Dolar $
32.54
%0 0
Euro €
34.92
%0.26 0.09
Sterlin £
40.69
%0.06 0.02
Çeyrek Altın
3967.04
%0.23 9.06
SON DAKİKA
Son Yazıları

Bu Kapı Dostluk Kapısıdır… Para İşlemez!

29 May 2022

Oda sahibi değirmenci Hüseyin Çavuş'un, önceki yazımızda bahsettiğimiz şekliyle, buğdayları sıkı bir şekilde korumasının hikmeti varmış. O'nun dilinden dinleyelim…

Kalabalığa seslenen Hüseyin Çavuş, “Komşular, akrabalar, dostlar! Geçen sene kurak bir yıl yaşadık.  Buğdaylar güneşin kavurucu sıcağına çoğunlukla yenik düştü. Bu nedenle açlık sınırında bir kış geçirmiş olduk. Şimdi buğdayın toprakla buluşturma vakti geldi ama piyasada bir teneke buğday, bir kızıl altına satılmaktadır. İnsanımızın bu paralara güç yetirmesi imkânsızdır ve bu gidişatla tarlaların boş kalması da kaçınılmazdır ki bizim buna göz yummamız mümkün değildir.

Malumunuz, tohum olabilecek buğdayları güz mevsiminde toplayıp ambarda muhafaza ettim. Bana çok kızdığınız zamanlar oldu.  Şimdi açıklıyorum… Her çiftçi için iki teneke tohumluk buğdayı borç olarak vereceğim. Çuvallarınızı getirin ve topraklarınızı buğdayla şenlendirin. Harman vakti gelince de verdiğim buğdayları geri isterim, haberiniz olsun.

Gözlerde bir parıldama, yüzlerde derin bir tebessüm,  bazılarında oluşan kısmi bir mahcubiyet… Ortam adeta bambaşka bir hal almıştı. Bir zamanlar Yusuf peygamberin kıtlıkla mücadele için yaptığı öngörü, belki de Hüseyin Çavuş için ilham kaynağı olmuştu.

Hava şartları nihayet düzelince “Yolcu yolunda gerek” deyip atın koşumları vurulur ve Kolağası “Arkadaşlar zor zamanda kapınızı açtınız. Sofranıza, ekmeğinize buyur ettiniz.  Üç gün boyunca ağırlandık, çok ama çok sağ olasınız.  Şimdi veda vakti geldi, borcumuz neyse söyleyiniz, helalleşip ayrılalım” deyiverir.

Hüseyin Çavuş, “Efendi yolunuz açık olsun, ne borcu, tam anlayamadım” sorusunu, Kolağası “Efendi bunca sürede ne kadar borcumuz olduysa onu soruyorum” şeklinde karşılık verince, Hüseyin Çavuş “Efendi, bu kapı Tanrı misafirleri ve Allah rızası için açılmıştır. İnsanlık için açılmış dost kapısıdır. Burada para işlemez. ” diyerek meseleye açıklık getirmiş olur. 

Kolağası haklı olarak bir şaşkınlık yaşamaktadır.

-Bunca gelen insanlar, yenilen bunca yemekler,  içilen çaylar ve kahveler hepsi ücretsiz mi yani?

-Kumandanım izah ettiğim gibi! Burada para işlemez. Dede babalarımızdan gelen bu adet, binlerce yıl öncesine dayanır ve böylece de devam edecektir.

-Desenize Hüseyin Çavuş, bu dünya iyilerin hakkı için halen ayakta durmakta, Eyvallah!

Kolağası, köy odasında gördüğü misafirperverliği, küçük Muharrem'in evini yakmayan ateş hikâyesini, Pehlivan Dede’nin yol kesenleri hizaya getirmesini ve Bismillah çekmeleri karşılığı çocuklara üzüm tanesi vermesini, Hüseyin Çavuş’un öngörüsünü ve tarih kitaplarında yer alması gereken erdem, irfan yüklü davranışını paylaşma ve yaşatma sevdasını yüreğine nakşetmiş halde Mamahatun’a doğru yola koyulmuş olur.

Bir zamanlar Anadolu coğrafyasına inci tanesi misali serpilmiş, yurt olmanın ve yaşamın esaslı nişanesi köylerimiz ve köylerin ilim, kültür, iktisadi dayanışma ve sosyalleşme merkezleri olan köy odalarımız…

Odalarımız, yüzyıllar boyu yokluklara, sıkıntılara, salgınlara ve istilalara karşı var olma mücadelesini esaslı birer Halk Eğitim Merkezi gibi başarıyla vermişlerdir.

Güzelim odalarımız;  70’li yıllardan itibaren başlayan endüstrileşme ve şehirlere göç, rahat yaşama arzusu, çekirdek aile ile başlayan yalnızlaşma ve televizyon ile devam eden toplumsal kopuşlardan fazlasıyla nasiplenmiş ve Anadolu’nun solan yıldızları olarak kaybolmaya yüz tutmuştur.

İrfan ve hikmet sahibi büyüklerimizin birikimlerinden genç kuşaklarımızı istifade ettirmek, kültür aktarımını sağlamak, adabı muaşereti yaşayarak öğretmek, sevincin ve hüznün paylaşıldığı, dostlukların pekiştirildiği yeni ortamlar oluşturmak adına Köy Odaları benzeri yapılanmaları yeniden hayata geçirmeye ne dersiniz?

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları