Dolar $
32.57
%0.12 0.03
Euro €
34.79
%0.02 0
Sterlin £
40.65
%0.08 0.03
Çeyrek Altın
4071.14
%0.09 3.78
SON DAKİKA
Son Yazıları

Türkiye'nin 15 Temmuz cevabı!

15 Tem 2019

Geçenlerde kripto paralar üzerinde oldukça fazla fikir yürüttük. Hatta işi o kadar ileri götürdük ki biraz mizah yapıp kripto parayı 5 bin yıllık simyacılık ile açıklamaya çalıştık. Ama başka çaremiz de yoktu… Henüz tam anlamıyla ne olduğu bilinmeyen ve merkeziyetten uzak bir sistemi ancak bu şekilde anlatabilirdik. Ardından Merkez Bankası'nın (TCMB) yerli dijital para hamlesi geldi. Böyle bir gelişme karşısında bilinmeyenler, anlaşılamayanlar konular birden aydınlandı. Konunun giderek daha da elzem hale geldiği görüldü.

2019 Temmuz ayı Türkiye’nin 11. Kalkınma Planı’nın açıklandığı bir ay olarak geleceğe damga vuracağa benziyor. 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimini başarıyla atlatan Türkiye’nin geçen 3 sene zarfında başta savunma, teknoloji, bilişim ve katma değerli sanayi üretiminde olmadık başarıları yakaladığını bir kez daha hatırlatayım. Zannediyorum 15 Temmuz darbe girişimi yıldönümünde geçen 3 yılda elde edilen kazanımlar daha da önemi haiz hale geliyor.

Rusya’dan alınan S400 savunma sistemlerinin de katkısıyla Türkiye bugün bölgesinin en muhkem ülkesi haline geldi. Finansal ayakta da özellikle Merkez Bankası’nın (TCMB) güçlendirilmesi adına önemli adımlar atıldı ve bankacılık sistemi kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasi notlarına dahi meydan okur hale getirildi.

Yerli dijital para 4 yıl içinde hazır

Ülkedeki müspet gelişmeler, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası milletçe verilen en etkin ve etkili bir cevap.Türkiye’nin önünü açacak “11. Kalkınma Planı” içinde TCMB’nin yerli dijital parası da yer alıyor. Türkiye, uluslararası finans merkezi olmaya hazırlanırken blockchain tabanlı kripto parası olmayan bir finansal sistemin noksan kalacağını bilerek sisteme bugünden startı verdi. Hedef belli… Her dönemde, her devirde “Büyük ve güçlü Türkiye” olmak.

TCMB kripto parası için süre de vereyim. Bu iş 2023 yılına kadar bitirilecek ve kullanılır hale gelecek. 11. Kalkınma Planı öyle diyor. Yani 4 yıl sonra Türkiye’nin kripto para olacak. Ancak bugün için paranın nerede ve nasıl kullanacağı belli değil. Ama Merkez Bankası bünyesinde Borsa İstanbul kapsamlı düşünüldüğünü gelecek aylarda daha net öğreneceğiz.

Yeni teknolojilere açık Türkiye’de her 5 kişiden birinin kripto kullanıcısı olduğu tespitini yaptıktan sonra yerli dijital paranın benimsenmemesi diye bir şey de olmayacağı ortaya çıkıyor. Yerli kripto paranın fintech ekosistemine büyük bir ivme katacağını, ayrıca uluslararası kripto yatırımcılarını da Türkiye’ye çekeceğini bugünden söylemek mümkün. Zira Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) başta sermaye piyasası kripto para maharetiyle yabancı yatırımcıya cazip enstrümanlar sunmak için de hazırlık yapıyor.

En iyi cevap “Güçlü Türkiye” olacak

Evet, bugün 3 yıl önce gerçekleştirilmeye çalışılan FETÖ kalkışmasını atlatan Türkiye’nin sanayide, teknolojide, finans ve bilimde nereye geldiğini iyi idrak etmesi gerekiyor… En azından darbelere karşı daha bilinçlenmiş, ülkesini hiçbir müstevliye teslim etmeme kararlılığında olması şart.

Şöyle ki; TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ifadesiyle demokrasi vazgeçilmezimiz, milli irade gücümüz, kardeşliğimiz geleceğimiz, diyoruz. Türk iş dünyası olarak, aynı ruh, aynı inançla çalışmayı sürdürüyoruz. Türkiye’nin dünyanın en büyük ekonomileri arasında yerini almasını ve lider ülke haline gelmesini de, yine hep birlikte çalışarak sağlayacağız. 

Yine ASKON Başkanı Orhan Aydın’ın dediği gibi zaten darbecilere, hâlâ darbe niyetinde olanlara ve her fırsatta siyasi kararlarıyla ülkemizi hedef alan kredi derecelendirme kuruluşlarının art niyetli tavırlarına bugün için verilecek en iyi cevap “Güçlü Türkiye olmak” değil mi?

Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Ayşem Sargın’ın da belirttiği gibi, 15 Temmuz’da Türk halkı demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine bağlılığını en açık şekilde ortaya koydu. Güçlü bir Türkiye için sözünü de verdi. Gelecek dönemde ekonomi, iş ve yatırım ortamı ve rekabetçilikte hedeflere ulaşmanın yolu güçlü bir ülke olmaktan geçiyor.

300 milyar dolardan fazla zarar verdi

Yerli dijital para konusuna girmeden FETÖ’nün darbe girişimini birkaç cümle ile özetleyeyim… 15/16 Temmuz 2016 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerine Yurtta Sulh Konseyi diye adlandırdıkları FETÖ terör örgütüne bağlı bir grubun darbe girişimi, aslında sadece yurt içiyle sınırlı değil, ucu Avrupa’yı da içine alarak Okyanus ötesine kadar uzanıyordu.

İşin siyasi tarafı burası...

Ekonomi tarafı ise daha ilginç. Türkiye Mart 2016’dan itibaren yeni bir istikrar patikasına giriyor. O tarihte doların 2,8’lerdeki seyri, TCMB’den ve bankalardan faiz indirimleri en dikkat çeken gelişmelerden. Fakat iyi gelişmeleri hazmedemeyen ve en az terör örgütleri kadar Türkiye’ye zarar veren kredi derecelendirme kuruluşları da rahat durmuyor ve ülkenin finans kaynaklarını kurutmak için kredi notlarını düşürüyor.

Küçük bir hesapla FETÖ’nün ülkeye verdiği zararı bir kalemde aktarayım… Yıllarca ülke yönetimini, savunmasını ve ekonomisini tehdit eden malûm terör örgütünün, sadece 2016 yılında ekonomiye verdiği zarar 20 milyar dolar. Aynı yıl yaklaşık 500 bin istihdam kaybı, yüzde 3 oranında büyümedeki gerileme ve 2017 ile 2018 yıllarına yayılan olumsuzluklar da dahil edildiğinde 300 milyar doları geçen ciddi seviyede bir ekonomik kayıp… Geçen sene Ağustos ayında yaşadığımız döviz krizi bile aynı depremin artçıları mesabesinde algılanabilir.

Türkiye, Yunanistan seviyesinde mi?

Bugün de farklı bir durum yok. Türkiye yine yeni bir atılımın eşiğinde. Kalkınma planları açıklıyor. Sanayi, teknoloji, tarım gibi birçok sektörde dengelenme çalışmaları öne çıkıyor. Savunmasını güçlendiriyor. Hatta yerli kripto para bile kalkınma projeleri arasında. Peki 3 yıl önce olduğu gibi bu gelişmeleri engellemeye çalışanlar var mı? Hem de daha fazla. Irak ve Suriye harekatlarıyla terör örgütlerini güneye hapseden, S400’lerle ülke savunmasını üst seviyelere yükselten, bölgesinde ticari ve ekonomik etkinliği ile cephe büyüten Türkiye’yi zayıflatmak için her yol deneniyor.

Birkaç anekdot ile anlatayım… Tarih 15 Haziran 2019… S400’lerin Türkiye’ye kesin olarak geleceği kesinleştiği bu süreçte kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in not indirimi gündeme geliyor. Türkiye’nin notu Ba3’ten B1’e çekilerek Yunanistan seviyesine indiriliyor.

Gerekçeyi söyleyince bana hak vereceksiniz…

Diyor ki Moody’s: “Ödemeler dengesi krizi artıyor… Kırılganlık sürüyor…” Buna kargalar bile güler. Türkiye aylardır cari fazla veriyor ve gelecek ay da Haziran verilerine göre yıllık bazda da cari fazlaya geçecek. Anlayacağınız bugün Türkiye’nin şu an ödemeler dengesi krizi diye bir sorunu yok. Moody’s’in iddialarını Hazine ve Maliye Bakanlığı da kabul etmiyor.

Moody’s’in Türkiye notu ağır bir karar

Burada Mahfi Eğilmez Hoca’nın notunu sizlere aktarayım… “Moody’s’in mi yoksa Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mı haklı olduğu konusunda herkes verilere ve gidişe bakarak kendi yorumunu yapabilir. Benim görüşüm iki tarafın da haklı olduğu yönlerin var olduğu şeklinde. Türkiye ekonomisinin performansında ciddi bir ivme kaybı olduğu bir gerçek. Buna karşılık Moody’s’in eğer not düşürecekse notu ve görünümü Ba3 negatiften B1 pozitif ve B1 durağan kademelerini atlayıp B1 negatif düzeyine düşürmesi ağır bir karar... S&P’nin B+ notuyla Moody’s’in B1 notu aynı dereceye denk geliyor ama S&P görünümü durağan olarak belirlemişken Moody’s görünümü de negatif olarak değerlendiriyor.”

Bozuk plak gibi hep aynı şeyleri söylüyorlar

Gelelim Fitch Ratings’e… Enflasyon’da 3 puanlık bir gerileme, TCMB’den faiz indirimleri, sanayi üretiminde de aylık yüzde 1,3’lük bir artış söz konusuyken sen kalk olmadık sebeplerden Türkiye’nin notunu BB’den BB-‘ye, düşür, görünümü negatif açıkla!.. Neymiş efendim, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya görevden alınmış. Bankanın bağımsızlık ilkesi zedelenmiş. Tabi asıl vurmak istediği yer orası değil, S400’ler… Fitch raporundaki ifadelere bakın!..  “Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S400 hava savunma sistemlerinin teslimatı ABD yaptırımları riski taşıyor…”

Direkt söyleyeyim…  S400’lerin Türkiye’ye gelmesinden hemen sonra yapılan Fitch’in bu not düşürme operasyonu tamamen objektif kriterlerden uzak ve siyasi bir karar.

Geçen yıl 15 Temmuz’da “Türk halkının ekonomide 15 Temmuz direnişi!” başlıklı kaleme aldığım yazımda şu ifadeleri kullanmıştım…

 “… Türkiye bugün yine, yeni yönetimiyle yeni bir ekonomik atılımın ve kalkınmanın eşiğinde. Ama kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch, 15 Temmuz hain darbe girişimi günlerinde olduğu gibi tekrar başını gösterdi. Fitch, Türkiye’nin kredi notunu BB+’dan BB’ye düşürdü, görünümü ise ‘durağan’dan ‘negatif’e çevirdi. Gerekçe ise, Seçim sonrası ekonomi gündeminin, enflasyon ve mali politikaların, yapısal reformlara bakış açısının ve merkez bankası bağımsızlığının tartışılması…”

Kredi derecelendirme kuruluşlarının bir yıl sonra bugün yine Türkiye aleyhine “aynı ifadeleri” notlarına almaları tesadüfi olabilir mi?

Dünyada ikinci dijital para birimi olacak

ABD, Avrupa ve bağlılarının üzerimize fevç fevç geldiği bu dönemde Türkiye yoluna devam edecek ve hedeflerine bir bir ulaşacak, bundan hiç kimsenin şek ve şüphesi yok!

Gelişen ülkeler arasında en cazip portföy bölgelerinden biri olan Türkiye’nin finansman çeşitliliğini artırma ve İstanbul Finans Merkezi’nin güçlendirilmesi adına düşünülen yerli kripto paraya yeniden dönelim. Merkez Bankası dijital para olayını fevkalade önemsiyor. Hükümet de bunu 11. Kalkınma Planı’na almış ve hedefe adım adım ilerliyor.

Fecebook’un kendi kripto para birimi Libra’yı kamuoyuna tanıttığı bir dönemde gündeme gelen yerli dijital paranın koordinasyonu kamu kurumu, denetimi ise Merkez Bankası tarafından sağlanacak. En azından sahibi şu anda patronlar belli. Hayata geçtiğinde petrol varil fiyatına sabitlenen Venezuela’ya ait dijital para birimi Petro’nun ardından bir merkez bankası tarafından desteklenen dünyada ikinci para birimi olacak. Her şeyden önce Türkiye’de yüzde 20’ye yakın kripto para kullanan bir nüfusa sahip.

