Dolar $
32.47
%0.26 0.08
Euro €
34.75
%0.33 0.11
Sterlin £
40.58
%0 0
Çeyrek Altın
4078.59
%0.57 23.01
SON DAKİKA
Son Yazıları

Yaşam alanlarımızın psikolojimize etkisi (II)

02 May 2020

Ne güzel bir kültürümüz varmış, dışarda kullandığımız ayakkabı ile evimize girmemenin ne kadar önemli bir davranış olduğunu şimdi bir kez daha anlıyoruz. Hatta bizim kapısı sofa ve antremize açılan wc-lavabo bölümümüz vardı ki, burada elimizi ayağımızı yıkayarak yaşam alanımıza girerdik. Şimdi, aslında bunların evin, küçük gibi görünen ama ne kadar da önemli birer özelliği olduğunu anlıyoruz.

Giriş antresinde kıyafetlerimizi, ayakkabılarımızı bırakıp, elimizi yüzümüzü yıkayıp dezenfekte ettikten sonra yaşam alanına girerek beklide bu virüse yakalanma, hatta virüsü evde yaşayan diğer kişilere bulaştırma tehlikesini bertaraf etmiş olacağız.

Yine, kültürümüzde evlerimizde kiler alışkanlığımız vardır. Kiler gibi, uzun süre yiyecek içecek depolanacak bir alanın, ne kadar gerekli olduğu, evde kaldığımız bu süreçte ortaya çıktı. Şimdi,  dışardan aldıklarımızı direkt yaşam alanlarına veya balkon var ise balkona bırakmak zorunda kalıyoruz. Hâlbuki eskisi gibi evlerimizde kiler yapılsa bu aldıklarımızı belli bir süre buraya koyacak ve direkt yaşam alanlarımıza sokmak zorunda kalmayacağız. Tabi, tüm bu düzenlemeler yapılırken bahsettiğimiz bu bölümlerin, anti bakteriyel malzemelerle kaplanıp, havalandırması ve temizliği kolay olabilecek şekilde düzenlenmesine de dikkat etmeliyiz.

Peki, uyuyuncaya kadar zamanımızı geçireceğimiz oturma odası veya salonda eşyalar bizim aile yaşantımıza, yerleşimi kullanım adetlerimize uygun mu? Bizi rahatsız ediyor mu, temizliği kolay mı, aile içi iletişimimizi sağlayacak biçimde mi, duvar rengi doğru mu (boya renginin de dili vardır), ses akustiği iyi mi, güneş ve ışık yeterince giriyor mu, aydınlatması yeterli mi, gözü yoruyor mu, enerji tasarruflu malzemeler kullanılmış mı, havalandırması rahat mı, konuşurken net anlaşılabiliyor mu, vücudumuzun ürettiği elektriği dışarı atabiliyor muyuz, hepsine dikkat etmeliyiz.

Çünkü bunların hepsi sağlığımızı, psikolojimizi, mutluluğumuzu etkileyen unsurlar.

Aynı şekilde, uykumuzu alabileceğimiz yatak odalarımızda, mobilyaların yerleşim şeklinden rengine, havalandırmasından aydınlatmasına, yatak şekli ve yatağın rahatlığına varıncaya kadar her şey konforlu ve rahat uyku almamızı etkiliyor.

Mutfağımızın da, kültürümüzde önemli bir yeri vardır. Mutfağın düzeninin, yemek kültüründen kaynaklı yemek yapılış şeklinin uygunluğuna, mutfak eşyalarının yerleşimine, havalandırmasına, ışığın yeterli girmesine ve temizliğinin kolay yapılmasına, enerji tasarruflu eşyaların olmasına kadar birçok önemi olup; bu da sağlığımızı psikolojimizi ve huzurumuzu etkileyen ayrı bir unsurdur.

Keza, banyo da, bizim olmazsa olmazlarımızdan olup; banyonun zemin ve duvar kaplamalarının rengi ve malzemesi, kullanım şekli, aydınlatması, havalandırması ve hijyen ortamı da psikolojimizi ciddi anlamda etkilemektedir.

Bunlara ilaveten aile olarak beraber ortaklaşa bir şeyler yapacağımız ve paylaşacağımız ortak alanlarda olmalıdır.

Belki bugüne kadar bunları hiç düşünmedik, belki bunlardan dolayı gerginleştik, birbirimizle bağlarımız zayıfladı, psikolojik sorunlar yaşadık, aile bağlarımız zayıfladı ve bizi biz yapan değerlerimizden de farkında olmadan uzaklaştık.

Hâlbuki biz, bir ve beraber olarak, birbirimizi severek, güvenerek, iletişim kurarak, değerlerimize ve kültürümüze sahip çıkarak yaşarsak ayakta kalabiliriz. Birbirimize yeteriz, sağlıklı ve mutlu toplum oluruz.

Yani kısacası, yaşam alanlarımızın içi, kullanımı ve şartları bizim için çok önemli.

Haydi, şimdi yetkililerin uyarılarını dikkate alıp, zamanımızı evde geçirerek katkı sağladığımız bu süreçte, hazır zamanımız varken bunları düşünelim, inceleyelim, gerekli tespitleri yaparak kendimize, özümüze dönük yaşam biçimini kurgulayalım.


Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları