Dolar $
32.5
%-0.12 -0.04
Euro €
34.86
%0.15 0.05
Sterlin £
40.68
%0.09 0.03
Çeyrek Altın
3978.6
%0.52 20.48
SON DAKİKA
Son Yazıları

Lehistan'da kadim Türk kültürü

03 Tem 2022

Evini caminin yakınına inşa etmiş ve ömrünü ata babalarından gördüğü şekliyle Tatar Camisine ve ait olduğu topluma adamış, yaşı 80'i geçmiş olmasına rağmen koşuşturmaktan geri durmayan tarihi çınar misali Tatar teyzemize selam durmamız hakkaniyetin gereğidir.

Bohoniki Köyüne yolumuz düşmüşken köy mezarlığına kadar gitmek oradaki sakinleri selamlamak icap ederdi. Biz de öyle yaptık…

Bakımlı, tertemiz, taş ve tuğla duvarlarla ihata edilmiş kabristanda dün gibi yeni taşınmış olanlardan yüzlerce yıllık eskilere kadar hepsi yan yana ziyaretçilerini ve hayır dualarını beklemekteler.  

Mezar taşlarında yer alan isimler zaman içinde farklılaşma göstermiş olsa da aynı taşları süsleyen ay yıldızlar ve “Ruhuna Fatiha” istirhamı zaman yönüyle de mekân yönüyle de ortak değer oluşturmuş ve hep böyle kalmıştır.

Bohoniki Camii kubbesinde ya da mezar taşları üzerinde parıldayan ay yıldızın ışığı İstanbul'da, Ankara'da, Erzurum'da, Bakü'de, Semerkant'ta, Bişkek'te ya da Almatı'da aynı kültürü yansıtmaktadır. 

Bialystok/Bohoniki Tatar Türkleri Nevruz Kutlamaları dönüş yolunda gördüğüm ibretlik bir durumu da sizlerle paylaşmak isterim.

Polonya dünyanın en fazla ormanlık alanlarına sahip ülkelerinden biri kabul edilmektedir. Elverişli topraklar nemli havayla buluşunca ağaç yetişmesi için harika bir ortam kendiliğinden hazırlanmış olmaktadır.  Tabi, bu elverişli ortama insanoğlunun bilinçli olması da ilave edilmez ise önemli bir sacayağı eksik kalmış sayılır.

Konuyu tersinden düşünürsek tabiat şartları ne kadar elverişsiz olursa olsun ağaç bir türlü yetişme imkânı bulabilmektedir. Ama asıl mesele insanoğlunun şuurlu oluşundadır.

Hikâyemize konu olan durum Varşova yolunda kısa bir mola vermemiz esnasında yaşandı. Ana yol kenarında yol ile tepe yamacı arasına sıkışmış mütevazi ölçülerde bir dinlenme tesisi….

Tesis binasının yerleştirilebilmesi için toprak alınarak tepe içerisine kısmen girilmiş ve bu işlem nedeniyle de çam ağaçlarından birinin kökleri bir miktar açıkta kalmış. Burayı öylece bırakmak ya da ağacı yok etmek yerine, açık kalan kısmın iki yanına beton set oluşturulmuş ve parmak kalınlığında demir levha ile iki tarafındaki beton setlerden destek alacak şekilde esneyebilir, bombeli bir muhafaza oluşturulup kalan boşluk ise toprak ile beslenmiş. Bir de demir levhayı çocuk kundağı yapar gibi kalın keten örtü ile sarmalamışlar.

Durumu fotoğrafladım ve merak edip araştırdım.  İnşaat esnasında ağacın kökleri dışarda kalınca onu yaşatmak için gayret göstermişler. Komple beton set çekmeme nedenleri esneme olmayacağından ağacın büyümesine engel oluşturma ihtimaliymiş. Bu nedenle orta yere bombeli şekilde demir levha koymayı ve ağaç kökleri kış aylarında demir soğuğundan etkilenmesin diye de malzemeyi keten ile sarmayı tercih etmişler.  Bu davranış açıkçası ince ruhlu insan oluşlarının bir yansımasıydı. 

Mayıs ayında ziyaret ettiğim diğer bir etkinlik ise Varşova Kitap Fuarıydı. Bilim Kültür Sarayının açık alanında yüzlerce stanttan oluşan ve binlerce insanın akın ettiği fuar gezip görmeye, istifade etmeye değerdi.

Esas ilgi alanımız bir numaralı stantta yerleşmeyi başarmış Tatar Toplumu sergisi olmuştu.

Tatar kültürü, tarihi, dili hakkında yazılmış kaynak eserler, Tatar Türkçesine ve Lehçeye tercüme edilmiş Kur'an-ı Kerim nüshaları, dini bilgiler içeren yüzlerce eser raflarda yerini almıştı. 

Türkiye’den Diyanet Vakfı ve daha birçok hayır kurumunun katkıları, Azerbaycan ve diğer Türk Cumhuriyetlerinin destekleri ve özellikle Polonyalıların İslami eserlere gösterdikleri yoğun ilgi, Tatar kökenli akademisyenlerin stantlarını ziyaretçilere tanıtım gayretleri, Müftü Bey'in Eşinin gösterdiği misafirperverlik ve yine İhsan hocamızın gönüllü gayretleri günün hatıralarda yer eden güzellikleriydi.

Göğsümüzü kabartan bütün bu etkinlikler yapılırken kapılarını ve gönlünü her fırsatta Tatar Türklerine açan sorunlara çözüm arayan Türkiye Cumhuriyeti’nin Saygıdeğer Büyükelçisi ve mesai arkadaşlarının gayretlerini şükran duygularıyla dile getirmek gerekir.

Ayrıca Polonya’nın yanı sıra ülkemizce yurt dışında yapılan faaliyetleri bir bütün olarak değerlendirecek olursak dünyanın birçok yerinde açtığı okullarla, yaptığı yatırımlarla, Türkçeyi öğretme sevdasıyla, verdiği burslarla, Bayrağımızı gururla dalgalandıran, Milli Eğitim Bakanlığımıza, Yunus Emre Enstitüsüne, Türkiye Diyanet Vakfına, Türkiye Maarif Vakfına, TİKA’ya, THY ve Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığına gönülden teşekkürlerimi ifade ediyorum.

Güzel anılarda buluşmak dileğiyle, kalınız sağlıcakla…


Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları