Dolar $
32.53
%-0.03 -0.01
Euro €
34.83
%-0 -0
Sterlin £
40.6
%-0.02 -0.01
Çeyrek Altın
3974.37
%0.01 0.21
SON DAKİKA
Son Yazıları

Faiz düşerse piyasa canlanmazmış!

15 Eyl 2019

Merkez Bankası (TCMB) önce 25 Temmuz ve ardından 12 Eylül Para Politikası Kurulu (PPK) toplantılarında toplamda 750 baz puan faiz indirdi. Simdi yılsonuna kadar iki toplantı daha yapılacak. 24 Ekim ve 12 Aralık toplantılarında Merkez toplamda ne kadar faiz düşürecek diye düşünen oldukça fazla.

Zira hâlâ 180 milyar dolar civarında ciddi bir döviz mevduatı bankalarda aslanlar gibi yatıyor… Düşen faiz ortamında döviz fiyatları gerilerse mevduat sahipleri aldıkları faiz getirisiyle zararlarını telafi edebilecekler mi, orası da meçhul… Yani döviz mevduatına sahip binlerce insan faizlerdeki hareketi ve dövizdeki erimeyi şaşkınlıkla seyrediyor.

Bilinen şu ki, enflasyon sert düşüşe geçerse faizler de mecburi istikamet inecek. Hatta enflasyonun bu yıl bile tek haneli rakamların altına inmesi yolunda hesaplamalar yapılıyor. Hani bu teknik olarak da mümkün. Enflasyon tek rakama düşecekse TCMB’nin politika faizi de yine Temmuz ve Eylül aylarında olduğu gibi Ekim ve Aralık’ta aynı ağırlıkta aşağı gelecek demektir.

***

İlk iki toplantıda 750 baz puan faiz indiren TCMB Başkanı Murat Uysal, tahminime göre Ekim ve Aralık’ta da boş geçmeyecek. Merkez’in resmi faizi yüzde 16,50’den yüzde 10/11’lere çekme ihtimali elbette var… 425, ardından 325 baz puan faiz indiren Merkez Bankası, son iki toplantıda 600 baz puanı bir çırpıda silerse kimse şaşırmasın derim.

Nasıl olsa, dünya negatif faizi iyiden iyiye fiyatladı. Yurt dışında faiz indirimleri süreci daha uzun dönem devam edeceğe benziyor. Yurt içinde de döviz fiyatları düşüşünü sürdürürken TCMB niçin faizleri indirmesin? Böyle bir fırsat bir daha ele geçir mi?

Fiyat istikrarı adına yıllarca piyasalarda savaş veren Merkez Bankası para politikaları, maliye politikalarıyla tam uyum sağlamışken ve konjonktür de kendi lehine dönmüşken elbette maharetini ortaya koyacak, tüm enstrümanlarıyla spekülasyon peşinde koşanları biraz pişman edecek.

***

“İyi şeyleri engellemek de spekülasyon” diyerek dengelenme yolundaki ekonomiye sekte vurmaya çalışanları dünkü yazımda hafif yollu eleştirdim... Hiç unutamadığım ve kendime yaşama düsturu yaptığım bir söz var… “Güzel gören, güzel düşünür… Güzel düşünen hayattan lezzet alır…” Söyleyenden Allah razı olsun, gani gani rahmet eylesin…

Güzel bakmazsan, güzel düşünemezsin ve krizler içinde hayatın geçer gider…

Olayları, gelişmeleri negatif değerlendirenlerden bahsediyorum… Şimdi birileri yine çıkmış, “Merkez Bankası istediği kadar faiz indirsin piyasa canlanmaz” iddiasında bulunuyor. Şahıs, ekonomiyle de yakından ilgili. Hem de bu sözü sarfeden bir bankacı. Hadi bankacı olması hasebiyle faizi savunuyor diyelim. Ama bir gün gelip yüksek faizlerin bankaları da boğacağını herhalde az çok biliyordur. Fakat bankacının savı, faizler ne kadar düşerse düşsün kredi piyasasında canlanmanın olmayacağı yolunda…

İddiasını da şöyle savunuyor…

“Bugün konut faizleri piyasa oranlarının altında olduğu halde gayrimenkul sektöründe yaprak kımıldamıyor…”

Bu savunmaya daha ne diyeyim… Madem yüzde 0,99’luk oranlar piyasanın altında… O zaman mortgage faizini çıkar yüzde 2’ye de göreyim… Bakalım bankanın önünden geçen olacak mı?

***

Üretim cephesinin şayet finansmana ihtiyacı varsa ve maliyetler düşükse bu krediyi mutlaka kullanacak. Ama bankalar Merkez Bankası’nın faiz indirmesine rağmen faiz oranlarını aşağı çekmiyorsa tabii ki üreten sektör yüksek borçlanma maliyetleri sebebiyle kredi alamayacak. Böylece piyasa da canlanmayacak… Yani iki kere iki, dört…

Merkez Bankası’na destek olma noktasında bankaları tarihi bir görev bekliyor. Hesabını kitabını yapıp faizleri en dip seviyeye çekmek zorundalar. Eğer bankalar böyle bir dönemde kârlarından fedakârlık yapmayarak ekonomiye destek vermeyecekse oturup bin kere düşünmeleri gerekiyor.

Hele hele bankaların ekonominin genel prensibi olarak bilinen “Faiz düştüğünde döviz yükselir” algısından kurtulup konjonktüre göre hareket etmelerinde fayda var, diyorum.

Zira konjonktür sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada değişiyor!..

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları