Dolar $
32.56
%0.03 0
Euro €
34.85
%0.05 0.01
Sterlin £
40.58
%-0.08 -0.03
Çeyrek Altın
3976.08
%0.05 1.89
SON DAKİKA
Son Yazıları

Çiftçi tarlasında işçi ve bekçi olmadan…

05 Þub 2020

Özellikle küçük ve orta ölçekli çiftçilerimizin işinin tarlasında, bahçesinde ya da ahırında bittiği günler geride kalmak zorunda. Üreticilerimizin gelirlerinin yükselmesi için ürünlerinin katma değerini artıran pazarlama ve satış faaliyetlerinde yer alması kaçınılmaz hale geldi.

Bunun sağlanması yani çiftçilerin ticari faaliyette başarılı bir şekilde yer alabilmesi için kooperatiflerin ve üretici birliklerinin işlevsel ve profesyonel olmaları gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde bu yapılar pazarlama ve satış işlevlerini çok başarılı bir şekilde yürütebiliyor. Üretici örgütlerinin tüketici hallerindeki ve diğer ticaret kanallarındaki satış oranlarının yüzde 90’lar seviyesinde olduğu ülkeler var. Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamasını ise yüzde 50 olarak verebiliriz. Bu oran Türkiye’de yüzde 1 bile değil. 

Başka bir değişle üreticimiz zaten çok yüksek olan girdi maliyetlerine katlanarak sadece üretmeye çalışıyor. Kooperatiflerin ve üretici birliklerinin tedarik zincirindeki payı oldukça düşük kaldığı için ticari hizmetler aracılar dediğimiz -üreticiden çok daha fazla kazanan- kesimler tarafından yapılıyor.

Tarladan çıkan bir ürünün nihai tüketiciye ulaşma safhası üzerine yapılan bir çalışmada aracıların payının yüzde 45 seviyelerinde olduğuna dikkat çekiliyor. Bu paya ürünlerin el değiştirirken uygulanan vergileri de eklediğimizde fark çok yükseliyor.   

Özellikle üreticinin eline geçen para ile tüketicinin ödediği fiyat farkının azaltılması için üretici birliklerini ve kooperatifleri etkin hale getirecek politikalar çok önemli. Tarımsal ürünlerin işlenmesi, hatta gıda imalatı, dağıtımı ve pazarlanmasının üretici örgütleri tarafından yapıldığı ülkelerde üreticinin kazancı çok daha yüksek oluyor. Üretici bir yandan yine kendi kooperatifi üzerinden ucuza aldığı tarımsal girdilerle daha ekonomik ve kazançlı üretim yaparken, diğer yandan ürün işleme ve tedarik zincirinde oluşan katma değerden ve kârdan payını alıyor. Siyasetin bulaşmadığı, etkin, güçlü üretici birlik ve kooperatiflerinin çiftçi gelirlerini artırmaması mümkün değil. 

Üretici birlikleri ve kooperatiflerin rolünü sadece bununla sınırlı kalmıyor, üreticiden alınan ürünlerin standartlaştırılması, ambalajlanması ve markalaşması yönündeki etkinlikleri de çok önemli.

Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli tarafından açıklanan Tarım ve Orman Şurası Eylem Planı’nda ikinci sırada yer alan sözleşmeli üretim bu noktada öne çıkıyor. Üreticinin kendi işletmesinde işçi ve bekçi olmasını engelleyen, taraflar arasında itilaf yaratmayacak tedbirlerin alındığı, tarımsal desteklerin hak edene aktarıldığı bir sözleşmeli üretim modeli yaygınlaştırılmalı. Adil sözleşmeli üretim modeli ne kadar yaygınlaşırsa üretici refahı o kadar artar ve tüketici fiyatları düşer. 

Sözleşmeli üretim çiftçinin ne üreteceğini ve ne kadar kazanacağını en az bir yıl önceden bilmesi ve bir türlü beceremediğimiz üretim planlamasının yapılması açısından da çok gerekli. Tarım ve Orman Şurası Eylem Planı’ında sistemin bu yıl destekleneceğini öğrenmek mutluluk verici. Ancak üretici ve tüketici arasındaki fiyat makasının kapanması için sözleşmeli üretim modelinde üretici örgütlerinin yoğun şekilde yer alması hatta yönetmesi yazının başından beri vurguladığımız adil sitemin kurulması için temel şart. 

Önümüzdeki günlerde bu konuda yeni bir platformun tanıtımı yapılacak. Üretmek isteyenlerle ürün talep edenler bir araya gelecek. Bakan Pakdemirli’nin söylediğine göre; yasal alt yapısı hazırlanmış bu platformda üretici tarımsal girdilerini de temin edebilecek yani işin finansal boyutu da entegre olacak. 

Tabii ki bu sitemin tek başına yeterli olacağını söylemek zor. Üreticinin doğrudan satıcıya ulaştığı modern üretici semt pazarları yaygınlaştırılmalı. Hükümetin üzerinde çalıştığı ve gündemde olan hal yasası da üretici ve tüketicinin lehine olacak şekilde hayata geçmeli. Aracıların azaltılması ve üreticinin örgütlü yapılar üzerinden sözleşmeli üretim modeliyle ürünlerini daha kısa bir tedarik zinciri yoluyla tüketiciye ulaştırması gıda enflasyonun düşmesi açısından da önem taşıyor.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları