Dolar $
32.57
%0.09 0.02
Euro €
34.9
%0.26 0.09
Sterlin £
40.69
%0.11 0.04
Çeyrek Altın
3968.28
%0.26 10.28
SON DAKİKA

36 Saat

Geçtiğimiz hafta 36 saatlik uykusuz nöbet sonrası direksiyon başına geçen Asistan Doktor Rümeysa Şen, geçirdiği trafik kazası sonucunda yaşamını yitirdi. Pandeminin başlangıcından beri gitgide artan nöbet saatleri nedeniyle doktorlar uzun süredir şikâyetçi. Yoğun iş yükü ve uykusuz nöbetler nedeniyle çok fazla sorun yaşadıklarını belirten doktorlar çalışma şartlarının iyileştirilmesini talep ediyor ancak herhangi bir gelişme yaşanmıyor.

Avrupa ülkelerinde 2004 yılında alınan karar sonrası, hekimlerin haftalık çalışma süresi; nöbetler, ev telefon nöbetleri ve fazla mesailer de dâhil olmak üzere toplam 48 saatle sınırlandırılmıştı. Pandemi öncesi alınan bu karar, pandemi boyu ve şu an nasıl uygulanıyor bilinmez ama, 48 saat limiti uygulanmak zorunda. Bu karar, Avrupa Birliği'ne üye ülkelerdeki tüm kamu-özel hastanelerini ve tüm poliklinikleri bağlıyor.

Mahkemenin aldığı karar doğrultusunda günlük çalışma süresi de 8 saat ile sınırlandırılmış. Hatta zor durumlarda hekimlerin 10 saate kadar çalışabilmelerine de izin verildiği ifade edilmişti. Bu zamanı tutturmak için gerekirse tatillerin uzatılması gerektiği de belirtildi. Her 8 veya 10 saatlik çalışma periyodu arasında en az 11 saatlik dinlenme süresinin bulunması da alınan kararlar arasında yer aldı. Türk Tabipler Birliği sitesinden detaylarına ulaşmak mümkün. 

Bu uygulama hem insanların sağlığından sorumlu olan hem de bu sırada kendi sağlığını koruması gereken doktorlar için örnek bir uygulama. Uykusuz bir şekilde işini icra etmek zorunda kalan doktorlar birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Sürekli olmadığı takdirde uykusuz kalmak büyük sağlık sorunlarına yol açmasa da yorgun ve depresif hissetmeye sebep oluyor ki doktorların uzun süreli nöbetleri artık sürekli hale geldi. Aynı zamanda 24 saat uykusuz kalmak kanda yüzde 0,10 civarında alkol konsantrasyonuna sahip olmakla aynı şey. Dolayısıyla 24 saat uykusuz kalmak bile uyuşukluk, sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, artan hata veya kaza riski gibi sorunları beraberinde getiriyor. Bu sürenin 36 saate çıkması durumunda ise belirtiler giderek artıyor. Yoğun bir uyku isteği insanı etkisi altına alacağı için farkında olmadan mikro uykular yaşanmaya başlıyor. Yaklaşık 30 saniye süren uykular esnasında insanlar uyuduklarının farkında olmuyor. Ayrıca 36 saatlik uykusuzluk sonucunda beynin farklı bölümlerinin birbirleriyle iletişim kurmasında zorluk yaşanıyor. Bu da zayıf hafıza, yeni bilgileri öğrenmede güçlük çekme, karar verme ve sosyal ipuçlarını işleme zorluğu ve yavaş tepki gibi sorunlara yol açıyor. Bunun sonucunda ise doktorların karar mekanizmalarının zayıflaması, dikkatlerini kaybetmeleri ve yanlış kararlar vermeleri oldukça olası.

Aynı zamanda devlet hastanelerinde randevu sürelerinin beş dakikada bire düşürülmesi de büyük sakınca teşkil ediyor. Hastalar sorunlarını bu sürede anlatamayacaklarını düşünürken meslek örgütleri de bu nedenle sağlıkta şiddet olaylarının artmasından endişe ettiklerini belirtiyor. Hastanelerde randevu almak zorlaştığı için bu yola başvurulmuş olsa da bu açıkça sakıncalı bir uygulama. 

Sürekli iş yükü artan doktorlar için şartların iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler getirilmemesi halinde ne doktorlar ne de hastalar için durum iç açıcı gözükmüyor. Avrupa Mahkemesi’nin aldığı karar umarım burada da uygun bir şekilde uygulanır da doktorların ağır koşulları iyileştirilir.