Dolar $
32.53
%-0.02 -0
Euro €
34.81
%-0.05 -0.01
Sterlin £
40.43
%-0.32 -0.13
Çeyrek Altın
3956.65
%-0.44 -17.3
SON DAKİKA

Önce can güvenliği

Doğal afetlerde yanlış uygulamalar yüzünden hayatını kaybedenler, mahkemelerin yanlış kararları veya yanlış uygulamalar yüzünden suçluların elini kolunu sallayarak dolaşması sonucu hayattan koparılanlar ve yetersiz kalan yasalar… Ülke gündeminin değişmeyen başlıklarından bazıları geçtiğimiz hafta yine haberlerde yerini aldı.

Kastamonu’da yaşanan sel felaketinde en az 20 kişinin ölümüne sebep olan Ölçer Apartmanının müteahhidi binaların hepsini onay alarak yaptığını, hiçbir kurum tarafından o alanda inşaat yapılamayacağına dair bir uyarıda bulunulmadığını, zemin etüdünün ise ilgili kurumlarca yapıldığını beyan etti. Bunu sürekli tekrar eder oldum ama bu nasıl denetim? Vatandaşını koruması gereken kurumlar onlara mezar olan evlerde yaşamalarına nasıl göz yumar? Bundan sonrası için daha sıkı denetimler ve doğaya daha uygun projeler yapılması gerekirken geçtiğimiz sene sel felaketinde zarar gören Ordu’da yine dere yatağına evler yapıldığına dair bir habere denk geldim. Eğer bu doğruysa nereye kadar hatalı uygulamalarda ısrarcı olunacağını gerçekten merak ediyorum. 

Çok üzülerek okuduğum başka bir haber ise Çeşme’de Alpay Kalyoncu’nun öldürülmesi. Yüksek fiyatlı işletmeleri olan bir bölgede insanların güven içinde tatil yapması gerekirken yine böyle bir işletmenin güvenlik görevlisi tarafından hayatı elinden alınan bir insan, bir baba. 22 adet suç kaydı olduğu söylenen bir insan neden sokaklarda? Madem sokaklarda nasıl güvenlik görevlisi oldu? Sabıka kaydına bakılmadan işe alınmış olması ihtimali ayrı bir sorun, bakılıp buna rağmen işe alındıysa ayrı bir sorun. Suçluların topluma yeniden kazandırılması tabi ki gerekli ancak ısrarla suç işlediği sabit olan insanların bu çeşit işlerde çalışmasının sonucudur bu ölüm. Suç işlemeyi bariz bir şekilde alışkanlık haline getiren bu tarz insanlar madem aramızda dolaşacak, buna niyeyse engel olunmayacak o zaman en azından bazı iş kollarından men edilsin. Gerçi men edilse de denetim sorunu var oldukça bu da bir önlem olmaz.

Ülkemizde bu tarz üzücü olaylar yaşanırken Belçika’nın Flaman kesiminde Hayvan Refahı Yasası ile ilgili yeni bir taslak kabul edildi. Mevcut yasanın yeterince caydırıcı olmaması sebebiyle hayvanları öldüren, onlara kötü muamelede bulunan kişiler için 10 yıla kadar hapis ve 1,6 milyon Euro’ya kadar para cezası öngörülüyor. 

Caydırıcılık işte böyle yasalarla sağlanabilir. Suç işlemeye meyilli insanlar bu şekilde önlenebilir, sayfalarca sabıkası olan insanların serbest kalacaklarına güvendikleri ve sonuç olarak serbest kaldıkları bir düzenle değil. Bu tarz yasaları örnek almalı ve gerekli düzenlemeleri yapmalıyız ki insan, hayvan, bitki tüm canlıların can güvenliği sağlanabilsin.