Şehir içi yollar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, otoyollar ise Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğunda ve koordine olarak çalışarak sorunları çözebilecek iki kurum arasındaki iletişim sıkıntısının bedelini yine vatandaş ödedi. Bu iletişim sıkıntısının hangi taraftan kaynaklandığının da bir önemi yok, önemli olan yaşanılan sıkıntılar. 

Özellikle son yıllarda siyasette diğer tarafı suçlu göstererek kendini yüceltmeye çalışma ve karşı tarafı sorumsuz, beceriksiz gösterme modası giderek artıyor ancak vatandaşın ihtiyacı olan hizmete gelince yetersiz kalınıyor. Hava olayları, deprem ve benzeri konularda insanların ihtiyacı olan yardımı sağlamak esas öncelik olmalı ancak maalesef uzun zamandır bu böyle değil. Bu tip olaylarda bile bir çıkar sağlama çabası, bir kahraman yaratma ve kurtarıcı gösterme isteği ön planda. Oysa yapılması gereken yeterli önlemlerin alınarak bir kahramana ihtiyaç duyulmayacak şekilde hareket edilmesi ancak maalesef her seferinde önce vatandaşa zorluk yaşatılıyor, sonra sorunlar çözülüyor. Sorunların çözümünden sonra ise sanki bu görevleri değilmiş gibi böbürlenme yarışına giriliyor. Yollarda kalan vatandaşların ısınma, barınma ve yiyecek temini için ise maalesef herhangi bir yarış göremedik. 

Bir de her olayda olduğu gibi yine sosyal mecralarda troller iş başındaydı. Yerli yersiz yorumlar, eski fotoğrafları yeni gibi servis edip karalama çalışması yapmaya çalışanlar ve konuyu çok farklı yerlere çekenler eksik olmadı. Tabi vatandaşın sorunlarını dile getirip onlara çözüm bulmak için görev yapan bazı milletvekilleri bile inatla bu tarz yanıltıcı paylaşımlar yaptığı için aslında insanlara bir şey demek de yersiz oluyor. Dezenformasyondan şikayetçi iseniz önce siz dikkat edeceksiniz ki örnek olasınız. 

Artık bu yanlış işleyiş umarım değişir de halkın gözünde kim kahraman olacak yarışı değil kim gerçekten iyi hizmet edecek yarışı ön planda olur, herkes görevini layıkıyla yapar ve vatandaş hak ettiği hizmete kavuşur.