Dolar $
32.56
%0.13 0.04
Euro €
34.86
%0.61 0.21
Sterlin £
40.55
%0.95 0.38
Çeyrek Altın
3978.14
%0.31 12.11
SON DAKİKA
Son Yazıları

Fakirlere piyasa ekonomisi

08 Mar 2021

Soğuk Savaş'ın sona ermesi, yalnızca Batı Bloku'nun karşısında dikilen siyasi gücün beyaz bayrak çekip rekabetten çekilmesi anlamına gelmiyordu. Aynı zamanda kapitalist sisteme alternatif olarak gösterilen reel sosyalizmin de uygulamadan kaldırılması, tüm dünya için tek bir kalkınma ve refah reçetesi olduğunun ilamı anlamına geliyordu.

Merkezi planlamaya, üretim araçlarının kamu mülkiyetinde olmasına dayanan ekonomik alternatif çökmüş, kapitalizmin üstünlüğü tescil edilmişti. Kaynak dağılımı bürokratik mekanizmalarla yapıldığı zaman yolsuzluk ve verimsizliğe yol açmaktaydı; oysa piyasalar, “görünmeyen el” sayesinde, kendi kendilerini dengeleyecek mekanizmalara sahipti. Birey için en doğru olanın toplum için de optimum çözüm olduğunda hareketle artık piyasalar üzerindeki kontroller kalkmalı, toplumun kaynakları ekonomik rasyonaliteye göre dağıtılmalıydı.

Muarızlarının neo-liberal ekonomi politikaları diye küçümsediği, bizde seksenli yıllarda en önde gelen uygulayıcılarından Turgut Özal’ın da kullandığı tabiriyle “piyasa reformları” denilen reçete temel olarak bu esaslara dayanıyordu. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkesinde bu politikalar uygulamaya geçmiş, dönemin en etkili düşünürleri de “tarihin sonu”nu ilan edip bu ölümüne mücadelenin galibinin piyasa ekonomileri olduğunu kayda geçirmişti.

Doksanlı yıllar küresel ekonominin kükreyerek büyüdüğü bir dönem olduysa da aniden patlak veren çalkantılar – Asya Krizi, Rusya moratoryumu gibi- bazı soru işaretleri getirdi. Yine de sistemin aslında sağlamlığına, sorunların kaynağında uygulama hataları olduğuna dair konsensüsle durum geçiştirildi. İki binlerin başında dot.com krizi diye de adlandırılan teknoloji hisselerindeki balonun patlaması ABD Merkez Bankası FED’in kurtarıcı rolüne soyunup likidite musluklarını açmasıyla savuşturuldu. Görünen bir problem yoktu ama bu küçük örnek, ilerleyen yıllara doğru yine yeni yeniden şişilip patlayan finansal balonların öncülü oldu.

Krizler, kurtarıcılar, daha büyük krizler

İki binli yıllarda bu nispeten küçük çaplı kurtarma operasyonu ve devamında gelen gevşek para politikaları bir süreliğine hızlı bir ekonomik toparlanma sağlasa da 2008’deki mortgage krizine giden yolun taşlarını da döşedi. Bedava para, iyi, kötü ayırt etmeden her türlü yatırımın yelkenlerini şişirdi; kısa vadedeki coşku uzun vadede devasa batıkların temelini attı. Yıllarca hovardaca para dağıtan, bunun sonucunda muazzam karlar eden ve hem yöneticilerine hem hissedarlarına para akıtan finansal kuruluşlar bir anda topun ağzına geldi. Normal şartlarda çoktan suyun altına gitmeleri gerekirken beraberlerinde küresel ekonomiyi de sürükleyeceklerinden başta FED olmak üzere kurtarma ekipleri duruma müdahale etti. Yüz milyarlarca dolarlık kamu kaynağı, piyasada alıcısı olmayan çöp finansal varlıkları almaya ayrıldı. Evet, eğer bu müdahaleler gerçekleşmeseydi önce ABD daha sonra da küresel ekonomi, muazzam büyüklükte bir krizle karşılaşılacaktı. Ancak sıradan insanlar aldıkları ekonomik kararların sonuçlarına katlanmak, hatalarını para kaybederek göğüslemek zorundayken finans dünyasının beyaz balinaları devletçe kurtarıldı. Her zaman “her koyun kendi bacağından asılır” diyen büyük finans çevreleri kendi başları derde girince “anca beraber kanca beraber” demeye başladı. Karları cebe atanlar, zararlarını kamulaştırdı.

Covid-19 salgını bir süredir devam eden bu ahlaki sorunun hepten arş-ı alaya çıkmasına sebep oldu. Ekonomik durgunlukla mücadele eden merkez bankaları çoğu çöp finansal varlıkları almak suretiyle para basmaya başladı. Hisse senetlerinden, tahvillere oradan kripto paralara, emtialara, belki de insanlık tarihinin en büyük finansal balonu şişti. Üstüne Biden’ın 1.9 trilyonluk mali destek paketi de gelince bu defa piyasaları enflasyon korkusu sardı, uzun vade ABD tahvillerinde satışlar başladı.

Belki de şu anda bu çalkantının başındayız. Tahvil piyasalarıysa, her türlü çer çöpü alan merkez bankası gelsin de verim eğrisi kontrolü altında ellerindeki kağıtları da alsın diye bekliyor. Kim bilir belki bir gün ellerindeki kripto paraları bile okuturlar. Anlaşılan piyasa sadece fakirler için var, kodamanların ise başı ne zaman sıkışsa kurtaracak birileri bulunuyor. 


Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları