Dolar $
32.57
%0.13 0.04
Euro €
34.78
%0 0
Sterlin £
40.64
%0.07 0.02
Çeyrek Altın
4068.84
%0.04 1.5
SON DAKİKA
Son Yazıları

Kafe ve restoranlar da talep patlaması yaşanacak

28 May 2021

Bireyin beklenti içerisinde olduğunu ve kendini bayramdan sonraya motive ettiğini daha evvel yazmıştım. Şimdi sırada ikinci takvim var; 1 Haziran.

Özellikle hizmet sektöründe önemli bir talep artışının yaşanacağını ön görüyorum. Hatta bu talebin karşılanabilmesi noktasında ilk günlerde sorunlar bile yaşanacak.

Takvim olarak 1 Haziran işaret edildiği için 1 Haziran’ı kullandım. Bu takvim öne çekilir, ileriye alınır bilemem ama şu an kapalı olan ya da kısmen hizmet sunan işletmelerin faaliyetlerine başlamasının hemen ardından büyük bir yoğunluk yaşanacak.

Çünkü özellikle kafe, restoran gibi yerler Türkiye’deki tüketicilerin önemli bir bölümü tarafından sosyalleşme aracı olarak kabul ediliyor.

Kafeye giderek insan nasıl ve ne kadar sosyalleşebilir, diyebilirsiniz. Ancak Türkiye’nin sosyolojik boyuttaki en belirgin özelliklerinden biri kafe ve restoranların sosyalleşme aracı olarak kabul edilmesidir. 

Her ne kadar postmodern dönemin özelliklerinden olan ve dünya toplumlarında görülen bireyin yalnızlaşma durumu toplum da ve birey de gözlemleniyor olsa da, Türkiye kitlesel boyutta post modernizmin bu yaklaşımına henüz geçmedi.

Bu nedenle yalnızlaşma bizim toplumumuzda özellikle Avrupa’ya göre daha geride. Bırakın öyle de kalsın aslında ya, neyse. Ancak şunu da söylemek gerekiyor açıkçası; ileriki yıllarda bunu yaşayabilme durumumuz yüksek ihtimal.

Toplumuzun bireyi için insan ilişkisi çok değerli ve tabi ki bunun sürdürülebilmesi. Dijital ve teknoloji ile iletişim kurulabiliyor ancak ilişki sağlama ya da sürdürme noktasında problemler var. İletişimin ilişkiye dönmesi toplumumuzun temel dinamiklerinden. 

Net bir şekilde şunu söyleyebilirim; Türkiye’de insanın varlığı diğer insanların varlığı ile eşdeğer. İnsan da bunun farkında ama tanımlamıyor.

Bu yüzden insanın varlığını kılmak için insana, insanla iletişimini sağlamak için kafe ve restorana ihtiyacı var. Zaten yukarıda bahsettiğim sosyalleşme ihtiyacının oluşma nedeni, bundan başkası değil.

Üstelik kitleler halinde, kentlerde yaşıyoruz. Kent nüfusumuz fazla. Türkiye’nin sadece %7’si belde ve köylerde yaşıyor. Bir an evvel görüşme isteği, kentten uzaklaşıldığında oluşabilecek sorunlara hızlı müdahale edilemeyeceğinin tedirginliği, kafe ve restoranların statü gösterme ya da sosyal konum elde etme yeri olması derken kafe ve restoranlar bir modern kent simgesi (!) olarak görülüyor. 

Özetle kafeleri ve restoranları sadece küçük ya da mikro ölçekli bir işletme olarak tanımlamak yanlış olur. Bu mekânlar; kentli insanların sosyalleşme yerleridir ve sosyalleşme ise kentli insanın ihtiyacı.

Göreceksiniz 1 Haziran’dan sonra kafe ve restoranlara ilgi ve yoğunluk büyük oranda artacak. Çünkü bireyin belirli bir süredir karşılayamadığı bir ihtiyacı var. O da sosyalleşme. Bunu karşılayabilecek öncül yerlerden biri ise kafe ve restoranlar. 

Birçok insan tarafından eleştirilmiştir kafelerde oturanlar. Ne anlıyorlarsa saatlerce orada oturmaktan, diye. Ama işin alt boyutunda ve kodlarında bunlar var. 

Alışveriş merkezlerine gidenler de aynı nedenden dolayı gidiyorlar. Onların da ihtiyacı aynı; sosyalleşme. Mağaza, kafe ve restoranların önündeki kuyruklar yemek yemek, kıyafet almak, latte içmek değil. Hatta oranın sağladığı deneyim de değil. İnanmazsanız kafe ve restoranlarda oturanlara sorun, neden buradasınız diye? Sonra tekrar konuşuruz. 


Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları