Yeni zorunlu ihtiyacımız: Kuruyemiş
Covid-19 tedbirleri hakkında yayınlanan son kapsamlı genelgede tüketim alışkanlıklarımızın ve temel ihtiyaçlarımızın nasıl değiştiğini ve arttığını görebiliriz. Nasıl yani, diyebilirsiniz. Şöyle;
Genelgenin maddelerinden birinde şu ifadeler yer alıyor; ”Kısıtlamanın olduğu Cumartesi ve Pazar günleri market, bakkal, kasap ve kuruyemişçiler 10.00-17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek…”
Maddede hayatımızı devam ettirebilecek temel ihtiyaçlarımızın satıldığı işletmeler ifade edilmiş. Ki, bu ihtiyaçların zaruri olduğunu ve karşılanmadığında tüketicide ruhsal ve fizyolojik gerilim yaşattığını biliyoruz.
Ancak cümlede gıda, temizlik gibi temel ihtiyaçların satıldığı market, bakkal, manav, kasabın ardından gelen ve zorunlu ihtiyaç sağlayıcılarla aynı cümlede kullanılan başka bir işletme daha verilmiş.
Cümlede karşımıza çıkan son ihtiyaç karşılayıcı işletme; “Kuruyemişçiler”. Ve kuruyemişçilerin ismi yazıldıktan sonra başka da bir işletmeden bahsedilmemiş. Zorunlu ihtiyaçların satıldığı işletme dizini kuruyemişçiler ile son bulmuş.
Türkiye kuruyemiş kültürüne sahip olan bir ülke. Türkiye’nin bütün bölgelerinde o bölgeye ya da yöreye has en az bir kuruyemiş var.
Hatta bir işletme gibi, her bir kuruyemişin hedef kitlesi bile var. Düğün, kına, sünnet gibi çeşitli cemiyetlerin birincil ve standart ikram olması kuruyemişin kültürümüzün en temel rutinlerinden biri olduğu da aşikâr.
Fakat odaklanmak istediğim nokta; kuruyemişin gıda tüketiminde bir alışkanlıktan çıkıp, zorunlu bir ihtiyaca dönüşmesi.
Son dönemde artan kuruyemişçi sayıları ile tüketicinin kuruyemiş yemeğe teşvik edilmesi, sağlıklı beslenme ve alternatif tıp alanında daha yoğun kullanılmaya başlanması, kuruyemişin yemeklerde lezzet unsuru olarak daha fazla öne çıkması, tüketicilerin “türetici” rolü ile evlerinde kuruyemiş yapma istekleri (kabak ve ayçiçek çekirdeği, üzüm kurutması gibi.), kuruyemişin inovasyonel ve endüstriyel yapıda kullanılması (narlı leblebi, fındık özlü şampuan gibi.), ceviz ekim alanlarının artması ve cevizin yeni bir girişimcilik olarak kullanılmaya başlanması gibi birçok nedene bağlı kalarak kuruyemiş, hayatımızdaki önem sırasını üstlere çıkarttı.
Geleneksel alışkanlığımız olan kuruyemişe popüler kültür de dâhil olunca ve bütün bunlar tüketicilerin #evdekal çağrılarına uyması birleşince kuruyemiş bize hizmet sunan fırın ve market ile denk tutulmaya başlandı.
Günümüzde istek ve ihtiyaç kavramlarının iç içe geçtiğini ve temel ihtiyaçlarımızın şekillendiğini sürekli konuşuyoruz. Kuruyemiş belirli dönemlerde belirli bir kesim tarafından tüketilen bir mahsulken şimdi toplumun geneli için bir ihtiyaç halini almıştır. Bunun en belirgin örneği ise; Covid-19 tedbirlerinde zorunlu ihtiyaçlarla bir tutulmasıdır.
Tedbirleri uygulama noktasında üzerimize düşeni öğrenmek ve yapmak için genelgeyi hepimiz okuduk, dinledik. Ancak genelgede toplumsal değişimlerimiz sonucunda davranışlarımızın ve tüketim alışkanlıklarımızın son hali de yazmakta.
Aslında her şeyde ve her yerde olduğu gibi; bilgi, çıkarım, analiz görmek istedikten sonra baktığınız her yerde. Kuruyemiş ne kadar zorunlu bir ihtiyaçtır tartışılır belki ama kuruyemiş candır…