Sonuç; dışarıda yemek yemeyi çok seviyoruz. Özellikle gençlerin (15-30 Yaş) bu konuda ciddi zaafı var. Cinsiyet fark etmiyor. Nispeten ekonomik düzey de. Eğitim seviyesi de. Bu üç demografik özellik; sadece ödenen bedel ve tercih edilen yemek türlerinde farklılık gösteriyor. O kadar. 

Dışarıda yemek yeme alışkanlığının genel anlamda; “aylık/yıllık harcama miktarında artış” ve “yeni yaşam biçimi” başlıklarında olmak üzere iki tane çıktısı var. 

Durmak istediğim çıktı; yeni yaşam biçimi. Evet, dışarıda yemek yemek yeni bir yaşam biçimi. Örneğin; hatırlarsınız eskiden Pazar kahvaltısı evde yapılırdı. Şimdi ise dışarıda. Sosyal bir aktivite olarak değerlendiriliyor. Ayrıca çeşitli gerekçeler ile dışarıda yemek organizasyonları yapılıyor. Kutlamanın ya da anmanın adı farklı olsa da sonuç aynı. “Bunu bir yemekte kutlayalım.”

Üzerine bir de dışarıda yemek yemek zaman konusunda tasarruf sağlıyor. Ve tabi ki; farklı lezzet deneyimlerinin yaşanmasına imkân veriyor. Günümüzün tüketicisi deneyimi seviyor.

Böylesine bir alışkanlığın olduğunu anlamak için araştırmaya gerek yok. Dışarıda yaşananları gördüğünüzde siz de bu sonuca ulaşabilirsiniz. 

Tüketiciler (tamamı değil tabi ki), her yemeğin evde yapılamadığı, evin kokacağı, mutfak eşyalarının deforme olacağı, dışarıda yemek yemek ya da dışarıdan sipariş vermeyi daha kolay ve pratik olarak görülmesi gibi nedenleri gerekçe gösterilerek, evde yemek yapmadan kaçınıyorlar.  (Geçenlerde bir video izledim; evde enerji içeceği yaptı. Demek ki evde de oluyormuş.) 

Dışarıda yemek yemenin en somut örneği; çalışanlar. Özellikle çalışanların çoğu evde kahvaltı yapmıyor. Çünkü kahvaltıya ayırılan süre uykuda değerlendiriliyor. Yani “on dakika daha fazla uyumak” kahvaltıdan daha cazip geliyor.

Kahvaltı dışarıda ya da dışarıdan alınan gıdalarla yapılıyor. Öğle yemeği; ya şirkette ya da şirket çalışanları ile dışarıda yeniliyor. Akşam yemeği yorgunluk ve zaman faktörleri gerekçe gösterilip yine dışarıda yeniliyor.

Bu durumu çok kötü bir alışkanlık gibi anlamayın lütfen. Sizlere sadece değişen sosyolojik yapımızı ve yeni alışkanlıklarımızı somut verilere dayanarak aktarmak istiyorum.

Aslında varacağım yer şu:

Kafe, restoran, lokanta ve çay ocakları müşterilerini tekrar kabul etmeye başladı. Açılmaların hemen ardından yoğunluk olacağı bekleniyordu. Oldu da. Bu tabloyu görenlerden bazıları çok iyi oldu artık arabada, banklarda yemek yemeye son, dediler. Bazıları da yaşanan yoğunluğu eleştirip, salgının seyrini olumsuz etkileyeceğini söylediler.

Ortaya çıkan yoğunluğun asıl nedeni; sonradan gelişen dışarıda yemek yeme alışkanlığımız. Sonradan diyorum çünkü Türkiye kültürel olarak evde yemek yapan bir ülkedir. Zamanla evde yemek yapılmamaya ya da hazır gıdalar ile yemek yapılmaya başlanıldı.  Zaten siz de fark etmişsinizdir. Marketlerde hazır ve dondurulmuş gıdalar raflarda daha fazla.

Belirli bir süre içerisinde göreceğiz; sadece akşam yemeği saatlerinde açılan yerlerin sayısı artacak. Şu an küçük paketlerde satılan hazır ve dondurulmuş gıdalar da artışa geçecek. Evde pişirilen yemekler değil, ısıtılan yemekler daha çok tüketilecek.

Dışarıda yemek yemek yeni alışkanlık, zira bu artık yaşam biçimi. Bana kalırsa bu yüzden kafe, restoran vb. kalabalık…