Dolar $
34.08
%-0.01 -0
Euro €
37.73
%0.15 0.05
Sterlin £
44.75
%-0.06 -0.03
Çeyrek Altın
4473.39
%-0.18 -7.78
SON DAKİKA
Son Yazıları

Beklenti temkinli faiz indirimi...

19 Nis 2020

Merkez Bankası (TCMB) küresel koronavirüs salgınına karşı parasal genişleme kapsamında finansal araçlarını kullanmaktan çekinmiyor. Doların yükseldiği, enflasyon, cari açık ve faiz beklentilerinin azaldığı son anketinde temkinli bir yaklaşım sergileyeceği tahmin edilen Merkez Bankası'nın 22 Nisan'da yapacağı Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantısında 25 baz puan faiz indireceği öngörülüyor.

Murat Uysal başkanlığındaki Merkez Bankası (TCMB), gelecek hafta Nisan ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını yapacak. Bankanın yüzde 9,75 politika faizini tek hanelere sabitlemek istiyor. Böylece gelecek haftaya kadar da faiz kararını sağlam zemine oturtmanın da dayanaklarını oluşturuyor.

TCMB elinde bulundurduğu menkul kıymet büyüklüğünü yaklaşık yüzde 45 oranında yükseltmesi tedbirler dahilinde önemli bir gelişme. Merkez Bankası’nın küresel koronavirüs salgını önlemleri kapsamında son olarak uygulamaya aldığı tedbirler dahilinde piyasanın nakitsiz kalmaması için Açık Piyasa İşlemleri portföyü nominal büyüklüğünün banka analitik bilanço aktif toplamına oranını yüzde 5’ten yüzde 10’a yükseltmesiyle başlayan operasyonlar sürüyor.

TCMB aynı doğrultuda piyasa derinliğinin ve Piyasa Yapıcılığı sisteminin korunması ve para politikası aktarım mekanizmasının güçlendirilmesiyle ilgili yeni tedbirlerini uygulamaya aldı, yeni operasyonlar için projeksiyonlar yapıyor.

Piyasaya kapılar açık

Banka piyasa yapıcı bankalara tanınan devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) satım imkanına ilişkin limitlerin repo işlem limitlerinden bağımsız uygulanmasına ve piyasa yapıcı bankalara repo işlem limitlerine eşit büyüklükte DİBS satım limiti tanımlamasına kapı açtı.

Banka aynı zamanda Açık Piyasa İşlemleri (APİ) portföyü için belirlenen azami yüzde 10’luk toplam limit dahilinde gerçekleştirilmesine ve aynı zamanda alını gerçekleştirilecek DİBS’lerin ve alım miktarlarının açılacak ihaleler yoluyla sağlanacağına karar verdi. Yani rakamla ifade edilirse, TCMB 48 milyar liralık tuttuğu menkul kıymet büyüklüğünü 68 milyar liraya çıkarmış oldu.

Merkez Bankası’nın söz konusu hamlesinin gelişmekte olan ülkelerin borsa yatırım fonlarındaki rekor çıkış sağladığı haftada uygulamaya koyması manidar. Borsa İstanbul’un ayakta tutulması gereken bir dönemde elbette TCMB’nin hareketsiz kalacağı beklenemezdi. Zira gelişmekt eolan ülkeler endeksi MSCI’nın ilk 3 ayda yüzde 20’nin üzerinde değer kaybının Borsa İstanbul’u da etkilememesi için para politikasının üzerine düşeni yapması gerektiğine inanan TCMB Nisan ayı beklenti anketiyle elde ettiği verileri de kullanarak kararlarını piyasa ile paylaştı.

Anketten iyimserlik çıktı

Zira ankette bir ay önce yılsonu 6,51 lira olan dolar kuru beklentisi 6,93 liraya çıktı. Ankette dolar fiyatlarındaki yükseliş dikkat çekerken enflasyon, cari denge, büyüme, faizde oluşan veriler moral verdi. Aylık TÜFE beklentisi yüzde 0,97’den yüzde 0,93’e gerilemesine karşılık Mayıs ayı için beklenti yüzde 0,70’e indi. Yıllık TÜFE de yüzde 9,98’den yüzde 9,76’ya düştü.

Yine bir önceki anket döneminde 12 milyar dolar olan yılsonu cari işlemler açığı bu dönemde 6 milyar dolara, gelecek yıl için ise aynı rakam 15,3 milyar dolara düştü. 2020 yılsonu için büyüme oranı yüzde 0,6, gelecek yıl için büyüme beklentisi ise yüzde 3,9’dan yüzde 4,6’ya yükseldi.

TCBM bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yılsonu itibariyle 9,33 ve yüzde 8,66 olarak kayıtlara geçti. Ağırlıklı Ortalama Fonlama maliyeti beklentisi de yüzde 10,27’den yüzde 9,03’e düşerek önemli oranda piyasaya moral aşıladı.

Dolar ‘temkinli ol’ diyor

Tüm piyasa analistlerinin genel kanaati, 22 Nisan Çarşamba günü yapılacak PPK toplantısında Merkez Bankası’nın (TCMB) dolardaki yükselişi hesaba katarak faiz kararı vereceği yönünde. Çünkü dolar endeksi bu hafta sonu itibariyle yeniden 100 seviyesine geldi ve güçlülüğünü sürekli artıyor. Riskler sebebiyle birçok yatırımcı dolar enstrümanlarını tercih ediyor.

Enflasyonun daha da düşeceği ve küresel merkez bankalarının yeni bir faiz indirimine veya parasal genişlemeye hazırlandığı düşüncesiyle yapılacak yüksek bir faiz indiriminin kur dengesini bozabileceğini söyleyenler olsa da yüzde 9,75 olan politika faizinin 9,50’lere ineceğine dair öngörü fazla. Merkez bankası 50’yi geçmemek üzere 25 baz veya biraz üzerinde faiz indirerek Nisan ayını “bekle-gör” politikasıyla atlatmaya çalışacak. Burada TCMB’yi düşündüren gelişen ülke piyasalarından yüksek çıkışların olması. Merkez Bankası risklerle fırsatları paçal edip büyük ihtimalle faiz indirimi yolunda bir karar verecek.

Dış finansman ihtiyacı var mı?

 Zayıf dezenflasyon süreci olarak görünen şu andaki patikanın bozulmaması elbette TCMB’nin en hassas üzerinde durduğu husus. Bunun için de TL’nin seyri ve güçlülüğünün korunması noktasında bankanın agresif bir çalışma içerisinde olduğu gözlemleniyor. Uzmanların dikkat çektiği konu ekonominin dış finansman ihtiyacı. TL’deki değer kaybının Türkiye’ye dış finansman sağlamada müspet mi yoksa menfi bir etki oluşturacağı bugünden belli değil. Merkez Bankası mevcut risklerle birlikte finansman konusunu da masaya yatırım raporunu bu şekilde açıklayacağı yönünde tahminler var.

Dedim ya, Merkez Bankası gelecek hafta dişe dokunur bir faiz indiriminden kaçarak idarei maslahat yapacak ve Mayıs’ta salgın etkisinin zayıflamasıyla piyasaların nabzını ölçmeye çalışacak. Hakikaten Nisan ayı hem yaz aylarına hem de virüs salgınından çıkış için bir geçiş kapısı görünümünde. Türkiye ekonomisi için bu yılsonu hâlâ daralma bekleyenler olsa da resesyona düşme ihtimali yüksek küresel ekonomiye nazaran Türk ekonomisinin pozitif ayrışacağına inananlardanım.

merkez-i

Mücadelede TCMB yalnız değil

Merkez Bankası’nın (TCMB) adımları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından da pekiştiriliyor. Özellikle piyasanın parasız bırakılmaması konusunda TCMB’nin para politikalarını tüm hamleleriyle destekleyen BDDK, son olarak da yine bankalara yönelik yeni tedbirleri açıkladı.

BDDK, son düzenlemesiyle salgın sebebiyle yaşanılan sürecin ekonomiye, piyasaya, üretime ve istihdama olumsuz etkisinin mümkün olan en az seviyeye indirmek ve bankaların ellerinde bulundurduğu kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla yeni kararların gündeme gelebileceği ifade ederken kurumun kamu – özel, yerli – yabancı sermayeli banka ayrımı yapmadan birlikteliğin sağlanmasının hedeflendiğini belirtiyor.

Kamuoyundan oldukça fazla şikayet aldıkları için son kararları uygulamaya aldıklarını bildiren BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, “Proaktif düzenleme yaklaşımının sağladığı esneklik ve hızlı hareket edebilme kabiliyeti ile bankacılık sisteminde oluşan ihtiyaçlara zamanında yanıt veriyoruz. Vatandaştan toplanan mevduatın kaynak ihtiyacı duyan reel sektöre ulaştırılması için kredi aktarım mekanizmasının etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak en öncelikli konularımız arasında. Bu dönemde sahada gerçek anlamda bankacılık yapan bankalar müşteri sadakatini de artırıp orta-uzun vadeli karlılıklarını yükseltecekler” diyerek özel bankaları da mücadelede eksiksiz birlik ve beraber olmaya davet etti.  

Ekonomi tek taraflı değil

Tabii reel sektörün ve iktisadi dengenin oluşmasında elmanın yarısı durumundaki finans kesimi yani bankalar da söz konusu minvalde eleştirilerini yüksek dozdan yapıyor. Hatta bu konuda BDDK’ya birçok not bile ulaştırdılar. Bankalar, “Bu tür eleştiriler moralimizi bozuyor, çalışma azmimizi kırıyor” diyerek tenkitlerini özetliyorlar.

Bankaların eleştirileri arasında “Kamu bankaları gibi yapılandırma, borç ötelemesi yapıyoruz. Kredi vermekten imtina etmiyoruz. Ancak giderek bankalarımızın varlık kalitesi ve sermayesi üzerinde baskılar da artıyor. Bu menfi durum yılın ikinci yarısında daha da artabilir” ifadeleri yer alıyor.

Reel sektör ve kamu bankaların yanında hükümet kanadı da bankalara yönelik eleştirilerini her defasında ortaya koyuyor. Bankaların mevduatını bozdurmak, kredisini, borcunu yapılandırmak isteyenlere yüksek maliyetler çıkardığını belirten Hükümet özel bankaların üzerlerine düşen bankacılık görevlerini bihakkın yapmasını isterken Uluslar arası Para Fonu (IMF) olmak üzere Türkiye’yi sıkıntıya sokacak hiçbir dayatmaya boyun eğmemesi konusunda ekonomiye destek olmasını beklediklerini açıklıyor.

Borsa İstanbul güçlü yürüyüşünü sürdürüyor

Gelişmekte olan ülke piyasalarından rekor çıkışların yaşandığı son dönemde Borsa İstanbul son 5 haftadır arka arkaya haftalık bazda kazandırmaya devam ediyor.

15 Mart haftasını dünya borsalarında olduğu gibi yüzde 12,77 ile yüksek seviyede düşüşle kapatan BIST 100, Nisan’ın ilk haftası da dahil geriye doğru 18 Nisan haftasında yüzde 1,77, 10 Nisan haftasında yüzde 7,73,  3 Nisan haftasında yüzde 1,62, 29 Mart haftasında yüzde 2,71 ve 22 Mart haftasında yüzde 0,70 prim yaparak kapattı.

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi hafta içinde en yüksek 99.044 ve en düşük 94.602 puanları görerek 98.179 puandan kapandı ve haftalık yüzde 1,77 prim yaptı. Bu hafta borsa ile birlikte altın ve döviz de kazandıran yatırım araçları oldu.

Dolar yüzde 3,86 değer kazanarak 6,9410 liraya, euro yüzde 3,12 prim yaparak 7,5460 liraya yükselirken 24 ayar külçe altın da Kapalıçarşı’da yüzde 3,88 değer kazanarak 377,60 lira oldu. Cumhuriyet altını ise yüzde 3,85’lik primle 2 bin 508 liradan satıldı. Bireysel emeklilik fonları yüzde 1,46, yatırım fonları yüzde 0,72 kazandırdı. En fazla prim yapan fon ise kıymetli madenler olarak kayıtlara geçti.

Haftalık bazda 1000 TL’lik yatırım borsada 1017,7 lira, dolar 1038,6 lira, euro 1031,2 lira ve altın da 1038,8 lira oldu.

Gelecek hafta yine koronavirüs salgınıyla ilgili gelişmeler baş gündem olacak. Yurt içinde de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı, Tüketici Güven Endeksi, Reel Kesim Güven Endeksi, Kapasite Kullanım Oranı, ABD’de Markit PMI, Tüketici Güven Endeksi, Euro Bölgesi’nde Markit PMI, Dış Ticaret Dengesi, Tüketici Güven Endeksi ve Asya’da Japonya Dış Ticaret Dengesi, Japonya İmalat PMI ve TÜFE verileri takip edilecek.

Söz konusu gelişmeler projeksiyonunda piyasalardaki beklentiler şöyle oluştu:

BIST 100…

Haftanın son gününü yüzde 2 değer kazancıyla 98.179 puandan kapanan BIST 100 endeksinde hafta boyunca günlük 10 milyar liranın altına düşmeyen yüksek işlem hacimleri dikkat çekti. Küresel pay piyasalarındaki olumlu hareket BIST 100’e destek olurken Salgının olumsuz etkilerine rağmen Borsa İstanbul’daki 5 haftalık pozitif trendin devam edeceği sinyalini veriyor. BIST 100 endeksinde destek konum 97 binlere kadar yükseldi. Endeks 99 bin seviyesini kuvvetli bir şekilde aştığı takdirde 103 binler gündeme gelebilir.

DOLAR/TL…

Koronavirüs kaynaklı petrol fiyatlarının düşmesiyle birlikte altına yönelen yatırımcı, dolaylı olarak doların fiyatını da yükseltmiş oldu. Dolar endeksi 100 seviyesine gelirken, dolar karşısında başta gelişen ülkeler olmak üzere birçok para birimi değer kaybetti. TL de söz konusu para birimleri arasında yer aldı. Doların yükselişi karşısında cari denge ve kısa vadeli borç verileri kaynaklı trend ise etkisiz kaldı. TCMB ve BDDK’nın haftanın son günlerinde piyasalara yönelik aldığı tedbirler ile virüsün ülkelerde etkisini kaybettiğine ve ekonomilerin yeniden işler hale getirilmesine dair iyimserlik hafta sonu piyasalara moral verirken dolar endeksiyle birlikte dolar/TL kuru da 6,95’li seviyelerden geri çekildi. Halen 6,92 lira seviyesinde bulunan kurun gelecek hafta virüs salgınına yönelik gelişmelere göre hareket edeceği tahmin ediliyor. Olumsuzluk durumunda kurun 7 lira seviyesine yaklaşacağı, normalleşme durumunda ise kurun 6,85’ler seviyesine ineceği öngörülüyor.

EURO/TL…

 Euro Bölgesi’nde paskalya bayramı ile ABD’de Trump’ın ekonomiyi yeniden açmak üzere hazırladığı 3 aşamalı plan euro/dolar dengesini 1,08 seviyesinde tutarken bundan euro/TL de etkilendi. Avrupa ülkelerinin virüs kaynaklı ekonomik zafiyetleri euroyu zayıflatırken söz konusu gelişmeden TL de nasibini aldı. Euro Bölgesi ve ABD’de merkez bankaları tarafından alınan genişlemeci tedbirlerle moral bulan euro, TL’ye karşı haftayı 7,53 seviyelerinde tuttu. Teknik olarak 7,50 ve 7,48’ler kuvvetli destek, 7,55 ve 7,58’ler ise kuvvetli direnç görünümünde.

ALTIN…

Ons altın bu hafta 1748 dolarla son 8 yılın zirvesine çıkarak risklerde en güvenilir yatırım aracı olduğunu bir kez daha gösterdi. Birçok yorumcunun virüsle ilgili tehdidin artması durumunda 1900 dolarları geçeceği yorumlarına rağmen hafta sonuna doğru virüsle ilgili iyileşme emarelerinin görülmesi bahanesiyle gelen kâr satışlarıyla 1682 dolara kadar çekildi. Altında hem destek hem de direnç seviyelerini ölçmek giderek zorlaşıyor. Petrol fiyatları gibi yüksek bir volatil trende giren altında şu anda 1720 dolar direnci güçlülüğünü sürdürüyor. 1680 ve 1675’ler en iyimser destekler.

PETROL…

OPEC ve diğer koalisyonun 2022 yılına kadar belirledikleri petrol üretimi kısıntısı 1 Mayıs’ta başlayacak. Ancak virüs tehdidinin ortadan kalkmasıyla yeniden hareketlenecek küresel ekonominin petrol fiyatlarını nereye taşıyacağını bugün kimse söyleyemiyor. Dolayısıyla OPEC ve diğer koalisyon ülkelerin aldıkları karar gerçekten 2022’ye kadar sürer mi, orasını bilen yok. Petrol fiyatlarını artan petrol stokları da yakından etkiliyor. ABD’nin petrol sondaj kulelerini devre dışı bırakması da aynı politikanın ürünü. Doların güç kazanması ve yatırımcının altına yönelmesi de yine petrol fiyatlarının düşüşünde etkili. Haftanın son günlerinde ekonomiye dair gelen olumlu haberler sebebiyle 24 dolara kadar düşen brent petrol şu anda 28 dolar seviyesinde. Gelecek hafta olumsuz bir gelişme olmazsa petrolün kendini 30 doların üzerine atacağı düşünülebilir. Batı Teksas Petrolü (WTI) ise 22-23 dolar seviyesinde salınıyor. Brent petroldeki yükselme WTI’yi de yukarı itecek.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları