TLREF, Türk Lirası'na referans olacak!
Konu, enflasyon düşüş eğilimindeyken faizlerin de hissedilir şekilde aşağıya gelmesi. Kamu bankaları faizlerin düşmesinde en büyük destekçi… Lokomotif rolü üstlenmiş durumdalar. Dolarizasyona karşı geliştirilen ve diğer bankaların da katıldığı enflasyon korumalı TL hesapların piyasadaki etkisini bilmeyenimiz yok. Ama hesaplara daha fazla destek gerekiyor.
Malum hesaplarla dövizden TL’ye dönen oldukça fazla insan oldu. Dövizini bozdururken enflasyona ve faizlerin düşüşüne katkı verdi. Tabii yeterli değil. Bankalarda 83 milyar doların üzerinde döviz mevduatı yatıyor. Bu paranın mutlaka yerli kaynaklara aktarılması lazım ama onun için de TL’ye güvenin tam manasıyla tesis edilmesi şart.
TL’ye güven oluşturmanın yolu ise enflasyon ve faizlerin normale çevrilmesinden geçiyor. Para politikalarının yanında maliye politikaları TL’ye öyle destek vermeli ki yerli para baş tacı olsun. Reform paketleri söz konusu yolda tesirli olabilir ama, para politikaları ve piyasa yatırım araçlarının etkisi asla göz ardı edilmemeli.
Para ve sermaye piyasaları bu konuda oldukça iyi çalışıyor. Konjonktüre göre ürün çıkarmada zorlanmıyorlar. İşte enflasyon korumalı TL mevduatından sonra TL referanslı faiz ürününü yürürlüğe koymaları bu gayretin bir yansıması.
***
Tabii önemli olan TL’ye yurt içi ve dışında güven oluşturacak hamleler geliştirebilmek. Yerli parada istikrarı tesis etmenin en kestirme yolu birinci derecede yabancının güvenini kazanmak. Yabancı bir ülkeye yatırım yaparken iç ve dış riskleri hesaplar ve ona göre yatırım gerçekleştiriyor. Yatırım yaparken yabancının en fazla dikkat ettiği de o ülkenin risk primini gösteren CDS’leri.
CDS puanları, kredi veren kişi ya da kuruluşun karşılaşabileceği alacağın ödenip ödenmemesi riskini gösteriyor. CDS ülkenin borçlanma faizi ile paralellik oluştururken kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri kredi notuyla da bağlantısının olduğu atlanmamalı.
Sadece bu mu? Makro ekonomik veriler, jeopolitik riskler, kırılganlık, siyasi veya ekonomik belirsizlikler CDS’leri yükseltiyor veya düşürüyor. Dolayısıyla yerli paranın değer kaybetmesi ve değer kazanması CDS’lerin hareketine bağlı. CDS puanları yükseldikçe yabancının yerli paraya olan güveni azalıyor, akabinde dolarizasyon hastalığı nüksediyor. Tahvillerde umulmadık değişimler gözlemleniyor. CDS’ler düştükçe ise tam tersi iyimser bir hava oluşuyor ve yerli paraya güven geliyor. Döviz, faiz ve hatta enflasyon aşağı yönlü bir seyre geçiyor.
***
İşte bugünlerde Ziraat Bankası kur ve faiz riskini yönetebilmek için yeni bir ürün geliştirdi. Ziraat Bankası TLREF adını verdiği üründe 750 milyon liralık ilk tahvil ihracatını gerçekleştirdi. Ziraat Bankası’ndan sonra Borsa İstanbul da harekete geçti. Borsa İstanbul Genel Müdürü Murat Çetinkaya, uluslararası standartlarla uyumlu bir TL referans faiz oranı olan TLREF’i oluşturdukları haberini verdi.
Peki bundan sonra ne olacak? Ürün piyasaya çıkınca TL değerlenebilecek mi? Kısa da olsa anlatalım… Öncelikle bu tür ürünler, vadeli işlemler piyasasında TL cinsinden değişken sabit faizli swap işlemlerinin kullanımına katı verecek. Böylece TL varlıklarına yabancı gelecek. TL kuvvetlenirken dövizde ve buna bağlı faizlerde düşüşler gerçekleşecek.
Ürünün değişken faizli olması dolayısıyla piyasayı birebir yansıtması açısından yatırımcının ilgi duyacağı kesin. Zaten ilgi 750 milyon lira ihracın gerçekleştirildiği ilk ihaleden de belli oldu. Ürün borçlanma vadesini uzatırken diğer taraftan gelecek döneme ilişkin piyasa şartlarını yansıtan bir borçlanmayı da beraberinde getiriyor ve nefes aldırıcı bir özelliğe de sahip. Aynı zamanda CDS’leri de iyileştiren bir yanı var.
***
Ürünün en çarpıcı tarafı da şurası… Türkiye’de yerleşik bankalar; uzun vadeli TL finansman sağlamak ve sabit faizli uzun vadeli TL kredilerini faiz riskinden korumak için milyarlarca dolar kullanmak zorundaydılar. Yeni ürün TLREF’e dayalı swap işlemleri sayesinde faiz riskini yönetmek için bankacılık sistemi dolar kullanmayacak ve bu kaynağı yurt dışına göndermesine gerek kalmayacak. Yani döviz içeride kalacak ve TL’nin değerini koruyacak.
Bugün konjonktürel olarak finansal sistem daralan küresel ekonomide yeni bir yol ararken TL varlıklarındaki güçlülüğün elbette değerlendirilmesi gerekiyordu. Nitekim bu maksatla harekete geçildi. TCMB zorunlu karşılıkları kaldırınca buradaki boşluk iki repo piyasasının birleştirilmesiyle likiditeyi konsolide eden uluslararası standartlara uyumlu TL referans faiz oranı olan TLREF yürürlüğe girdi.
TLREF’in bence bir sonraki adımı daha uzun vadeli işlemler için yeni bir gecelik (overnight) sistemi oluşturmak. Hedef iki ayağı da TL olan faiz takası anlaşmalarının altyapısını oluşturarak bankaların orta ve uzun vadeli TL faiz risklerini döviz likiditelerini kullanmadan yönetmek olacak.
Madem TLREF, piyasayı düzenleme ve TL’ye güven kazandırmada bu kadar etkili… Ayrıca TL için de tırım tırım kapı kapı dolaşmıyorsunuz… Dövizleriniz de elinizde kalıyor… Bankalar benzeri ihraçları mutlaka gündemlerine alacak ve değişken faizli kredili ürünlerini kamuoyuna açacaklar, diye düşünüyorum.