Dolar $
32.59
%0.18 0.06
Euro €
34.72
%-0.09 -0.03
Sterlin £
40.43
%-0.45 -0.18
Çeyrek Altın
4094.66
%0.67 27.01
SON DAKİKA

Günden Güne Yoksullaşıyoruz

Artan gıda fiyatları, yükselen enflasyon, pandeminin yol açtığı ekonomik sorunlar, döviz kurunun sürekli yükselmesi, faturalara ardı ardına yansıyan zamlar ve birbirine bağlı daha birçok neden sebebiyle cebimizdeki para sürekli eriyor. Hal böyle olunca da geçinmek artık imkânsıza yakın bir hal almaya başlıyor.

Cumhurbaşkanlığının kamuoyuna açıkladığı 2022 yıllık programına göre 2019 ila 2020 yılları arasında ülke genelindeki yardıma muhtaç yoksul aile sayısı ikiye katlandı. Yıllık programda yer alan resmi verilere göre, 2019 ila 2020 yılları arasında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın sosyal yardımlarından faydalanmak zorunda kalan yoksul hane sayısı 3 milyon 283 binden 6 milyon 630 bine çıktı. Yani devletten yardım almak zorunda kalan yoksul hane sayısı iki kattan fazla artış göstermiş oldu. 

Yoksul hane sayısı bu denli hızlı bir artış gösterirken açlık sınırı ve yoksulluk sınırı da sürekli artıyor. Türk-İş araştırmasının Ekim 2021 sonucu dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli şekilde beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması yani açlık sınırını 3.093,20 TL olarak açıkladı. Bunlara giyim, konut masrafları, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar eklendiğinde belirlenen yoksulluk sınırı ise 10.075,58 TL olarak açıklandı. Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ olarak açıklanan tutar bile 3.771,96 TL oldu yani bu tutar bile asgari ücretin üzerinde.

Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 24,61 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 19,95 olarak hesaplandı. Bu artış pazarlarda dahi etkisini çok fazla hissettirirken, Rekabet Kurulu, zincir marketlerdeki fahiş fiyat artışı sebebiyle 5 zincir markete ve 1 tedarikçiye idari para cezası verilmesine karar verdi. Çoğu ürün için fahiş fiyat uygulandığı söylenebilirse de sebze ve meyve fiyatları pazarlarda bile cep yakıyorken esas sorunun marketlerin fiyatlandırması olmadığı da düşünülüp buna göre adımlar atılmalı. Çiftçiler artan maliyetlerden, zararına satış yaptıklarından bahsederken öncelikli olarak onlara destek sağlanmalı ki tarım faaliyetleri durma noktasına gelmesin, tarımın azalmasının yol açacağı daha da yüksek fiyatlar önlensin. 

Ayrıca küresel ısınma, su sorunu ve tarıma gereken önemin verilmeyişi gibi sebeplerle tarımsal üretimi büyük tehlikelerin beklediği birçok İklim Krizi toplantısında ve panellerde gündeme geliyor. Dünya çok da uzak olmayan bir gelecekte böyle bir krizle karşıya karşıya kalacakken çok bereketli topraklara sahip ve tarımcılık konusunda oldukça tecrübeli ülkemizin sebze-meyve üretiminde bu denli sorun yaşıyor olması ve yüksek fiyatlarla bunlara ulaşıyor olması geleceğimiz açısından daha da korkutucu. 

Yoksul hane sayısının bu denli hızlı artışının ana nedenlerinden biri işsizlik iken ve işsizlik özellikle büyük şehirlerde daha yoğunken insanları köylere dönüp tarım yapmaya sevk edecek projeler geliştirilmesi, tarım seferberliği başlatılması ve ayrıca kuraklık ve sulama ile ilgili acil ve hızlı projeler yapılması birkaç sorunun birden hafiflemesini sağlayacaktır.