Tabi akla bilindik soru geliyor. Ne gereği var logo değiştirmeye? Aslında tüketici zihnini yormak istemiyor. Tüketiciler, firmaların logo değiştirmelerini pek istemez. Çünkü yeni logoya alışmayı, sanki büyük bir zihinsel dönüşüm olarak nitelendiriyor. 

Tabi ki yanlış. İyi hatırlıyorum. Instagram logosunu değiştirdiğinde, toplumsal isyan gibi değerlendirildi. Eskisi daha güzeldi, hiç beğenmedim, diyenlerin çoktu. Laf aramızda logo değiştirdiğinden dolayı Instagram hesabını kapatacaklarını söyleyenler bile vardı.

Alt tarafı bir logo nesine kızıyor, yersiz tepki veriyorlar, demeyin sakın. Marka bağlılığı bağımlılık düzeyine ulaştı. Markanın logosunu dövme olarak yaptıranlar var. Birey eğer markayı vücuduna kazıdıysa ve dövme olan markanın nostaljik ya da retro halini kullanmadıysa küçük çapta bir gerilim yaşanabilir. Logo değişince dövme eskiyor haliyle.

Her ne kadar tüketicilerin tutumu böyle olsa da, firmalar tarafından logo değiştirmek olağandır. Elde de binlerce örnekte var. Bunun adı ise; markanın logo evrimi.  

Neden mi evrim? Her şeyden evvel zamanın getirileri var. Teknolojik gelişmeler bunun en bariz örneği. İnsan gözü artık teknolojiye iyice alıştı. Yüksek çözünürlüğü olmayan bir videoya kaç dakika dayanıyorsunuz? Bundan dolayı teknolojik hareketleri logoda görmek gerekli.

Sonra, yine teknoloji karşımızda. Ancak bu sefer oluşturduğu algıyla. Şöyle ki; teknolojiye sahip olan ve kullanan kesim meşhur Z kuşak, bir alfa kuşak. Yani genç kitle. Teknoloji, gençlik ile özdeş olarak algılanıyor. Perçinlemek için olsun; geçenlerde konusu geldi, programda katılımcılara sordum. “Sizce bir işletmede görev yapan bilgi işlem, sosyal medya yöneticisi, yazılım mühendisi kaç yaşlarındadır?”. Çoğunluğu 30’dan yukarı yaş vermedi. 

Kabuk değiştirmek için logo değişir. Bu da yenilik ve yeniliğe açık mesajı verir. Yani zaman neyse, neyi gerektiriyorsa bunu uygulayan işletme, olarak değerlendiriliyorsunuz. 

Pek konuşulmuyor ama hukuksal açından da el güçlendirir. Markanın kimlik özellikleri ziyadesiyle benzerlik gösteriyor. Bunun önüne geçmek için yeni logo ihtiyacı var.

Artılar kadar eksileri de içerdiğini ifade etmekte yarar var. Logo/amblem değiştirme işini yeni ürün ortaya koyma gibi her yıl ya da kısa süre aralıklarıyla yapılırsa zihinlerde kalmak zor. 

Logo/amblem değiştirme maka yönetim süreçlerinden birisi. Rekabet unsuru olarak da nitelendirebileceğim gibi tam olarak buna da bağlı kalınmaması gerekli olduğu unutulmamalıdır. O yüzden rutin bir davranış için aşırı reaksiyona gerek yok.

Bir tavsiyem olacak; 10 yılda bir değiştirin logonuzu. 50 yılda 5 logo yapar. 50 yılın sonunda 50.Yıl Özel seri diye, geçmiş logoları reklam ve tutundurmada kullanın. Bir de logonuz kabaca bile olsa herkes tarafından çizilebilsin.