Sanayi üretiminde dünyadan daha iyiyiz
Dış ticaretteki gerilemeye karşılık cari açıkta dengeleri koruyan Türkiye'de, Mart sanayi üretimi rakamları, pandemi sürecinin az hasarla atlatılacağını gösteriyor. Başta ABD ve Avrupa'da birçok gelişmiş ülkenin sanayi üretimindeki yüksek haneli daralma rakamlarına karşılık Türkiye aynı veride yıllık yüzde 2'de kaldı. Yılın ilk çeyrek döneminde ise sanayi üretimi yüzde 4,4 artış kaydetti.
Dünyadaki sınırsız likidite bolluğuna rağmen pandemiyle birlikte risk algısındaki bozulması sebebiyle büyük ekonomiler dahil resesyona girmek üzere olduğunu artık tüm veriler gösteriyor. Ekonomik göstergelerin başında ise sanayi üretimi rakamları geliyor. Türkiye ise dünyaya göre daha iyi Mart ayı yüzde 2’lik sanayi üretimi düşüş verisiyle büyüme yolunda geleceğe daha güvenli bakıyor.
2020’nin ilk çeyrek verilerine bakıldığında öncelikle gelişmiş ülkelerin ve beraberinde gelişen ülkelerin derin bir durgunluğun içine gireceği öngörülüyor. Dünyada talebin azalmasıyla birlikte Çin başta birçok üretici ülkedeki arzın ağır hasar alması olayın başlangıcı olarak gösteriliyor. Salgından önemli darbe alan küresel ekonomide ABD ve Avrupa Birliği’nin ağır hasarla çıkacağı tahmin ediliyor.
Öncelikle gelişmiş ülke sanayi üretimlerini belki de görülmemiş şekilde ekonomide küçülme rakamları izleyecek. ABD krizden çıkmak için devasa paketler açmaya devam edecek ama para politikası araçlarını tüketen Avrupa Birliği ise büyümede zor yıllar geçirecek.
Gelişmişlerde sert daralma
Dünyanın en büyük ekonomisi olarak bilinen ABD Mart ayı sanayi üretiminde 1946 yılından bu yana yüzde 5,4 ile en büyük düşüşü yaşadı. Düşüşte imalat sanayi üretiminin yüzde 6,3’lük gerilemesi etkili oldu. ABD’de tahminlerin çok altında gelen sanayi üretiminin doların diğer küresel para birimleri karşısında değer kaybetmesine yol açması gerekirken dünya üzerinde dolara yönelik talebin agresifliği sebebiyle ABD parasının mevcut durumunu koruyacağı düşünülüyor.
Çin’de ise perakende satışların Mart’ta yıllık 15,8 ve sanayi üretimi yüzde 1,1 geriledi. Anketler gelecek ay piyasada perakende satışların yüzde 10 ve sanayi üretiminin yüzde 7,3 gerilemesini bekliyor. Pandemiden ilk önce çıkan Çin ekonomisinin 2020 ilk çeyreğinde geçen yılın son çeyreğine kıyasla yüzde 9,8 daraldığını da unutmamak gerekiyor.
Almanya’da yüzde 11,6 düştü
Pandemi sürecinde sanayi üretimi dip yapan sadece ABD değil. Alman sanayi üretiminde yaklaşık son 30 yılın en büyük düşüşü görüldü. Almanya'da sanayi üretimi, martta bir önceki aya göre yüzde 9,2 ve Mart 2019'a göre ise yüzde 11,6’lık daralma kaydetti. Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis) bir gün önce ülkede fabrika siparişlerinin Mart ayında yüzde 15,6 azaldığını açıklamıştı. Diğer taraftan Fransa’da da özel sektör üretimi, imalat sanayinin üst üste 11 aydır daraldığı gözleniyor.
Yine İtalya’da sanayi üretimi, Kovid-19 salgınının etkisiyle Mart’ta yüzde 20 düşüş beklentisine karşı yüzde 28,4 gerileyerek 1990'dan bu yana puan bazında en büyük düşüşü yaşadı.
2018 ve 2019 yıllarında ABD/Çin arasındaki ticaret savaşından etkilenen küresel yavaşlamada önemli yara alan gelişmekte olan ülkeler de salgınla birlikte güçlerine göre ekonomik paketler açıklasalar da küresel ekonomik dengelerin değişmesi sebebiyle sıkıntılar yaşamaya devam edecek.
Revize artıya geçirebilir
Türkiye’de diğer gelişen ve gelişmiş ülkelere göre sanayi üretiminde daha az hasar oluştu. Bunda hükümetin aldığı tedbirler ile para politikaları uygulamalarının erken başlatılmasının etkili olduğu görüldü. Birçok verinin tam olarak alınamadığı sanayi üretiminde, sonraki aylarda olumlu yönde revizeler gelebilir.
Türkiye’de mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi pandeminin en yoğun yaşandığı Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yıllık yüzde 2 daraldı. Aylık daralma ise yüzde 7,1 olarak gerçekleşti. Ancak Arındırılmamış verilerine göre ise sanayi üretiminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3’lük bir daralma gözleniyor. Beklenti ise sanayi üretiminde aylık yüzde 4 düşüş, yıllık yüzde 1.6 artış şeklindeydi. Mart ayı başındaki global daralma, ayın ortalarından itibaren ülke bazlı oluşmaya başladı. Zira pandemi sebebiyle Mart ayının ikinci yarısından itibaren çok sayıda fabrika ve işletme kapatılmıştı.
Türkiye sanayi üretiminde aylık bazda yüzde 7,1 daralmasına karşılık aslında 2020 yılı birinci çeyreğinde takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminde geçen yılın birinci çeyreğine göre yüzde 4,4 artış sağlaması ekonomide çarkların durmadığının göstergesi. Yine 2019 yılı son çeyreğine göre mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretiminin 2020 ilk çeyrek rakamlarıyla aynı kalması da Türk sanayisinin küresel salgına karşı direncini ortaya koyuyor. Revize edileceği muhtemel sanayi üretimindeki düşüşte 2020 Mart KDV beyannamelerinin tam verilmemesi ve hesaplamaların alternatif veri kaynakları üzerinden yapılmasının da etkili olduğu gözleniyor.
Avdagiç’ten yüksek moral
Türkiye ekonomisinin canlılığını hiçbir zaman kaybetmediği zaten ortada. Bunu iş dünyası da her defasında vurguluyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç de “Gümrüklerdeki araç sayısı pandemi öncesinin yüzde 95’ini yakaladı” diyerek çarkları hızlandıracak dış ticaretin hareketlenmeye başladığı yönündeki açıklaması moralleri yükseltiyor. Avdagiç, pandemi sürecine güçlü direnç sağlayan ekonominin bundan sonra Türkiye’nin, Çin’in boşluğu nasıl doldurabileceğini konuştuklarını hatırlatıyor.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç sanayi üretimi ve diğer ekonomik verilerdeki olumlu seyrin hükümetin uygulamaya koyduğu ekonomik istikrar kalkanı paketindeki kredi ödemelerindeki kolaylık ve kısa çalışma ödeneğinin etkili olduğunu ve özellikle istihdamın korunmasında atılan adımları yerinde bulduklarını ifade ediyor.
Avdagiç’in moral veren açıklamalarındaki gelişmeler elbette ekonomideki büyümeye de katkı verecek. Ancak asıl sanayi üretiminde Nisan ayı verileri Türkiye’nin ikinci çeyrek büyümesiyle ilgili daha belirleyici olacak. Daralma belki Mart’tan daha yüksek beklense de ihracatın artması eksi rakamları daha da yumuşatabilir düşüncesindeyim. 2020 birinci çeyrek büyümesini ise Ocak ve Şubat ve Mart ayının ilk yarısının kurtaracağı ümidini taşıyor, yüzde 4-5 oranında bir ilk çeyrek büyümesiyle karşılaşabileceğimizi tahmin ediyorum.
Öncelikli beklenti pandemi
Çin’deki arzın koronavirüs sebebiyle yara almasıyla gözlerin çevrildiği Türkiye’de dünyanın bu kötü gidişatına rağmen fırsatlara doğru yürüdüğü gözleniyor. Türkiye geçen yılki olumlu performansını bu yılın belki tamamında gösteremese de bu zamana kadar açıklanan 250 milyar liraya yakın ekonomik destek paketlerinin etkisiyle 2021 yılına daha rahat gireceği öngörüleri yapılıyor.
İşsizlik, hanehalkı harcamalarının düşmesi, likiditenin reel sektöre akmama ihtimali ve yeni yatırımların yapılamaması Türkiye’yi en fazla zorlayacak sorunlar olarak öne çıkıyor. Pandemi süreci sonrası toparlanmada bol likidite ve düşük faiz ortamının Türkiye için “bir sıçrama tahtası olabileceği” düşünülüyor. Ayrıca pandemi sonrası yeniden canlanacak ekonomide finansal koşulların da Türkiye lehine dönebileceğine işaret ediyor.
Burada en fazla üzerinde durulması gereken; katma değerli üretime ağırlık veren bir ekonomi modelinin güçlendirilerek dünyaya kabul ettirilmesi. Tabii salgının bir an önce bitmesi ekonomik düzelmede birinci şart olarak hâlâ ortada duruyor.