Kripto para ile TCMB’de hesap açılabilecek

Yerli dijital paranın özelliği, insanların mevcut bankacılık sistemini aradan çıkararak doğrudan Merkez Bankası parasını ellerinde bulunduracak. Diğer anlaşılır bir ifade ile insanlar Merkez Bankası’nda hesap açma imkanına kavuşacak. Söz konusu hesapların avantajı ödemelerin doğrudan ilgili kişiler arasında yapılmasına imkan vererek üçüncü kişiler tarafından takip edilemeyecek.

Tabii iş dışarıdan göründüğü kadar basit değil. Karmaşık bir sistem. Yerli dijital para bankacılık sistemine zarar verebilir mi, diğer bankalar bundan ne kadar etkilenir, böyle bir sistemde para politikasıyla maliye politikaları nasıl yürütülür, henüz bunlar düşünce aşamasında. Zannediyorum, bir veya birkaç komisyon oturup konuyu enine boyuna yazıp çiziyor.

Dijital para ile ilgili birçok belirsizliğe sahip olduğumuz ve konvertıble paramızın nasıl bir yol izleyeceğini henüz bilemediğimiz bugün zihinlere takılan birinci soru, Merkez Bankası politikalarının nasıl işletileceği… Mesela uluslararası alanda geçerliliğin sağlanması için neler yapılacak? Güven nasıl tesis edilecek?

Birçok piyasa analisti aslında yerli dijital paranın, o ülke için bir güven unsuru olduğunu belirtiyor. Şayet bir ülkenin dünyada güvenirliğine dair bir sorun yoksa, ortaya koyacağı dijital paranın da uluslararası alanda yer bulacağı kanaatini taşıyorlar. Ancak dünyada henüz kripto para sisteminin istenilen seviyede olmadığını da unutmadan... devletin merkez bankası tarafından desteklendiği yerli dijital paranın emisyonunda dikkat edilmesi gereken birçok soruna karşı da çözümlerin hazır tutulması isteniyor.

Dijitalde yeni hukuk sistemine ihtiyaç var

Para denilince makro ekonominin baş datası enflasyon da akla geliyor. Dijital para enflasyonu artırır mı, düşürür mü, konusu bugün için tartışılan bir husus. Ancak Türk Lirası’ndaki enflasyon bugün neyse kurulacak dijital para da mevcut enflasyonla birlikte hareket edecek.

Uzmanların genel görüşü, TL’ye hakim olan Merkez Bankası’nın yerli dijital paraya da hakim olacağı ve toplam para arzını rahatlıkla kontrol edebileceği yolunda.

Uzmanların asıl üzerinde durdukları kayıt dışı ekonomi. Merkez Bankası’nın denetimindeki yerli dijital para ile kayıt dışı ekonomide bir azalmaya sebep olacağını bütün uzmanlar söylüyor. Blockchain ile bütün para transferlerinin kayıt altına alındığı, para aklama, vergi kaçırma ve finans dışı para hareketlerinin önünün alınacağına dair kanaat oldukça yüksek. Uzmanlar blockchain teknolojisiyle ilgili kara para konusunda özel bir çalışma yapılmasının ise öncelik olduğunu kaydediyorlar.

Tahminime göre, 11. Kalkınma Planı’na giren blockchain tabanlı yerli dijital parayla ilgili yeni bir hukuk sistemi de gündeme gelecek. Sadece hukuk sisteminin yenilenmesi değil, “Dijital TL güçlü olabilecek mi? Yatırımcının güvenli liman arayışında dijital TL’nin fonksiyonu ne olacak?” soruları da bugün için en çok konuşulan hususlar.

Ülkemizi dünya standartlarının üzerinde tutma şuuruyla üstün gayret içinde olmamız gerektiği artık bir gerçek olarak ortada. Geçmişte de olduğu gibi 15 Temmuz 2016’da hain bir kalkışma ile Türkiye’nin önünü kesmeye çalışanlar yarın da kendini gösterecek. Bundan sonra yine yılmaz ve yıkılmaz irademizi siyasi, ekonomik ve sosyal alanda her zaman bir bayrak gibi yukarıda tutabilmek… Türk ve Türkiye kimliğini çağlara yayabilmek en büyük güç kaynağımız olacak.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları