Varlıkları üç günlük değildir, köklerinde tarihi derinlikler mevcuttur. Bugün yaşayıp, yarına eyvallah deyip gidenlerden de olmazlar asla.

Kaynağı kar suyu olan cılız çeşmeler yerine... Fırat gibi, Nil gibi sonsuzluk taşıyan ulu pınarlardan beslenmişlerdir. Fikir ve eserleriyle, kubbede belki de asırlar sonrasına ışık tutacak hoş sedalar bırakmış olurlar.

Bu insanlar, çalıştıkça dinlenip, dinlendikçe çalışan bir azim ve isteğin en iyi örneklerini canlandırmaktadırlar. Yaşamın her döneminde boş durmamak, bir şeyler üretmek İlahi bir Emir gibidir onlar için.

Bunlar bazen bir köye, bazen bir ilçeye, bazen bir şehre koskoca bir ömür adarlar... Gün gelir tarihi bir bulguya ulaşmak için dağ, taş demeden günlerce dolaşır, gün olur bir sözü duymak için bir yaşlı zatı saatlerce dinlerler... bir kitabeye, bir mezar taşına meftun olmuşçasına aylarca takılıp kalırlar. Yazarlar... İğneyle kuyu kazma hassasiyetinde yazdıkça daha da yazarlar. Bakarsınız ki, koskoca bir ömür, vakfedilmiş upuzun yıllar, yetiştirilmiş gencecik fidanlar, okunmuş binlerce, yazılmış insan boyu yüksekliğinde onlarca kitap...

Kimlerden mi bahsediyorum?

“Belki ihtiyaç duymasalar da,  marifet iltifatla daim olur düsturuyla, hayatta iken bu insanların kıymetini bilmek esastır” gerçeğinden yola çıkarak...

Genelde; insanlığa nakış olmuş, toplumun ilim, irfan yıldızları olan insanlardan bahsediyorum...

Özelde ise, yüzyıllar boyu depremlerin, işgallerin, su baskını ve yangınların örtmeye, yok etmeye çalıştığı bir şehrin; Erzincan'ın tarihi değerlerini, medeniyetini, kültür varlıklarını, iktisadi imkânlarını ortaya çıkarmaya çalışan, altın yürekli insanlarından, ortaokul yıllarında öğrencisi olmakla onur duyduğum, Kıymetli hocam Tahir Erdoğan Şahin Beyefendi’den bahsediyorum.

Erzincan; Horasan, Hazar Havzası ve Kafkasya'nın... kısacası Afro-Avrasya'nın İpek Yolu güzergâhında Anadolu'ya stratejik geçiş noktasıdır. Doğu ve Batı medeniyetlerinin buluşma kapısıdır. Tarih boyunca, dini hareketliliğin, ilim ve irfan etkileşiminin, ticari faaliyetlerin, yerleşimlerin, savaşların ve göçlerin merkezi konumundadır.

Bu şehir, binlerce yıldır Anadolu'ya yolu bir türlü düşmüş her medeniyetten bünyesinde bir parça iz barındırarak medeniyetler mozaiğine dönüşmüş, kültürler karması haline gelmiştir. Yıllardır, hafızayla sınırlı sözlü anlatımdan ileri gitmeyen veya depremlerle yok olmaya yüz tutmuş bu zenginlikleri, gelecek nesillere ışık tutsun diye, Tahir Erdoğan Şahin Hocamız 65 yıla yakın ömrün verdiği tecrübesi ve gençlere taş çıkaracak enerjisiyle, “Cumhuriyetin 100. Yılında Erzincan” başlıklı 24 ciltlik devasa bir çalışmanın sorumluluğunu omuzlamıştır.

Bir şehre adanmışlığın getirdiği bereketle bu projede, Devlet Adamı Sayın Binali Yıldırım Beyefendi’nin destekleri, Valilik, Erzincan Belediyesi, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, birçok kamu kurum ve kuruluşu ve Erzincan Halkının katkıları, büyük bir sinerjiye dönüşmüştür.

Eserde, şehrin gizli kalmış güzellikleri ve kültür zenginlikleri okundukça insanlarda ziyaret etme merakı uyanacak... Aşkların, duyguların nakşedildiği bakır işlemeler tanındıkça... yerel ürünler babında bir lezzet durağı olarak, Cimin üzümü, saruç, kete, tandır ekmeği, Refahiye balı, Kemaliye dutu, tulum peyniri tadıldıkça ekonomi hak ettiği canlılığı kazanacaktır.

Öğrencisi olmakla onur duyduğum Tahir Erdoğan Hocamın, “Cumhuriyetin 100. Yılında Erzincan” adlı külliyat çalışmasını konu edinmemin ana nedeni, üniversitedeki görevinden emekli olması akabinde bir kenara çekilmek yerine “günün güne eşit olmaması gerektiği” ilkesiyle bilimsel çalışmalarına devam etmesini, üretme gayretini insanlara örnek göstermektir. Bir diğer önemli nedenim ise, her biri birbirinden güzel illerimizde de bu tür çalışmaların başlatılmasını için adım atılmasına önayak olabilmektir.

Şimdi bizlere düşen ise, bu çalışmalara katkıda bulunmak üzere, Erzincan ile gönül bağı olan siyasetçi, bürokrat, iş adamı veya vakıf, dernek, kuruluş, platform... her biri gönüllü bir mesuliyet duygusu içinde sahip oldukları bilgi, belge, fotoğraf, hatıralar ile bu sürece katkı sağlamaktır.

Selam ve saygıyla…