Dolar $
32.56
%0.02 0
Euro €
34.93
%0.17 0.05
Sterlin £
40.59
%-0.01 -0
Çeyrek Altın
3975.63
%0.04 1.45
SON DAKİKA
Son Yazıları

Piyasa kurnazlığı ya da Lale Çılgınlığı!

18 Tem 2021

Önceki haftalarda tarihten günümüze paranın; sikke, banknot, plastik para, sanal para şeklindeki serüveni, sanal paranın finans dünyasında oluşturduğu fırtına, alandaki muhtemel riskler ve devletlerin geçeceği öngörülen dijital para uygulaması başta olmak üzere alana sağlayacağı katkılar üzerinde durmuş ve son olarak, ekonomik işbirlikleri ve vurgunlar konusunu ele alarak "ABD ve Bretton Woods" konusuna değinmiştik.

Sovyet blokunda da örnek verecek olur isek;  oyun kurucu Moskova, eşitlik ve kardeşlik ekseninde halklar şeklinde tanımladığı toplumları, iç işlerinde özerk, dış işlerinde merkeze bağlı olarak şekillendirmiş ve dış dünyadan “Demir Perde” ile soyutlayarak, “Orak ve Çekiç” zorbalığında gidişatı kontrol etmiştir.

Sisteme göre; ana yatırım politikaları Moskova tarafından planlanacak, özerk yönetim birimlerinin üretim mekanizmaları Moskova tarafından kontrol edilecektir. İhtiyaçlar yine merkeze bildirilecek ve Moskova bu kaynakları taleplere göre dağıtacaktır. Merkezi yönetim, özerk birimler ile arasındaki muhasebe işlemlerini bizzat kendisi tutacak, alacaklı ve borçlu taraflar böylece belli olacaktır.

Üretim sistemi olarak, her ürünün ara mamullerini farklı bölgelerde üretmekte ve nihai aşamasını da merkeze yakın sanayi bölgelerinde gerçekleştirmektedir. Mesela,  Türkmenistan’da üretilen pamuk, Özbekistan’da ipliğe dönüştürülmekte, Kazakistan’da kumaş halini alıp Moskova bölgesine gönderildiğinde de tekstil ürünü haline getirilmekteydi.

Sonrasında ise, ürünler binlerce kilometre yol kat ettikten sonra, insanlara giysi olarak geri gönderilmekteydi. Bu uygulama; ilaç sanayinde, petrolde, madende, otomotivde, kısaca tüm sektörlerde uygulanmaktaydı. Esasında, Blok dağıldıktan sonra,  bu zengin coğrafya insanlarının yıllarca yoksulluk içinde yaşamalarının temel sebebi burada yatmaktadır.

Bu politikalar gereği Özbekistan'dan ham petrol, kuru üzüm, bakliyat, pamuk, yün, hayvansal gıda ürünleri; Türkmenistan’dan, gaz, petrol, pamuk; Kazakistan’dan, altın madeni, petrol, tarım ürünleri; Azerbaycan’dan, petrol, çay, kuru meyve gibi kıymetli ürünler  Rusya’ya demiryolları ve hâkimiyetindeki Hazar Denizi üzerinden taşınmaktaydı.

1920'lerde dünya petrol üretiminin yüzde 27’sini elinde tutan Rusya’nın, bu üretiminin tamamını Azerbaycan Hazar ekseninden sağladığını söylemek, meselenin boyutunu daha net olarak ortaya koyacaktır. Bu miktara, Özbek, Türkmen, Kazak kaynakları da ilave edilirse, Rusya'nın bu aslan payını, kendi topraklarındaki yeraltı kaynaklarına mümkün mertebe dokunmadan,  70 yıl süreyle elinde nasıl tuttuğu daha net anlaşılmış olacaktır.

Üst yönetim, özerk birimlerden aldığı bu ürünler karşılığında bu bölgelere yol, okul, hastane ve konut inşa etme görevini üstlenmiştir. Ukrayna ormanlarından üretilen keresteyi, sıra, masa, mobilya olarak yüksek fiyatlarla bu ülkelere göndermiş, yer yer çeşitli bayındırlık hizmetleri de götürmüş ama hiçbir yatırım, bu ülkelerden aldıklarına karşılık gelememiştir.

1980’lerde, Glasnost (açıklık) ve Perestroyka (yeniden yapılandırma) ilan edeyim derken, iş bir anda çığırından çıkıp, Özerk Birimler 1991 yılında bağımsızlığına kavuşunca,  Rusya ile aralarındaki muhasebe defterleri masaya yatırılmış ve ortaya çıkan manzaraya göre; Rusya, Türkmenistan'a yaklaşık 6 milyar, Özbekistan'a, Kazakistan'a ise çok daha fazlasıyla borçlu çıktığı anlaşılmıştır.  Ve daha niceleri...

Birliğin dağılımı ile büyük bir ekonomik buhran yaşayan ve borç batağına giren Rusya, Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere, yıllar boyu yönetimlerin kaderini elinde tutarak bu borçlarını ne inkâr etmiş ne de ödemiştir. Türkmenistan ise “borçlun zorba ise, bağışladım demek ağalıktan sayılır” hükmünü uygulayarak, umudunu kestiği alacaklarından vazgeçtiğini açıklamıştır.

Ekonomik vurguna bir diğer önemli örnek ise Hollanda Lale Çılgınlığı’dır.

Tarihte ilk spekülasyon ya da ekonomik vurgun olarak adını duyuran Hollanda merkezli Lale Çılgınlığı ya da Lale Balonu, 1637 yılında yaşanmıştır. Hollanda’nın altın çağında, sınırlı sayıda üretilen lale fiyatının aşırı yükseltilip sonra aniden düşürülmesi olayıdır.

İngiliz yazar Charles Mackay, Olağanüstü Kitlesel Yanılgılar ve Kalabalıkların Çılgınlığı adlı eserinde, 1 adet lale soğanı için birkaç hektar arazi bile teklif edilebildiğini, laleye bağlı yüksek meblağlı sözleşmeler imzalandığını belirtmektedir.

İnsanlar, lale fiyatlarındaki bu ani yükselişlere bakarak, daha çok kazanma arzusuyla, borçlanma senetlerine çılgınca imza atmaktan çekinmiyorlardı. Fakat işin sonunda, lale üretimini elinde tutanlar arzu ettikleri kazanç seviyesine ulaşınca, ani üretim artışlarıyla çılgınlar balonunu bir anda söndürdüklerini ve yatırımcısının elinde birkaç lale soğanı ve evlerine, arazilerine el konulacak ağır borç yükünden başka bir şey kalmadığı anlaşılmaktadır.

Haftaya İnşallah, ekonomi alanında yaşanan vurgunlara dair ülkemizden örnekler vereceğim.

Kalınız sağlıcakla.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları