Dolar $
32.48
%-0.19 -0.06
Euro €
34.8
%-0.03 -0.01
Sterlin £
40.69
%0.09 0.03
Çeyrek Altın
3991.42
%0.85 33.14
SON DAKİKA

İyilik Sokağı…

İyilik bulaşıcıdır sloganı, giderek gerçeğe dönüşüyor. Bodrum Gürece'de bir sokak. Ortasında Bodrum Mavi Dondurma. Arzu-Uğur Tüzün çifti elleriyle yapıyor, elleriyle sunuyor eşsiz lezzeti.

Sokağın tüm yaşanları tek bir aile gibi olmuş. En çok da mahallenin çocukları mutlu. Her hafta bir külah dondurmaları Arzu abladan. Tek koşul, sokak hayvanlarına iyi davranmaları. Sokakta bolca kedi ve köpek de yaşıyor. İyi davranmak demek, kötülük yapmamak demek. Bir de sokağın gizli hamisi var; değerli bir meslekdaşımız Ayşe Arman. Bayram tatilinde de iyilik organizasyonlarını sürdüren… İyilik kolyeleri yapılıyor. İyilik Atölyesi’nin bahçesinde, yan yana, Ayşe Arman’ın sunduğu malzemeler ile. Bu kez gelirin adresi Pİ Kadın Kanserleri Derneği idi. Aslında yerel kalkınmayı hedefleyen, çok daha büyük bir proje bu. Sakajewa adı verilen kolyeler, iyilik kolyeleri olarak, herkesi kendi sosyal sorumluluğunu yaşamaya davet ediyor. İçinde , meyvesinden güzel dondurmaların da yer aldığı sımsıcak bir sokakta. Büyüsün bu pandemi; iyilik pandemisi!

Hıncal Uluç’a saldırma günleri 

Galatasaray, ’93 Şampiyonlar Ligi ön elemesinde 3-3’ün rövanşında Manchester Utd. ile karşılacaktı. Maçtan önceki Salı akşamı, Ali Sami Yen’de antrenmanı izleyip ardından yine o akşam İnönü Stadı’nda oynanacak Beşiktaş-Ajax maçını izlemeye gidecektik. Stattaki United antrenmanı başlarken İngiliz meslekdaşlar yaklaştı, o zamanki aydınlatmayı sağlayan kapalı tribün üzerindeki projektörü andıran lambaları işaret ederek “bu ışıklar maç oynamaya yetiyor mu?” diye sordu biri. O sırada antrenman yapılıyordu, Cantona, Giggs, Schemeichel, Alex Ferguson’lu kadro sahaya çıkmıştı. Elbette, dedim; görmüyor musunuz antrenman da başlıyor işte. Alaycı bir tavırla devam etmişti; ya evet, tribünler de cehennem oluyormuş!

-Daha önce geldiniz mi? Nereden biliyorsunuz atmosferi?

-İngiliz bir teknik direktör var, Gordon Milne, o anlatmıştı bize. İstanbul’da tribünler çok özeldir. Ancak iyi takım zaten her yerde kazanır, demişti.

Bu sohbeti iki gün sonra İkitelli’deki binada öğle yemeğinde rahmetli Ekrem Çatay ile aynı masada bir meslek büyüğüme aktarmıştım, Hıncal ağabeye! O antrenmanın ardından gittiğimiz maçta Alpay Özalan’ın tuttuğu Litmanen, ilk yarıda çok zorlanmış ama bir gol atabilmişti. İkinci yarı başlarken, Milne, Alpay’ı oyundan almış, Litmanen maçı hat-trick’le tamamlamıştı. 4-0’lık Ajax galibiyeti sonrası, Finli golcü gibi teknik direktörü Van Gaal de, Milne’in Alpay’ı oyundan almasına anlam veremediklerini söylemişti.

Hıncal ağabey, tümü mikrofonlara yapılmış konuşmaları, Milne’i hedefleştirmek için haber yapmak doğru olmaz, demişti. Mustafa Denizli Atina’da bir takım çalıştırsa, bizim üç büyüklerden biri, Atina’daki rakiplerinden biriyle eşleşse, “hocam, nasıl bir takım, nelere dikkat etmeli” diye sormayacak mıyız? Denizli anlatmayacak mı? Anlatmazsa, vatan haini demez miyiz? Gordon Milne, İngiliz gazetecilere anlatmakla yanlış yapmamıştır. Teknik kararlarını, yanlış da olsa eleştiriye malzeme etmek doğru olmaz!

Son elli yıldaki her meslektaşımızın, yolu kesişmese de ondan öğrendikleri vardır. Hatalarıyla da öğretmiştir. İngilizcede “love to hate” diye adlandırılan terimin en üst temsilcisi de olabilir. Bir süredir sağlık sorunlarıyla boğuşuyor. Tam da bu süreçte, sağlığında söz söyleyemeyenlere de hedef oluyor. İyi ol Hıncal ağabey. Herkes yakışanıyla anılmaya devam ediyor! 

Hükümden yargıya

Dijital medya unsurları, sadece iletişimin değil yaşamın da önemli bölümünü kaplamayı sürdürüyor. Ebeveynler, çocukların ellerinden düşmeyen telefonlar, tablet ve bilgisayarlardan yakınmayı bırakmıyor. Ama süreç, buna bağlı öğrenmeyi de getiriyor. Tutkunun, ekran bağımlılığına dönüştüğünü görüyoruz. Her an bir dijital ekran, hızla tüketilen içerikler, nedeni bilinmeyen bir telaş hali ve acelecilik. Bilgi, hızla erişilebilen bir metaya dönüşmüşken, referansları sorgulanmadan yayılabiliyor. En kötüsü de, bireysel ya da toplumsal, hemen her alanda yargı dağıtma alışkanlığı oluşması. Sosyal medya diye adlandırılan bu dijital yapılar, kişisel sorgulamalarda onulmaz yaralar da açıyor. Çünkü, önce hüküm veriliyor, sonra yargılama başlıyor. Masumiyet karinesi tersten işliyor, suçlu ilan edildikten sonra savunma başlıyor. Büyük bir güç, kendi mekanizmasını kurmuş durumda ve ne yazık ki doğrular yeniden şekilleniyor. 

20 Temmuz, 23 Temmuz, Kıbrıs ve Hatay 

Çocukluğumdan beri bu iki tarihin büyük önemini hissederim hayatımda. 48 yıl önce, Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı ve adanın bugünkü konumuna geçildi. Kıbrıs Türklüğüne uygulanan sistematik imha politikalarına "dur" demek için kahramanca çarpışan ve Kıbrıs'ın istiklalini sağlayan şehit ve gazileri, harekatın 48'inci yıl dönümünde rahmet ve minnetle yad ediyoruz. 

Bundan 83 yıl önce, 23 Temmuz’da düşman işgalinden kurtulan Hatay, bugün camileri, havrası ve kiliseleriyle, bir büyük medeniyet buluşması olarak dünyaya örnek olmakta. Öz benliklerini hiçe sayarak bizi bugüne getiren, gerek Hatay’da gerekse Kıbrıs'ta şehit düşen bütün soydaşlarımız ve askerlerimizin aziz ruhları şad olsun.