Dolar $
32.55
%0.01 0
Euro €
34.83
%0.01 0
Sterlin £
40.64
%1.03 0.41
Çeyrek Altın
3974.37
%0.01 0.21
SON DAKİKA
Son Yazıları

Sorumlu hangisi?

25 Ara 2020

1960 yılında yazmıştı Theodere Levitt pazarlama miyopluğunu. Sürekli güncellenen ve dinamik bir yapıda olan pazarlamanın son kullanma tarihi olmayan kavramıdır pazarlama miyopluğu. Pazarlamada güncel kalan tek gerçektir.

Tanımı hatırlayacak olursak en kısa ve özet ifade ile “geleceği görememek”. Bir yerde de “Yükselen bir dalga tüm gemileri kaldırır.” sözü ile de açıklamak mümkün.

Buraya kadar her şey normal. Peki, pazarlama miyopluğu ile covid-19 salgınının nasıl bir ilişkisi olabilir? Sonuçta işletme hastalığından bahsediyoruz. Pandemi bir işletme hastalığı değil ki. Yerelden küresele dönüşen bir sağlık krizi. İşletmenin mikro değil makro boyuttaki çevresi. 

Anlatmaya başlayayım. Covid-19 hiç beklenmeyen bir anda çıkıp geldi. İşletmeler daha ne oluyor, diyemeden ne yapacağız, demeye başladı. 

Nasıl hareket edeceklerdi? Özellikle büyük işletmeler pazarlama stratejisi geliştirmeye başladı. Ama pazarlama stratejileri ve planlarındaki ataklar anlıktı, kararlar acil, kuluçkaya yatılmamıştı ve içselleştirilmemişti. O yüzden işletmelerin pazarlama adımlarından bazıları tuttu bazıları da tutmadı.

İşletmeler, Covid-19’un kapsama alanının bu kadar geniş olacağını belki tahmin edemedi. Ama şu an deneyimsiz olunmadığı aşikâr. Bugünler pazarlama miyopluğuna düşülmemesi gereken zamanlar. 

Çünkü pazarlama miyopluğu öngörmektir, hazır olmaktır, hazırlanan durumlar karşısında hareket etmektir. Planlar yalnızca uygulanmak üzere yapılmaz. Planlar önlem almak için de yapılır. Planların en önemli boyutu ise kırılgan ve hassas olan müşteriler için yapılmalı. Tedbir planının ilki zaten yapılan müşteri elde tutma stratejisini daha da belirginleştirmek olmalı. Ve tabi ki üretim sistemlerine yoğunlaşılmalı. Arz-talep tekrar gözden geçirilmeli.

Diyeceğim şu; geleceği göremiyoruz belki ancak en azından tahmin edebiliriz. Gelecek için yapılan tahminler ya da çalışmalar sadece pazar, rekabet, tüketici ve tüketim araştırmaları ya da önsezileri olmamalı. Analizinin yapılması gereken çevrenin makrodan çıkıp daha evrensel bir boyut kazanması gerekiyor artık. 

Strateji geliştirmek her zaman olaylar olduktan sonra gerçekleştirilmemeli. Önce olsun sonra bakarız düşüncesi, tehlikeli ve riskli bir düşünce.

Ütopyaların gerçek olduğu, kendimizi bir bilim kurgu romanın ya da filminin içinde olduğumuz zamanları yaşıyoruz. Demek bir şeyler distopik değilmiş. 

Her işletmeye her türlü senaryoyu yazın, telkinlerimi ve tavsiyelerimi sıklıkla yaparım. Pazarlama ya da insan kaynakları gibi kriz ve stres yönetimi biriminiz de olsun. Çünkü söylemesi de duyması da hoş olan süreç yönetimi asıl bu gibi durumlarda devreye giriyor. Bunu özümseyeneler kazanıyor, diğerleri ise yok olmaya mahkûm değil mecbur olabiliyor. 

Yaşananların sorumlusu aslında her ikisi. Hem bir anda karşımıza çıkıp gelen Covid-19 hem de 1960 yılından beri bıkmadan usanmadan öğretilen, öğrenilen pazarlama miyopluğu. 

Çözüm ise sanırım zihninizde canlandı. Covid-19 maalesef kötü bir deneyim ama bunun yanında öğretici özelliği de yok değil. Yani Covid-19 gibi küresel boyutta gerçekleşebilecek olayları önceden tahmin etme ve buna hazır olma yani pazarlama miyopluğuna düşmemek.

Bu andan sonra, yaşanabilecek her olay karşısında her an hazırlıklı olunmalı. Gelecek, geliyor, geldi diye gerilim yaşamaktansa her türden ihtimallerin olabileceği kanaatine varmak ve buna göre oluşturulan acil eylem planları her daim hazırda tutulmalı. Bir düşünün acaba iklim ile ilgili eylem planınız var mı?


Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları