SON DAKİKA
GÜNDEM Cumartesi 29 Mayıs 2021 17:11

YÜKSEK BÜYÜME PATİKASINA GİRDİK

Büyümede 2019'u yüzde 0,9, pandemi yılı 2020'yi yüzde 1,8'le kapatan Türkiye, salgın yılı 2020'nin 2. çeyreğini yüzde 10,3 küçülme ile geçtikten sonra güçlü büyümelere adım attı. 3'üncü çeyrekte yüzde 6,3 ve son çeyrekte 5,9 büyüyen GSYH'nin 2021 ilk çeyreğinde de yüzde 6 büyüyeceği öngörülüyor.

Yüksek büyüme  patikasına girdik

Sedat YILMAZ

Koronavirüs salgını yılları olmasına rağmen 2020 ve 2021’de turizm hariç sanayi üretimi, ihracat, istihdam, dış ticaret, bütçe ve ödemeler dengesinde pandemi öncesi 2019 yılından daha iyi performans gösteren Türkiye ekonomisi, büyüme patikasında güçlü adımlarla yürüyor.

Hükümetin 15 aylık süreçte sağlık dahil teşvik ve destekleriyle ekonomiye sağladığı 641 milyar liranın yanında, iş dünyasının dinamik müteşebbis yapısı gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) büyümesini de olumlu etkiliyor.

Salgın öncesi yıl olan 2019 genelinde GSYH’de yüzde 0,9 pozitif büyüyen Türkiye, pandemi yılı 2020’de toplam büyümeyi yüzde 1,8’e yükseltti.

2019 yılına döviz dalgalanmaları ve dış risklerle yıla yüzde 2,6 küçülme ile başlayan Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte de yüzde 1,7’lik daralmadan kurtulamadı. Yılın 3’üncü çeyreğinde küçük bir toparlanma ile yüzde 1’lik pozitif büyüme gerçekleştiren GSYH, 2019 yılının son çeyreğinde yüksek bir atılım göstererek yüzde 6,4 büyüdü ve yıl böylece yüzde 0,9’luk pozitif büyüme ile tamamlanmış oldu.

Büyümeye aynı hızla 2020’nin ilk çeyreğinde devam eden GSYH, tüketim baskısından ziyade sanayi, üretim ve ihracatın ağırlıklı olmaya başladığı yüzde 4,5’luk bir büyüme gerçekleştirdi. Ancak ekonominin hızını küresel koronovirüs salgını kesti. Türkiye’de 2020 Mart ayı ortalarında başlayan virüs salgını ekonomi için ciddi bir olumsuzluk oluşturdu.

2020, 2019’u ikiye katladı

Salgın sebebiyle ikinci çeyrekte yüzde 10,3 daralan ekonomi, yüksek derecede kredi büyümesi ve hükümet destekleriyle yeniden büyüme patikasına girdi ve yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 6,3’lük bir büyümeyi ortaya koydu. Salgında vakaların artışına rağmen üretim, ihracat ve istihdamla ayakta kalan ekonomi son çeyrekte yüzde 5,9 büyüyerek 2020 yılını yüzde 1,8 ile pozitif kapatmasını bildi. Ekonomi ayrıca pandemi öncesi yıl olan 2019 yılı yüzde 0,9’luk büyümesini de ikiye katladı.

Büyümeyi son iki çeyrektir yüzde 6 bandına oturtan Türkiye ekonomisinin, salgına karşı verilen başarılı mücadelenin yanında teşvik ve desteklerle yükselen iktisadi faaliyetler sayesinde 2021 yılı birinci çeyreğinde gayrisafi yurtiçi hasılasını (GSYH) yılsonu toplam büyümeyi en az yüzde 5 üzerinde tutmayı hedefliyor.

Ekonominin ikinci çeyrekten itibaren önce çift haneli olmak üzere yüksek bir büyüme trendine gireceği tahminleri yapılıyor. Yarın açıklanacak 2021 yılına ait ilk çeyrek GSYH oranına dair İtalya merkezli banka Unicredit, beklentisini yüzde 4,4’ten yüzde 6’ya yükseltti. ABD’li banka Morgan Stanley de Türkiye GSYH’sini birinci çeyrekte yüzde 5,3 olarak belirlerken Bloomberg anketinde büyüme oranı yüzde 6,7 çıktı.

Uluslararası banka yorumları

İtalya bankası Unicredit, Türkiye’nin ilk çeyrekte 2020 ilk çeyreğine göre yüzde 1,5’un üzerinde artış göstererek bir oran yakalayacağını raporluyor. Unicredit raporunda, sanayi üretimi ve güven endekslerinin büyümeyi gösterdiğini ve özellikle istihdam, imalat ile hizmet aktivitesinin dikkat çektiği belirtiliyor.

Unicredit raporunda bu yılın ikinci çeyreğinde GSYH’nin salgına yönelik haftalık ve dönemsel kapanmalar dolayısıyla olumsuz etkilenebileceğini ve tüketim harcamalarının düşebileceğini ancak Haziran ayından itibaren aşılanmaların verdiği moralle birlikte ekonomide gerçekleşecek açılmaların iktisadi aktiviteyi yükseleceği, ayrıca geçen yıla göre oluşacak baz etkisi dolayısıyla ikinci çeyrekte çift haneli bir büyümenin yüzde 18’lere kadar çıkabileceği üzerinde duruluyor. Unicredit, Türkiye’nin yılsonu büyümesinin de yüzde 5’ten aşağı olmayacağını vurguluyor.

ABD merkezli banka Morgan Stanley da Türkiye’nin ilk çeyrek büyümesinde öncü parametrelerin ifadesiyle olumlu seyrini devam ettireceğini, GSYH’nin ilk çeyrekte yüzde 5,3’luk bir performans göstereceğini kaydediyor. ABD’li banka büyümeye tüketim harcamaları ve ithalattaki güçlü performansla birlikte dış talebe dayalı ihracatın destek vereceğini, Türkiye’nin yılsonunda toplamda yüzde 4,8’lik bir büyümeye imza atacağını bildiriyor.

2021 büyümesi en az yüzde 5,5

Yurtdışı ve yurtiçi kurumların Türkiye’nin 2021 yıllık büyümesi ile ilgili tahminleri yüzde 5,5’un altına düşmezken, Bloomberg anketinden de Türkiye GSYH’nin ilk çeyreği için yüzde 6,7 gibi yüksek bir rakam çıktı. Ankette “Türkiye yüzde 7,2 büyür” diyen kurumlar bile oldu.

Konuya dair yorum yapan analistler, Türkiye’nin büyüme kalitesinde iyileşen bir seyrin belirginleştiğini, ihracat, sanayi, orta – yüksek ve ileri teknolojinin ekonomiye ciddi katkı verdiğini belirtiyorlar. Analistler, pandemi döneminin etkileriyle geçen yıl kısıtlanan ekonomik faaliyetin ardından, önce 3’üncü çeyrek dönemindeki kredi büyümesiyle artışa geçen GSYH’nin bu yılın ilk bölümünde de sanayi üretiminin güçlü seyriyle artışa geçtiğine dikkat çekiyorlar.

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da, Türkiye ekonomisinin büyümesinde ilk çeyrek dönemi için başta sanayi üretiminin etkili olacağını, bu durumu öncü parametrelerin de gösterdiğini söylüyor. Yarın açıklanacak GSYH ilk çeyrek verisinin sayısal olarak da teyit edilmesini beklediklerini, pandemi döneminin etkileriyle geçen yıl kısıtlanan ekonomik faaliyetin ardından önce 3’üncü çeyrek dönemindeki kredi büyümesi ile artışa geçen GSYH oranının yılın ilk bölümünde sanayi üretiminin güçlü seyriyle devam ettiğini ve bu durumun 2021 ilk çeyreğini de içine aldığını kaydediyor.

GSYH’in ilk çeyrek itibariyle yüzde 5,7’lik bir performans göstereceğini dile getiren ekonomist Erkan, “2021 ilk çeyreğin geçen yıldan eşlenik periyodu 2020 ilk çeyreği, ekonominin pandemi öncesindeki zirve noktasının ulaşıldığı zaman dilimiydi. Ekonomi, geçen yılın ilgili çeyreğinde yüzde 4,5 büyüme kaydetmişti. Bu bakımdan, 2021 ilk çeyreğindeki güçlü büyüme etkisi olumlu” yorumunu yaptı.

Belirleyici faktör normalleşme

Yılın ikinci çeyreği ve sonrası için de değerlendirmelerde bulunan ekonomist Erkan, 2021 ikinci çeyrek ve sonrasına ilişkin aşılama ve normalleşme ajandasının belirleyici faktörler olduğunu, üretim bandı ve ihracatın hızlı bir şekilde ilerleyip büyümeye olumlu katkı verirken, hizmetler sektöründeki kapanmalara bağlı faaliyet kısıtlanmasının dönemsel yavaşlamada etkili olabileceğini söylüyor. Erkan ayrıca üretim maliyetlerinin artmasıyla çıktı fiyatlarının da enflasyona yukarı yönlü baskı yapabileceğini belirtiyor.

İkinci çeyrek büyümesiyle ilgili güçlü bir baz etkisinin olabileceğini gördüklerini, bu yılın büyümesini asıl yukarı çekecek etkinin ikinci çeyrekten geleceğini dile getiren Enver Erkan, “Rakamlar, geçen yılın aynı dönemine kıyaslı olduğundan pandeminin anormal etkileri güncel yıllık karşılaştırmalarda illüzyon oluşturmaktadır. Bu bakımdan büyüme ve ekonomik toparlanmanın görünümü açısından dönemsel değişimler analizlerde önceliklendirilmeli” önerisini getiriyor.

Faizlerdeki belirsizlik çerçevesinde kredi büyümesinin etkisinin şu anda tam olarak kestirilebilir bir noktada olmadığına dikkat çeken Erkan, kredilerin hızlı bir şekilde büyümesinin teşvik edilmesi, yoğun bir şekilde cari açık ve enflasyon değişkenlerini artış yönünde etkilediğinin görüldüğünü, büyümenin daha sağlıklı kanallara kaydırılması konusunda çalışmaların yapılması gereğini vurguluyor.

Erkan, mevcut sıkı para politikasının zemini korunmakla beraber para birimindeki istikrarsızlık ve son 2 aylık dönemde artan dalgalanma ve enflasyona yönelik baskıların iktisadi aktiviteler için olumsuzluk oluşturduğuna işaret ediyor.

Salgına rağmen yüzde 6 büyürüz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2021 ilk çeyrek gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) gerçekleşmesiyle alakalı, “Öncü veriler ilk çeyrekte de çok güçlü bir büyüme oranını yakalayacağımıza işaret ediyor” demişti.

Aynı paralelde Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan da yılın ilk çeyreğine dair ekonomik göstergelerin finansal koşullardaki sıkılaşmaya, piyasa oynaklıklarına ve salgın vakalarının artışına rağmen ekonominin yüzde 6 civarında bir büyüme beklediklerini söylüyor. Elvan, “Küresel sağlık krizinin damga vurduğu 2020'yi büyümeyle kapatan nadir ülkelerden olduk. Aynı yolda ilerliyoruz. 2021 yılında temel önceliğimiz fiyat istikrarının sağlanması. Enflasyonla mücadele politikalarımız daha kaliteli ve sürdürülebilir bir yatırım, üretim ve büyüme patikasının da önünü açacak” diyor.

Elvan, Türkiye’nin böylesine zorlu ve belirsizliği yüksek bir süreçte, başarılı bir yönetim gösterdiğini, salgının ilk anlarından itibaren hükümetin tüm imkanları seferber edip, toplum sağlığını önceleyen kararlar aldığını, sanayi ve işgücü piyasalarını ayakta tutmaya büyük bir özen gösterdiklerini belirterek, “Salgının başından bugüne kadar Merkezi Yönetim Bütçesi'nden 79 milyar liralık bir harcama yaptık. Yıl sonunda bu tutarın 109 milyar liraya ulaşmasını öngörüyoruz” ifadelerini kullanıyor.

 Piyasalar haftaya makro ekonomiye odaklanacak

Dolar/TL kurunun tarihi rekor yaptığı, altın fiyatlarının beklentilerin üzerine çıktığı haftadan sonra piyasalar gelecek hafta öncelikle büyüme, enflasyon ve ihracat rakamlarına göre hareket etmeye çalışacak. Piyasaların diğer baktığı yer de, Haziran’dan itibaren iktisadi faaliyetlerin kademeli de olsa nasıl arttığına bakmak olacak. Gözler yarınki toplantıda olacak.

Hafta başı GSYH ilk çeyrek rakamı açıklanmasının ardından Mayıs ayı ihracat rakamları gündeme girecek. Nisan’da arındırılmamış rakamlar üzerinden; ihracat yıllık bazda yüzde 109,2 yükselişle 18,8 milyar dolar, ithalat yıllık bazda yüzde 61,1 yükselişle 21,8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Böylelikle, dış ticaret açığı Nisan'da yıllık bazda yüzde 33,2 düşüşle 3,1 milyar dolar ve son 12 aylık yıllıklandırılmış rakamlarla aylık bazda yüzde 3,2 düşüşle 46,4 milyar dolar olmuştu. Mayıs ayında gerçekleşecek söz konusu rakamın nasıl etkili olduğu piyasalarca izlenecek.

Piyasaları yakından ilgilendiren Mayıs ayı enflasyon rakamları da piyasaların gündeminde 3 Haziran Perşembe günü açıklanacak veriler, Nisan’da TÜFE’de yüzde 17,14, ÜFE’de yüzde 35,17’lik rakamını nereye taşıyacağı gözlenecek.

Diğer taraftan 10 Haziran’da açıklanacak yüzde 13,1’lik işsizlik rakamlarıyla, 15 Haziran’da açıklanacak merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri piyasaların yakın takibinde olacak. Merkez Bankası’nın (TCMB) Para Politikası Kurulu toplantısı ise 18 Haziran’da.

 Yurtdışı piyasalarda ise ABD’de en dikkat çeken konu istihdam. Piyasalar pandemi sebebiyle istenilen seviyeye ulaşamayan işgücü piyasası istatistikleriyle yakından ilgili. Avrupa’da ise toparlanmaya çalışan ekonomiye olumsuz oluşturacağı düşünülen ECB acil varlık alım programının azaltılacağına dair yorumlar, piyasaları oldukça geriyor. Uluslararası borsalarda azalan enflasyon moral yükseltiyor, ancak Çin yuanındaki yükseliş küresel ekonomide sıkıntılar oluşturuyor.

Özetle 31 Mayıs – 4 Haziran haftasında piyasalar Türkiye’de ilk çeyrek GSYH, Markit / İSO PMI imalat, Mayıs ayı ihracat ve enflasyonu, Moody’s ülke kredi notu değerlendirmesini izlerken ABD’de; PMI imalat – imalat dışı, ADP istihdam raporu, tarım dışı istihdam, Euro Bölgesi’nde; markit PMI imalat – imalat dışı, işsizlik oranı, tahmini TÜFE ve Çin’de Caixin PMI imalat – imalat dışı veriler gündemde olacak.

Bu hafta yurtiçinde yatırımcısına borsa kaybettirdi, altın ve döviz kazandırdı. Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 2,05 değer kaybetti, altının gram satış fiyatı yüzde 3,08, dolar/TL yüzde 2,15, euro/TL yüzde 2,18 değer kazandı. Yurtiçi piyasalarda 1000 TL’lik yatırım borsada 979,5 lira, altında 1030,8 lira, dolarda 1021,5 lira ve euroda 1021,8 lira oldu.

Söz konusu gerçekleşmeler sonucu yatırım araçlarında beklentiler şöyle oluştu:

BIST 100… Borsa İstanbul 100 endeksi, en düşük 1.392,87, en yüksek 1.459,26 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 2,05 azalarak 1.422,06 puandan tamamladı. Borsa İstanbul iç siyasi söylentiler sebebiyle yurtdışı piyasalardan negatif ayrışıyor. Sert satışların ardından tepki alımları gelmesine rağmen endeks düşüş eğiliminde. 1459 direncini kıramayan endeks desteği 1392’lere çekmesi, sürecin bir müddet daha devamını gösteriyor. Endeks 1415’in altını görürse 1400’ün altına düşebilir. 1445 direncini kırabilir ve 1460’ın üzerinde istikrar sağlanırsa endekste yukarı yönlü bir hareket gözlenebilir.

DOLAR/TL… ABD doları yüzde 2,15 değer kazanarak haftayı 8,5650 liradan tamamladı. Haftanın son günü 8,60 lira ile tarihi rekor kıran kur, daha sonra gelen satışlarla 8,56 lirada dengelendi. ABD Başkanı Jeo Biden’ın 6 trilyon dolarlık bütçe teklifi hazırlığı haberiyle yurtdışı piyasalarda yükselen dolardan ziyade iç siyasi söylentiler dolar/TL kurunu yukarı taşıdı. 8,60 lirayı kuvvetli direnç yapan kur, 8,43’lerde destek buldu.

EURO/TL… Euro yüzde 2,18 artarak 10,4340 liraya yükseldi. Avrupa’daki toparlanmaya karşılık küresel piyasa şartlarının artan emtia fiyatları sebebiyle yüksek enflasyonu haber vermesi kuru dalgalandırıyor. Tahvil alımlarının azaltılacağına dair haberler de kura baskı yapıyor. Halen 10,44 lira seviyesinde hareket eden ve 10,40 destek yapan kurda 10,45 ve 10,50 dirençler olarak görülüyor.

ALTIN… Haftanın en fazla kazandıran yatırım aracı altında, küresel ekonomide enflasyon artışına yönelik endişeler, pandemi korkusu, ABD tahvil faizlerindeki dalgalanma, 70 doları geçemeyen petrol fiyatlarındaki aşağı yukarı yönlü hareket altın fiyatlarını onsta 1900 dolar, yurtiçinde ise gramda 524 liraya taşıdı. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 3,08 kazanımla 521,60 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 3,07 artışla 3.457,00 liraya yükseldi. Geçen hafta 819,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı ise 845,00 liraya çıktı. Ons altında 1900 doların üzeri korunduğu ve ABD tahvil faizlerinde yukarı yönlü hareket devam ettiği sürece altın fiyatları yukarı yönlü hareket edeceği gözleniyor. Yurt içinde ise hem ons altının gücü hem de dolar/TL kurunun tarihi rekor seviyeleri altının gram fiyatını 525 liraya kadar çıkardı. 509 liranın üzerinde güçlenen gram altının dolardaki hareketliliğe göre 535 liranın üzerini görme durumu var. 509 lirayı destek yapan gram altında bu seviye aşağı yönlü kırılırsa 485 liralar yeniden gündeme gelebilir.

PETROL… Halen 68,72 dolar seviyesinde hareket eden brent petrolde küresel petrol stoklarındaki gerileme ve ABD ile İran arasındaki nükleer müzakereler ile ilgili gelişmeler fiyatlarda oynaklığa sebep oluyor. Hindistan’daki salgınla ilgili endişeler de petrol fiyatlarını etkiliyor. 69,2 dolara kadar çıkan brent petrolde direnç 69 dolar seviyesi. Destek ise 67 doları gösteriyor.

KRİPTO PARA… Son dönemde kripto paralara yönelik olumsuz gelişmeler, devlet ve merkez bankası yetkililerinin pazara yönelik açıklamaları, bankaların kripto pazarını olumsuz etkileyecek uygulamaları başta Bitcoin olmak üzere birçok sanal parayı menfi etkiliyor. Pazarın lider parası Bitcoin 34.400 dolara kadar düşerek haftalık yüzde 11,5 değer kaybetti. Pazarın ikinci parası Ethereum haftalık yüzde 3,93 kayıpla 2,360 dolar seviyelerinde hareket ediyor. 0,83 dolardan işlem gören Ripple’ın da haftalık kaybı yüzde 11,5. Pazarın haftalık en fazla değer kaybeden paraları yüzde 17,29 ile Polkadot ve yüzde 16,95 ile Dogecoin.