir. Nitekim kazanılmış hak Anayasamızda düzenlenen hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Dolayısıyla kazanılmış hak doğuran bir işlemi idare yürürlükten kaldıramaz. Bu noktada kazanılmış hak bir nevi kısıtlayıcı etkiye sahiptir. Türk vatandaşlığının idare tarafından geri alınması durumunda Suriyeli vatandaşlar çeşitli hukuki sebeplere dayanarak idare mahkemelerinde dava açması gerekecektir.