Yapay zeka Covid-19'a da bulaştı
Covid-19 konusundan kurtulamadık. Gözüken o ki uzun bir süre daha da kurtulamayacağız. Burada önemli olan tedavi yöntemleri geliştirmek, korunma yöntemleri geliştirmek. Ama asıl önemli olan test sayısını arttırarak elden geldiği kadar yüzde sıfır hata payı ile bol bol test yapmak ve bu virüsü yakalayarak kökünü kurutmak olmalı.
Türkiye test sayısında 50 binlerde kaldı. Günlük elli bin civarı test yapıyoruz. Dokuzyüz civarı da covid-19 tanısı görüyoruz. Bu kafi mi? Ben doktor değilim ama bilimsel fikirlerim çerçevesinde yetersiz olduğunu düşünüyorum. Hem çok sayıda test yapmak hem de hızlı ve doğru sonuçlar veren testler yapmak lazım.
Yapay zeka tabanlı test
Çinli araştırmacılar, Covid-19’un teşhisini hızlandırmak, kronik hastalığı olanlara daha hızlı tanı koyarak tedavilerine bir an önce başlanmasını sağlamak için yapay zeka tabanlı bir yazılım geliştirmiş. Guangzhou Solunum Sağlığı Enstitüsü ve Tencent AI Lab’den araştırmacılar tarafından ortaklaşa yürütülen çalışma, Nature Communications dergisinde yayınlanmış.
Ciddi hastalık riski taşıyan insanların hızla teşhis edilip erken müdahaleyi sağlamak için geliştirilen yapay zeka tabanlı çalışan bu yazılım, 575 tıp merkezinden 1.590 hastanın verilerini referans alarak geliştirildi. Araştırmacılar, Covid-19 hastalarının başvuru sırasındaki klinik özelliklerine bağlı olarak beş, on ve otuz gün içinde kritik hastalık geliştirme riskini tahmin eden bir model geliştirdiler. Bu modelde on temel risk faktörü belirlendi.
Bu tür modellemeler uzun süren bilimsel araştırmalar sonucunda geçerliliği kanıtlanan modeller olmalı. Bu konuda tüm ülkelerin bilim insanları canla başla çalışıyor. Bunu başaran hem insanlığa bir hizmet sunacak, hem sağlık ekonomisinden çok ciddi bir pay alacak. Yapay zeka ile çalışan bu yazılım Çin’de ücretsiz olarak online ortama yüklendi. Yani bir internet sitesi gibi, giriyorsunuz ve hastalık riskinizi öğreniyorsunuz. Hastalığa yakalanma riskiniz varsa da hemen bir sağlık kurumuna başvurarak teste tabi tutulup tedaviniz başlıyor. Henüz hasta olmamış ancak riski yüksek olan kişiler ise gözlem altında tutuluyor. Yani teşhisin bile teşhisini yapmışlar.
Son elli yılın salgınları ve ölüm oranları
Geçen gün bir makale okudum. Dünyada son elli yılda ortaya çıkan ve küresel boyutta insanlığı tehdit eden virüs oranlarının ölüm oranları araştırılmış. Bu araştırmada on büyük virüs salgınu içinde ölüm oranı en yüksek olan yüzde 80 ile Marburg olmuş. Covid-19 ise mart itibariyle ölüm oran yüzde 2,2’lerde olan bir virüsmüş.
Türkiye Covid-19 ölümlerinde nerede?
Yine bir başka araştırmayı incelerken on line ortamda dünyada Covid-19 ile mücadele eden ülkelerde yaşanan ölüm sayısını gördüm. Şöyle bir bakayım dedim. Tabloda 24 Temmuz 2020 tarihi itibariyle bir milyon kişiye düşen covid-19 ölüm sayısını inceledim. Türkiye’de bir milyon kişiye düşen ölüm oranında 43. Sırada. Bu aslında kötü bir veri değil. Ancak komşularımızda göre daha kötü bir durumdayız. Bunu veriyi filteleyince üzüldüm. Mesela Türkiye’de bir milyona düşen ölüm sayısı komşularımız Bulgaristan, Yunanistan, Gürcistan, Azerbaycan hatta Suriye’den daha çok. Bir tek İran ve Irak bizim önümüzde.
Bu tabii ki Türkiye’nin nüfusu ve benzeri faktörlerden dolayı tartışılabilir. Şunu da söylemek isterim ki nüfusta bir noktadan sonra bahane değil. Çünkü bu virüsün ilk merkezi olan Çin büyük nüfüsuna rağmen bir milyon kişi başına düşen ölüm sayısında dünyada 124. Sırada.
Bu tablo ülke olarak başarılı olduğumuzu ama Covid-19 konusunda daha dikkatli olmamız gerektiğini ve pandemi de kaybettiğimiz insan sayısının çok övünülecek bir seviyede olmadığını gösteriyor. Bu veriler böyle sürdükçe turizm konusunda zorlanmamız da gayet normal. İşin kötüsü turizm sezonunun da bitmesine iki ay kaldı. Yani Ağustos ve Eylül ayları kaldı. Sonra sezon kapanacak. Bu tüm dünyayı olduğu kadar bizi de etkiledi. Bu konudan bir ders çıkartmak lazım. Covid pandemi ile mücadelede ki başarımızı ve eksiklerimizi masaya yatırmamız lazım.