Dolar $
32.42
%-0.33 -0.1
Euro €
34.87
%-0.11 -0.03
Sterlin £
40.51
%-0.73 -0.29
Çeyrek Altın
4090.46
%0.57 22.86
SON DAKİKA
Son Yazıları

Tüketicilerin virüsle mücadele etme yöntemi (?)

14 Mar 2020

Üzeri alevler içerisinde kalan birisi için genelde şunu tavsiye ederler; yere yatın ve yuvarlanın. Bunu tavsiye edenler, muhakkak eklemede bulunurlar. Derler ki; eğer koşarsanız, rüzgârla beraber aleviniz daha da artar, ciddi zararlara uğrayabilir, hatta hayatınızı kaybedebilirsiniz.

Sarf ettiğim bu sözleri corona virüsü örneklemi üzerinden ele almak istiyorum. Yukarıda verilen tavsiyenin özünde sakin olmak var. İşte bu yüzden bizim öğrenmemiz gerekenlerin başında, konusu ne olursa olsun var olan bir şey vardır ve bunun adı da; süreç yönetimidir. Ancak unutmayın ki sakin olunmadığı sürece süreç yönetimi imkânsızdır.  

Ülkemizin de içerisinde bulunduğu birçok ülke virüs nedeni ile teyakkuza geçti. Acil durum önlemleri ülkelerden peş peşe geliyor. Fakat asılsız ve kaynaksız bilgiler virüsten daha hızlı yayılıyor, kitleleri olumsuz yönde etkilediği de bir gerçek. Öyle ki bu durum “dezenformasyon” ya da “viral” isimleri ile adlandırılır, ki bunların anlamı aynı zamanda da “virüs” demektir.  

Sağlık Bakanlığı yaşanan süreci gayet güzel ve dikkatli bir şekilde yönetiyor. Bana kalırsa bir o kadar da asılsız bilgileri temizleme ve tek referans kaynağının bakanlık açıklamaları olması konusunda da çalışılması önemli. 

Peki, tüketici bu süreci nasıl yönetiyor? Normal satın alma davranışına etki eden faktörler çeşitlilik gösterirken, bu gibi kitleleri ilgilendiren ve sağlık gibi hayatın devamlılığı ile direkt ilişki içerisinde olan durumlarda tüketici referanslara ve çevresel etkilere göre davranır.

Zira sağlık konusu uzmanlık gerektiren bir konu olduğu için tüketicinin kendi karar mekanizmasını harekete geçiren, halk arasında “uzman” olarak görülen kişi ya da kişilerdir. Ancak bu noktada ki problem, referans alınan kişinin yaptığı söylemin niteliği ve bilimsel alt yapıya dayanıp dayanmamasıdır. Güven duygusuna sahip olunmadan sözlerin geçerli ve güvenilir olarak kabul edilmesi, nedensiz ve gerekçesiz satın alma eylemlerinin yaşanmasına neden olur. Bunun sonunda hem panik havası hem de maddi kayıplar yaşanır. 

Devlet yetkilileri her ne kadar kendileri dışında yapılan açıklamaları doğru olarak kabul etmemeleri hususunda vatandaşlarını uyarıyor olsa da, özellikle sosyal medyada yer alan bilgiler doğruluğu sorgulanmadan, resmi kurum açıklamaları ile teyit edilmeden kesin bilgi olarak değerlendiriliyor ve birey davranışlarını bu konuda şekillendiriyor. Kargaşaların yaşanmasının, toplumların psikolojilerinin yıpranmasının nedeni de budur. 

İşte bu yüzden marketler istila ediliyor, kolonya stokları eritiliyor, ürün bulamayanlar kendi evlerinde el yapımı jeller üretiyor. Kitleleri ilgilendiren konularda etki alanına, boyutuna bakmaksızın herkes bir paydaştır. Her ne kadar büyük çarkta süreci yönetmek bakanlığın kontrolünde olsa da bu sürecin içerisinde olan biz vatandaşların da devlet yetkilileri ile müşterek hareket etmesi esas olandır.

Akademide bize öğretilen ilk şey, öğrenilen bilginin kaynağının ne olduğudur. Bu süreçte de ihtiyacımız olan sirkenin elleri dezenfekte edip etmemesi değil, bilginin doğruluğunun teyit edilmesi ve kaynaksız bilgiye inanılmamasıdır.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları