14 Şubat'a oyunuz nedir? Ret mi kabul mü?
Küresel olarak kutlanılan özel günlerin başında gelir 14 Şubat. Kimileri çok önemser, kimileri ise 14 Şubat'ı diğer günler arasında değerlendirir. Kabul etsek de, ret etsek de dünyada böyle bir gerçek var. Bu gerçeğin nedenini ise sanırım söylemeye gerek yok.
14 Şubat’ın paydaşları çok. Ancak tüketici özelinde değerlendirmek bana kalırsa daha önemli. Çünkü dirayet ve direnç gösteren tüketici, her türlü satış ve tutundurma çalışmalarına karşı duyarsız olur.
Yani, tüketici kasada; “Bu ürün 24.99’dan 9.99’a düştü, almak ister misiniz?” sorusuna, isterse kararlılıkla; “Hayır!” diyebilir. O yüzden pazara yön verenin işletmeler olduğu düşünülse de bazı durumlarda pazarı şekillendirenin ise tüketici olduğu kesindir.
14 Şubat da bunlarda biri. Duyarsız kalabilir, tepki vermeyebilir, dikkate almayabilir. Ancak burada devreye “sosyal psikoloji” ve motivasyon teorilerinden olan “beklenti (bekleyiş) teorisi” giriyor.
Bu iki kavramdan biri olan sosyal psikolojinin toplumdaki tezahürü; her türlü sosyal medya dayatmalarıdır. Beklenti teorisinde ise; hediye almaya ve vermeye yüklenilen motivasyon arttırıcı sinerjik güç algısından başkası değildir.
14 Şubat günümüzde küresel bir güç olarak karşımıza geliyorsa bunun en önemli mimarı kesinlikle artan sosyal medya kullanımlardır.
Sosyal medya sanalda olsa bir topluluk olduğu için toplum olarak değerlendirilmelidir (Bu ayrıntıyı ne kadar değerlendiriyoruz? İnanın bu tespitim görmezden gelinmemelidir.).
Dolayısıyla bu toplumun sosyolojik yapısı ve kültürel davranışları var. Ve bu eylemler her geçen gün sosyal (reel) hayata daha fazla sirayet etmeye başlıyor.
14 Şubat, sosyal medyanın gücünü arkasına alarak; vazgeçilmez, sorgulanmaz, uygulanmadığında sonuçlarına katlanılması gereken bir güne dönüştü. Bu cümle şaka değil! Klasik bir anti 14 Şubatçı söylemi de değil. Hele hele sizleri etkilemek için söylenilmiş hiç değil.
Kendim 2018 – 2019 ve 2020 yıllarında Kasım-Aralık aylarında 14 Şubat’a ilişkin bir saha araştırması yaptım. Sonuçlar değişti. Ama artarak değişti. Oranlar yükseliyor. Sonuçların bir kısmını paylaşıyorum. Buyurun;
Sosyal medya bağımlısı olanların özel gün kutlamaya yükledikleri değer daha fazla. 14 Şubat’ta hediye almak ve hediye vermek kişiye olan (hediyeyi alan ve veren) tutumunu etkiliyor. Yani; saygı, vefa, sadakat, güven gibi toplumsal ve evrensel kişilik göstergeleri geri planda. Öne çıkan nedir? 14 Şubat’ı hediye alarak kutlaması!
Tabi bir de, hayatımızın en değerli vazgeçilmezi. Tek taş yüzük ile evlenme teklifi alma. Kadın katılımcıların özellikle X ve Y’nin büyük bir bölümü bunu bekliyor. Ve bu beklenti (yukarıda bahsettiğim beklenti teorisinin somut örneği) kişiyi motive ediyor. İşin dikkat çekici tarafı, beklentinin karşılanmaması insan ilişkisini ve iletişimini sonlandırıyor ya da büyük zararlar veriyor. 14 Şubat harcamalarında sırasıyla; çiçek, akşam yemeği, takı (mücevher) daha yoğun.
14 Şubat bana göre toplum baskısı (!), gelenek ve kültüre dönüştü. 14 Şubat’ta neyi oylayacağınıza siz karar verin. Ret ya da kabul, siz bilirsin.