Küresel gıda krizinin fitili ateşlendi
Dünya tahıl ithalatının neredeyse üçte birini gerçekleştiren Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, gıda krizinin başlamasına sebep oldu. Başta ABD ve Fransa olmak üzere birçok devlet ve kurumlardan art arda uyarılar gelmeye başladı.
Tüm dünya gıda krizine karşı teyakkuza geçmiş durumda. Yaşanacak olan gıda krizi başta Ortadoğu, Afrika ve Avrupa ülkelerini etkileyecek.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, yaptığı açıklamada, savaş nedeniyle küresel gıda krizi yaşanacağı uyarısında bulundu. Macron, halkı sadece Fransız ürünlerini satın almaya teşvik edeceklerini belirtti. Ayrıca gıda konusunda gelecek yıllarda dışarıya karşı daha az bağımlı olmak istediklerini söyledi.
Dünya Gıda Programı Başkanı David Beasley, Ukrayna’daki bombalar küresel açlık krizini feci boyutlara taşıyabileceğini tedarik zincirleri ve gıda fiyatlarının önemli ölçüde artacağından bahsetti.
Mısır, Tunus ve Cezayir, buğday kıtlığının acısını şimdiden hissetmeye başladı. Endonezya, Ukrayna buğdayının dünyanın en büyük ikinci alıcısı ve Pakistan, Orta Asya ve Sahra Altı Afrika'daki birçok ülke de bu pazara bağımlı.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Ukrayna ve Rusya'dan yapılan gıda ihracatının kalıcı olarak durdurulması durumunda dünya çapında 8-13 milyon ilave insanın yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kalacağını tahmin ediyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ukrayna ve Rusya'dan buğday ithalatına bel bağlayan ülkelerin sorun yaşayabileceğine dikkati çekti. "Mısır, Lübnan, Libya, Somali, Sudan ve Yemen dahil çok sayıda ülke buğdaylarının en az yarısını Ukrayna veya Rusya'dan ithal ediyor" diyen Guterres, "Gıda, yakıt ve gübre fiyatları hızla yükseliyor, tedarik zincirlerinde aksaklıklar yaşanıyor." ifadesini kullandı. Özetle savaşın Ortadoğu ve Afrika’da “gıda krizine” neden olabileceğini söyledi.
ABD Başkanı Biden, Ukrayna’daki olaylar nedeniyle gıda krizi tehdidi hakkında açıklamalarda bulundu. Rusya ve Ukrayna’yı Avrupa’nın “ekmek sepeti” olarak nitelendirerek, “Gıda kıtlığından bahsettik ve bu gerçek. Yaptırımların bedelini sadece Rusya değil, Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere birçok başka ülke ödüyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da “Gıda güvenliği konusunda tabii her türlü tedbiri alıyoruz. Bugün dünyada gıda güvenliği noktasında sıkıntının yaşanmadığı bir ülke var mı?” dedi.
Savaşın gıda fiyatları üzerinde yaratmış olduğu baskı, hızla tüm dünya ülkelerine yayılıyor. Ortadoğu ve Afrika’da açlık derinleşirken Avrupa’da market rafları boşaldı. Önemli bir buğday üreticisi olan Ukrayna, dünyanın en büyük 5'inci buğday ihracatçısı konumunda bulunuyor. Rusya ve Ukrayna ise küresel buğday üretiminin yüzde 14'ünü, küresel buğday ihracatının ise yüzde 29'unu karşılıyor. Buğday ve mısır fiyatları zirve yapmış durumda. Ancak diğer ürünlerde de dünyada gıda krizi etkisini giderek artırıyor.
Gıda üretiminde kullanılan girdilerde hızlı yükselişler ve tedarik sorunu yaşanıyor. Rekor kıran emtia fiyatları üzerine gübre üreticileri, amonyak ve üre üretimi kapasitesini yüzde 45'e indirdi. Bu temel tarımsal girdilerin küresel gıda için zincirleme etkiler yaratması bekleniyor. Gübre pazarını oluşturan amonyak, azot, nitratlar, fosfatlar, potasyum ve sülfat gibi temel hammaddeler yılın başından bu yana yüzde 30 arttı.
Üstelik küresel gübre ihracatının yaklaşık yüzde 14'ünü yapan ve durduran Rusya'nın, küresel gıda piyasalarında güçlü bir dalgalanma etkisi yaratması bekleniyor. 2020'nin başından bu yana azotlu gübre fiyatları dört kat, fosfat ve potasyum üç kat arttı.
Tarımda ulusal eylem planına bir an evvel geçilmeli
Türkiye dünya buğday üretiminde 11. sırada, zeytinyağında ilk üçte, mısırda 17. ve ayçiçek yağında 5. sıradadır. Yaşanan küresel gıda krizine karşı, tarımda ulusal eylem planını bir an önce devreye sokmalı ve uygulamaya geçmeli.
Bu konuda Düzenleme ve Denetleme Kurumu kurulmalı, aynı zamanda tamamen tarım odaklı çiftçilere gerekli desteğin sağlanabildiği Tarım Bankası kurulmalı. Örneğin, geçtiğimiz günlerde kuyumculuk sektörünün tarafından kurulması planlanan ve bu yıl sonunda faaliyete başlayacak olan Altınbank, bu sektördeki firmalara büyük avantaj ve destek sağlayacak. Aynı mantık ile tarım sektörü içinde Tarımbank adı altında banka kurulması elzem konulardan bir tanesi.
Dünya liderlerinin ve önemli kurumların bir hafta içerisinde gıda krizi konusunda yapmış oldukları açıklamalar tabi ki boş değil. Yaklaşan veya yaşanmakta olan bir soruna karşı önlem almak için ellerinden geleni yapacaklardır. Macron’un açıklamasındaki dışa bağımlılıktan kurtulmak ve yerli tüketimi artırmak istemesi bence çok önemli.
Şu anda ve ilerleyen günlerde sıklıkla karşılaşacağımız konu tarım alanında yapılan ihracatlara getirilecek olan kısıtlamalar olacak.
Türkiye yaşanan gıda krizinin farkında. Bu konuda çok hızlı hareket etti. Geçen hafta içerisinde et ihracatına getirilen kısıtlamayı yerinde buluyorum. Sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ne ihracat yapılabilecek.
Ticaret Bakanlığı’ndan edinilen bilgiye göre, et fiyatlarındaki ani yükselişler nedeniyle et ihracatında durdurma kararı alındı. Fakat, durum sadece et fiyatlarındaki yükseliş olarak düşünülmemeli. Çünkü, Ticaret Bakanlığı bir süre önce Tarım Bakanlığı’na bazı ürünlerin ihracatıyla ilgili düzenleme yapma yetkisi verdi.
Yine geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl için 25 milyar lira olarak planlanan tarımsal destekleme bütçesini, ilavelerle 29 milyar liraya yükselttiğini açıkladı. Ayrıca çok net bir şekilde mesajını “Ekilmedik yer bırakmayın” şeklinde verdi.
Sonuç olarak; dünyanın konuştuğu yakın zamanda yaşanacak olan gıda krizine karşı kademeli bir şekilde tarım ürünleri ihracatı durdurulmalı veya asgari seviyeye indirilmeli, iç piyasaya stok yapılmalı. Ekilebildiği kadar tarım arazilerine ekim yapılmalı ki, bu krizden çok az etkilenelim. Öncelik ürünün fiyatı değil, ürünün varoluşudur…