Dolar $
32.49
%-0.18 -0.05
Euro €
34.87
%0.13 0.04
Sterlin £
40.8
%0.3 0.12
Çeyrek Altın
3991.95
%0.86 33.67
SON DAKİKA
Son Yazıları

TL'nin değerini korusun yeter!

07 Tem 2019

Asli görevi fiyat istikrarı olan bir kurumlardan bahsediyoruz... Evet merkez bankaları ekonominin manivelası. Tüm para politikaları araçlarını serbest bir şekilde kullanabilen merkez bankaları bir ülkedeki ekonominin temel taşı. Yerli paranın değerinin korunması ve etkinliğinin artırılması konusunda en yetkili ve etkili müessese.

Ülkenin veznedarı, mali ve iktisadi konularda devletin danışmanı, tüm finans sisteminin rezervlerini muhafaza eden, bankaların takas, tasfiye ve virman görevini üstlenen, kredileri düzenleyip denetleyen ve iki devletin alışverişten doğan hesabın nakitsiz karşılıklı olarak mahsup edilmesi olarak bilinen kliring hizmetini yapan ve banknot ihraç eden bir kurum, merkez bankaları…

Ellerindeki en etkin para politikası silahı faiz. Merkez bankalarının ayrıca Açık Piyasa İşlemleri (APİ) ile mevcut likiditeyi yöneterek kura müdahale etme imkanına da sahip. Yani likidite hamleleri, döviz satımları ve faiz operasyonları bankanın en başlıca silahları arasında. Faiz hamleleri doğrultusunda gerçekleştirdiği uygulamalarıyla piyasaları düzenlemeye çalışan merkez bankaları ayrıca reeskont kotalarını değiştirebiliyor, disponibilite uygulamasını kullanabiliyor, finansal aracıların portföylerini yeniden düzenleyebiliyor, kredileri kontrol edip ithalat teminatlarını revize edebiliyor.

***

Merkez bankalarının en önemli görevlerinden biri olan yerli para biriminin değerini koruma ve etkinliğini artırma paralelinde piyasaya müdahalelerde bulunabiliyor.  Şöyle ki; yerli paranın diğer ülke para birimleri karışsında uygun görünmeyen seviyelere gelmesi durumunda merkez bankaları harekete geçiyor, dövizde ya alım yönünde ya da satım yönünde müdahalede bulunuyor.

Küresel resesyon veya krizlerde merkez bankalarından beklentide ön plana çıkan; faiz müdahalesi. Nitekim bugün ABD Merkez Bankası (FED), Avrupa Merkez Bankası (ECB), Japonya Merkez Bankası (BOJ) faiz indirimi konusunda sanki el ele vermiş gibi. İşi ileri seviyeye de taşımışlar ve negatif faize yönelik projeksiyonlar geliştirmekle meşguller.

Aslında negatif faiz 158 yıllık Amerikan yatırım bankası Lehman Brothers’ın 15 Eylül 2008’de iflas etmesiyle gündeme geldi. Zira dönemin FED Başkanı Ben Bernanke’nin öncülüğünde hazırlanan raporlar hep negatif faiz yönde atılmış adımlar olarak bilinir.    

***

Negatif faiz deyip duruyoruz… Peki nedir bu negatif faiz uygulaması, anlatayım… Merkez bankaları söz konusu uygulama ile bankaların elinde tuttuğu cari hesaplara uyguladığı faizi eksiye düşürür. Böylece merkez bankaları “Bendeki paraya artık faiz vermiyorum. Hatta senden para istiyorum. Bu parayı bana vereceğine git, kredi vererek ekonomide kullan…” mesajı vererek şirketler için borçlanma maliyetlerinin düşürülmesini ve kredi talebinin artmasını hedefler.

Negatif faiz uygulaması hakikaten en geçerli silahlardan biri. Zira parasal genişleme olsun, arka arkaya yazılan raporlar olsun… Olmadı düşük faiz uygulaması olsun çoğu zaman ülke ekonomilerinde sorunları çözmeye yetmiyor.

Size bir şey söyleyeyim mi!.. Negatif faiz bankacılığın ruhuna ters ama sağlıklı ekonomilerde başvurulmayan bir yöntem olsa da özellikle gelişmiş ülke merkez bankalarının başka çıkar yolu da kalmadı. Aslında malûm merkez bankalarının bağlı olduğu sistemin duvara dayanmasından dolayı negatif faiz uygulamasına geçmeye karar verdiklerini  ifade etmeye çalışıyorum.

***

Hiç düşündünüz mü, ticaret savaşları niçin başladı ve ülkeler bu mücadeleden neden vazgeçmiyor? Hedefleri ticarette rekabet üstünlüğü sağlamak. Çünkü ülkeler negatif faize geçtiğinde kendi yerel para birimi değersizleşeceğinden ihracatta ciddi rekabet üstünlüğü sağlayacaklar.

Merkez bankaları bugün negatif faiz uygulamalarını programlaştırma ve iyi bir planlamayla ticari hayata entegre etme çabasındalar. Projeksiyonları negatif faiz üzerine olsa da gerçekte yapmak istedikleri kur savaşlarını kendi lehlerine çevirmek... Yani ne pahasına olursa olsun yerel paralarının değerini ülke menfaatleri dahilinde düzenleyen gelişmiş ülkeler diğer taraftan da küresel ticarette rekabet üstünlüğü sağlama peşindeler.

Bugün dünyada İsviçre, İsveç, Danimarka, Japonya gibi ülkeler negatif faiz uyguluyor. Ancak peşinden FED, ECB, BOE ve diğer merkez bankalarının gelmeyeceğini kimse söyleyemez. Negatif faizi uygulamak için de tabi devletin dış finansman ihtiyacı olmaması gerekiyor, orası da ayrı bir konu.  

***

Küresel merkez bankalarınca faiz indirimlerinin gündeme geldiği bugünlerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı değişti. Görevi Murat Çetinkaya’nın yardımcısı Murat Uysal devraldı. Biz bu atamayı Merkez Bankası’nda bir kan değişimi olarak görüyoruz.

Londra swap piyasalarında aslanlar gibi dövizin boğuculuğundan TL’yi koruyan müdahaleleri gerçekleştiren eski yönetimi kutluyoruz. Yeni yönetimin müdahalelerinde üzerine koyarak mücadeleyi daha üst seviyelere taşıyacağından da kuşkumuz yok.

Yeni TCMB Başkanı Uysal’ın açıklaması da zaten o yönde… Diyor ki:

“Para politikaları araçlarını bağımsız olarak uygulamaya devam edeceğim. Uygulanacak politikalarla ilgili iletişim kanallarını üst düzeyde kullanacağım…”

İnşallah diyoruz ve ekliyoruz… Yeni TCMB yönetimi küresel ticarette rekabeti sağlayan, kıymetli, etkin, saygın TL’yi sürdürülebilir şekilde gündemde tutsun, zaten görevini bihakkın yapmış olur.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları