Türeticiler çoğaldı! Peki, kim bu türetici?
Aslında hepimiz kenarından köşesinden bir yerden türeticiyiz. Sadece yaptığımız işe ait olan ismin türetici olduğunu bilmiyoruz. Covid-19 bizlerin birer türetici olduğumuzu daha belirginleştirdi. Öyle ki, küçük çapta yapılan türeticilik günümüzde bir ekonomiye dönüştü ve "türetici ekonomisi" bugün ekonomik kavramlar arasında yerini aldı. Şimdi gelin yeni rollerimizden biri olan türeticiliğe hep birlikte bakalım.
Türetici ismi, post modern bir anlayışla ortaya çıkmış bir isim. Malumunuz post modernizm iki farklı kavramı bir araya getirerek yeni kelimelerin ve kavramların ortaya çıkmasına neden oluyor. Türetici de bunlardan biri, yani üretici ve tüketici kelimelerinin birleşmesiyle hayatımıza giren bir kelime ve kavram.
Tanımı ise; bir kişinin aynı anda hem üretici hem de tüketici olması. Ama bu kadar kolay değil. Her şeyden evvel, tüketicinin ürettiklerini kendisinin kullanması gerekiyor ve bunu yaparken büyük teknoloji ve makineleşmeye yer yok. Ancak ileriki dönemlerde ekleneceğine inanıyorum.
Türeticilik bir iş ya da uğraş gibi dursa da yeni bir yaşam biçimi. Özellikle tüketim karşıtı, ekolojik çevreye karşı duyarlı, tasarrufa önem veren, kent yaşamına ve bu yaşamın kişide uyandırdığı olumsuz durumlara karşı baş kaldıran kişilerde sıklıkla görülüyor.
Zaten ilk ortaya çıkması da böyle oldu. Kapitalizmin tüket dayatmalarından yorulan ve sisteme kızan kişilerce oluştu. Sonra türeticilik bu felsefeye sahip olan kişiler aracılığıyla sosyal medyada tanıtımını yapınca, artık her evde bir paletten koltuk görmeye başladık.
Bütün bunlar toplumda görülmeye başlamıştı, akım yavaş yavaş yayılıyor ve kitlelerde sempatik bir etki oluşturuyordu. Ardından hayatımıza dâhil olan Covid-19 ve salgından korunmak için karantina başlayınca türeticilik iyiden iyiye arttı. Evde ekmek yapmayan sanırım kalmamıştır. Ortaya konulan türeticilik faaliyetleri kişilerde güzel yer edinince artık daha fazla insan türetici olmaya başladı. Türeticilik ile yapılanların sosyal medyada paylaşılması ve bu paylaşımlara ilişkin içeriklerin takdir edilmesi kişileri bu alana iyice odakladı.
İşte buradan sonra da türeticilik bir yaşam biçimi ya da hobi olmaktan çıkıp, ekonomik bir yapıya yani bir sisteme dönüştü. Çünkü yapılanlar birilerinin dikkatini çekti ve dikkatini çeken birileri tarafından kullanılmak, öğrenilmek, satın alınmak istenildi. Bir anne, kendi çocuklarım için ördüğü amigurimi bebeklerini neden satmayayım, dedi. Şimdi bu bebeklerin fiyatlarına girin bir bakın. Açıkçası ek gelir olarak kabul edilmeye başlanıldı, birilerinin de ana geliri oldu.
Yaşanan bu durum aslında bir çelişki. Çelişki, tanım ve bazı uygulama alanlarında yaşanıyor. Çünkü türetici bir KOBİ değil. Türeticilik kitlesel anlamda bir ekonomik kalkınma hareketi hiç değil. Tabi ki, türeticiliğin tasarruf temelli yapısı var ve bu yüzden aile ve ülke ekonomisine faydası dokunuyor ancak bu fayda büyük parasal değerlere henüz karşılık getirmiyor. Bunun nedeni ise türeticiliğin büyük kitlelere ulaşmamasından kaynaklanıyor. Bir öğreti olarak bile değerlendirebilirsiniz. Tüketici olmayın artık, en azından ihtiyaç fazlasını tüketmeyin onun yerine türetin, türetici olun deniliyor.
Türeticilik acaba toplumda farkındalık oluşturmak için sembolik bir girişim mi, tüketim bağımlılığına karşı bir başkaldırma mı, yoksa gelecekte bizi bekleyen yaşam biçimi mi? Siz karar verin.