Dolar $
32.52
%-0.08 -0.02
Euro €
34.8
%-0.02 -0
Sterlin £
40.73
%0.15 0.06
Çeyrek Altın
3978.75
%0.53 20.63
SON DAKİKA

Gündem yine iç karartıcı

Bir yanda ülkenin dört bir yanından gelen yangın haberleri, bir yanda doğal güzelliklerimizi ranta kurban vermemiz diğer yanda hekime, avukata, kadınlara şiddet haberleri ve daha nice iç karartıcı, nereye gidiyoruz diye sorgulatan haber…

Son günlerin en çok tartışılan konusu şüphesiz ki Cennet Koyu’na yapılacak olan inşaat… Bölgeye yapılacak olan inşaatla ilgili Danıştay iki kez iptal kararı verse de inşaata başlandı. Doğal güzelliği bir yana bırakılırsa geçtiğimiz gün bölgede antik kalıntılar bulunduğu paylaşımları yapıldı. Henüz teyit edilmemiş olsa da paylaşılan görsellere bakıldığında iddialar doğru gibi gözüküyor. Yıllardır otel ve villa inşaatları ile turizm bölgelerinde birçok bölge katledildi ve hala bu yanlışta ısrar ediliyor. Antik kent olsun veya olmasın bir inşaat uğruna binlerce ağacın kesilmesi ve inşaattan kaynaklanacak kirlilikle bölgenin zarar görmesi akıl karı değil. Üzerine bir de antik kent olduğundan şüphe duyulan bölgedeki tarihin incelenmesi, sahip çıkılıp korunması gerekirken inşaata devam edilmesi de akıl karı değil. Çoğu ülke bizim kültürel mirasımıza sahip değilken ellerinde olan kültürel mirası korumak için canla başla çalışıyor ama biz elimizdeki hiçbir değeri koruyamıyoruz. Birçok müzeye ve antik kente verilen zarar ortada… Buna rağmen geri alınamayacak zararlardan ders çıkarıp elimizdekilere gereken önemi göstermemiz gerektiği bir türlü idrak edilemiyor. İnşaat şirketinden de konuyla alakalı henüz bir açıklama gelmedi ancak ne olursa olsun zaten Danıştay’ın iptal kararına rağmen inşaata başlanması hiçbir cevap gelmeyeceğini de düşündürüyor. 

Bir yanda da kovid vakaları yeniden hızla yükselmeye başladı. Bu gidişle belki de yeni bir kapanma gelebilir ancak esas önemli olan doktorlara yine çok fazla iş düşecek olması. Pandemi olsun olmasın devlet hastanelerinin acillerine giden her vatandaşın anlaması gereken bir gerçek var ki doktorlar çok yoğun çalışıyor. Özellikle acillerde bazen yemek yemeye bile vakitlerinin olmadığı bir gerçek ancak herkes önceliğin kendisinde olmasını istediği ve hasta yoğunluğundan dolayı kısa sürede sonuca varılması gerektiği için hızlı karar veren doktorları eleştiriyor. Doktorların hastalara ters davrandığı o nedenle şiddet olaylarının arttığını söyleyenler ise kendilerine şunu sormalı, yıllarca zor bir eğitim alıp günde onlarca hastaya bakan bir doktor yorgun veya yeri geldiğinde gergin olamaz mı? Doktorların da zaman zaman suratının asılması normal değil mi? Kaldı ki önümüzdeki günlerde yine doktorlara ihtiyacımız olacak ama bu gidişatta ne kadar doktor özveri ile çalışabilecek? 

Başka bir şiddet de avukatlara yönelik… Avukatlar karar mekanizması olmadığı gibi işi gereği müvekkillerini kanunlar çerçevesinde korurken sanki suçlu onlarmış gibi davranıp şiddet uygulanması da akıl karı değil. Her insan hayatının bir döneminde savunulma ihtiyacı hissediyor ancak avukatlara gereken değeri göstermiyor. 

Değer verilmesi gereken hiçbir şeye değer vermiyor, hep çok geç pişman oluyoruz.

Meslekleri başında hayattan koparılan Doktor Ekrem Karakaya’nın ve avukat Servet Bakırtaş’ın mekanları cennet olsun.