Dolar $
32.55
%0.03 0
Euro €
34.87
%0.03 0.01
Sterlin £
40.73
%0.12 0.04
Çeyrek Altın
3958.12
%0.01 0.25
SON DAKİKA
Son Yazıları

İllaki toprak, illaki tarım ve el birliği!

05 Eyl 2021

Tarihin seyrini değiştiren zaferlerle dolu ağustos ayını geride bırakırken, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın coşkusunu hep birlikte yaşamış olduk. Bu şanlı zaferlerde katkısı olan komutanlarımızı, şehitlerimizi ve gazilerimizi şükranla yad ediyorum.

Belirtmeliyim ki, asrın en iyi teknolojisinin kullanıldığı Milli ürünümüz Akıncı TİHA'nın (Taarruzi İnsansız Hava Aracı) Anadolu semalarında gururla uçması, bayramda coşkumu zirvelere taşımıştır. Daha güçlü bir Türkiye için, bu eserde emeği geçen herkese teşekkürlerimi arz ediyorum. 

Benim için her ağustos ayı, yüreğimin göğüs kafesine sığmadığı, ruhumun zaman ve mekân kavramının çok ötelerine yöneldiği dönemdir.

Bazen bin yıl öncesine giderek, Anadolu’yu bu necip millete yurt kılmak için Malazgirt’te cihana meydan okuyan Sultan Alpaslan’ı seyrederim. Bazen Fatih Sultan Mehmet’in Anadolu’nun güvenliği için giriştiği ibretlerle dolu Otlukbeli Savaşı’nı hayalimde canlandırırım.

Akabinde, Sakarya Meydan Muharebesi’ne, Büyük Taarruz’a yönelir, Mareşal Fevzi Çakmak Paşa’nın, Fahrettin Altay, Halit Karsıalan ve daha nice komutanların askeri manevralarını, Albay Reşat Çiğiltepe’nin onurlu duruşunu ibretle izlerim. 

Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm umutların tükendiği bir zamanda “Ordular! İlk hedefiniz Akdenizdir... İleri” komutunu hayranlıkla dinlerim.

Bu kutlu toprakları almak, Anadolu’ya sahip olmak, ülke birliğini sağlamak ve “Bu ülke bizim, hiçbir yere gitmiyoruz!” diyerek canı pahasına mücadele etmek...

Hepsinin temelinde cennet misali vatan toprağını tehlikelerden arındırmış ve verimliliğini korumuş olarak gelecek nesillerimize teslim edebilme gayreti vardır. Bu duygular içerisinde, ağustos ayı süresince yazılarımızda “İllaki toprak, illaki tarım ve illaki güç birliği” dememiz, duygularımızın zafer ayı ile tevafuk eseri buluşmasından ibarettir. 

Bu kapsamda toprağın önemini, Anadolu tarımının yurdumuz ve dünya için vazgeçilmezliğini, arazinin aşırı bölünmesi ve çiftçinin ürünü hak ettiği şekli ile değerlendirememesi gibi sebeplerle tarım faaliyetlerinden kısmen vazgeçildiğini ve bunun önemli bir tehlike arz ettiğini dile getirmiştik.

Yine özellikle tarım alanında arazilerin fazlaca bölünüşü ve çiftçinin yeterince bilgi sahibi olmaması gibi nedenlerle yer altı ve yer üstü su kaynaklarının yaşanan kuraklığa rağmen verimli kullanılamadığını önemli bir hakikat olarak vurgulamıştık.

Bahsedilen bu sıkıntıların çözümü; işletilmesi ekonomik olmayan veya hiçbir şekilde işletilmeyen arazilerin birleştirerek işletmecilik bakımından ekonomik büyüklüklere getirilmesi ve alanda yetişmiş insan kaynağını da sisteme dahil ederek özel sektör elbirliğinde bilinçli tarım yapılması ile mümkün olacaktır. 

Tarımın sanayi kollarındaki gelişimine yönelik katkısına kısa bir göz atacak olursak; çiftçinin her yıl başkalarına minnet etmektense bir traktör de ben alayım, kapımda dursun düşüncesi ile ve belki de  borçlanarak  temin ettiği tarım makinelerinin  tarım arazisinin fazlaca bölünmüşlüğü nedeniyle  tam kapasite ile kullanılamadığı düşünülmektedir.

Bu makineler, küçük çaplı arazisinin sürüm ve ekim işi tamamlandıktan sonra genellikle atıl vaziyette bir sonraki yıla kadar beklemektedir.

İki milyon hektarlık kullanılmayan arazinin el birliğinde, müteşebbis oluşumlar tarafından üretime kazandırılmasıyla birlikte sanayiciler, alandaki gelişmelere ayak uydurarak çok daha teknik özellikleri olan, günün şartlarına daha fazla cevap verebilecek ve daha az maliyetli şekilde traktör, döver biçer, balya makinesi, çapa makinesi, pulluk frezesi, harman silajı makinesi, pancar sökme makinesi, pamuk toplama makinesi gibi tarım araçlarının üretilmesine hız verecektir.

Yine özel sektör tarafından başlatabilecek yeni tarım hamlesiyle özellikle soya fasulyesi, yer fıstığı, ayçiçeği, mısır, şeker pancarı, pamuk, domates, buğday gibi fabrikalarda işlenerek yeni ürün haline getirilen endüstri bitkileri üretimindeki artış, ek yatırımları zorunlu kılacak ve ekonominin hızlandıran etkisiyle birçok sanayi koluna etki yapacaktır.

Ek yatırımlarla oluşabilecek ihracat artışı da dikkate alındığında toprakla başlayan hareketlilik; ambarların dolmasına, ihracatın ve istihdamın coşmasına, enflasyonun düşmesine ve yeni sanayi hamlelerine yol açacak ve berekete vesile olacaktır. 

İnsan kaynağı talebine yönelik oluşabilecek bu düşüşün en önemli çaresi yine tarım sektöründe yapılabilecek atılımlarda mevcuttur. Milyonlarca hektarlık arazinin işletilmesi, ürün artışı nedeniyle nakliye, ürün işleme, pazarlama, paketleme ve depolama alanlarında oluşabilecek ilave insan kaynağı ihtiyacı, işsizlik oranlarının aşağı doğru çekilmesi anlamını taşımaktadır.

 Haftaya İnşallah, milli hassasiyet taşıyan tohum konusunu ele alacağız.


Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları