Dolar $
32.7
%0.53 0.17
Euro €
34.77
%0.07 0.02
Sterlin £
40.67
%-0 -0
Çeyrek Altın
4087.56
%0.5 20
SON DAKİKA
Son Yazıları

Kadının ellerinde yeşeren toprak

26 Eyl 2021

Geçen hafta başladığımız, kadının ellerinde yeşeren toprağın hikâyesini ve bu uğurda verilen mücadeleyi anlatmaya devam ediyoruz.

Kış mevsimleri Sahile Hatun için baharı bekleme ya da dinlenme dönemi değildir. Emanet verilen zamanın zannedildiğinden daha kıymetli olduğunu ilk çocuğu hayata merhaba deyince daha iyi anlamıştır. Daha fazla çalışmalı ve yeni şeyler yapmalıdır. Bu düşüncelerin etkisiyle, terzilik ve dikiş nakış kursları açıldığını duyunca çocuğu kucağında olduğu haliyle kursun ilk talebesi o olmuştur.

Sahile Hatun, hocalarından gördüğü şekliyle bez parçalarını kesiyor, biçiyor, onlara şekiller veriyor ve her bir ürün ortaya çıktığında gözlerinin içi gülüyordu. Çocukluk vakitlerinde öğrendiği iğne oyalarına, kanaviçe işlemelerine ve örgü yeteneğine de kurs ortamında yeni boyutlar kazandırmıştı.

İki kış mevsimi devam eden kurslar sonunda, elden düşme sahip olduğu dikiş makinesi ile artık orta halli bir terziydi. Parmakları arasında manevralar yapan küçücük iğneden saatler içinde harika görünen oyalar, işlemeler bakılmaya doyumsuz bir hal alıyordu.

Sahile Hatun, her ilkbaharda toprakla birlikte adeta yeniden doğuyor;  yüreğini Allah'a,  umutlarını toprağa bağlamış halde sonbahara kadar amansız bir koşuşturma yaşıyor, kış mevsiminde ise el sanatları üreterek baharın gelişini bekliyordu.  Tabi ki bu dinlenme uğraşısını kazanca dönüştürerek bir tarafa “Kara gün dostu” deyip birkaç altın biriktirmeyi de ihmal etmiyordu.

Bulut olan soyadı gibi yüksek hayalleri ile düşünüyor,  yağmur damlaları gibi emeği berekete dönüşüyordu. Ona göre her dönemin kendine ait bir mutluluğu vardı. Hasat mevsiminde gecelerini bir ağaç daldasında ya da derme çatma bir barakada geçirdiği vakitlerde bile toprağın misk kokusundan, yıldızların gizemli oynaşmasından gülümseyerek bahsedebiliyordu. Kendisini en çok da yıldız kaymaları yüreğinden bir şeyler kopmuşçasına etkilemekteydi.

Ata tohumu ile ürettiği domatesin, yapraklar arasında güneş gibi parlaması, mis gibi kokusunu etrafına yayması veya  altın rengine dönüşecek başakların her geçen gün biraz daha boy vermesi, onun için huzurun vazgeçilmez unsurlarıydı.

Hayat böylece sürüp giderken kafasını her zaman kurcalayan bir sorunun cevabını bulmaya çalışıyordu. Acaba toprak yeterince işlenebiliyor mu, hak ettiği şekliyle değerlendirilmekte miydi, binlerce yıldır süregelen üretim yöntemleri tam manasıyla doğru muydu, toprağı nadasa bırakmaya gerçekten ihtiyaç var mıydı, toprak sahiplerine bu durum nasıl izah edilebilirdi?

Belki de işlerin bedenini yorduğu kadar bu düşünceler de zihnini meşgul etmekteydi. Sahile Hatun'un zaman zaman sohbet ederken, etrafına yarım ağız çıtlattığı bu fikirler “Senin aklın bu işlere ermez” imasında bıyık altı gülümsemeyle geçiştirilmekteydi.

Ve günün birinde hayatın akışını değiştirecek bir şey olacaktı Sahile Hatun için.

Yıllarca terkedilmiş, yaşama dair tek şeyin üzerinde biten yabani ot ve dikenler olduğu halde kertenkelelerin, at karıncalarının, belki de akrep ya da yılanların dolaştığı  bir arazi dikkatini çekti.  Sahile Hatun araziye baktı ve “Sanki bölgenin tüm taşlarını bu sahipsiz sanılan alana biriktirmişler. Umutları tükenmiş gibi güneşin kavuruculuğundan toprak asli rengini kaybetmiş…” demeden kendini alamadı.

Ancak yine de Sahile Hatun’un kafasında eşi ile dahi kendisini  karşı karşıya getirecek deli rüzgârlar esmeye başladı. “Artık yeni şeyler yapma zamanıdır. İşte benim de dikili bir ağacım var diyebilmek adına doğan bir fırsat…” dedi.

Sahile Hatun bir yolunu buldu ve başka beldelere göç etmiş arazi sahibine ulaşmayı başardı.

Evin yaşlıca hanımı;

- Kaç çocuğun var kızım?

- Ellerinden öper üç çocuğum var hanım abla.

- Kaç yıldır tarla işi ile uğraşıyorsun?

- 15 yılı aşkındır marabayız abla.

Sedirinde bu sohbeti dikkatle dinleyen yaşlı adam eşine dönerek;

- Hanım! toprağı hak edene vermek lazım. Bizim çocuklar dönüp bakmıyorlar bile. Sahile kızım bu işe layıktır. Uygun fiyat söyleyeceğim. Arazinin dörtte birini peşin, kalanını da beş yılda ödeyeceksin kızım, anlaştık mı?

- Anlaştık amca.

- İşlemler hazır olduğu gün tapuya gidiyoruz öyleyse....

Sahile Hatun, bir toprak sahibi olup hayallerini gerçekleştirebilecek miydi, onu da haftaya anlatalım.

Hayırlı Pazar tatili ve keyifli okumalar diliyorum.

Selam ve saygıyla.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları