Seçimlerimiz bizi biz yapıyor. Verdiğiniz kararlar yeni nesle aktaracağınız dünyayı bugünden şekillendiriyor. Yaşamın içinde hepimizin kendini ifade etme biçimleri farklıdır. Kimi çalışarak, kimi yazarak, kimi resim yaparak ifade ediyor kendini. Bazıları da borsada oynayarak, forex piyasalarını gece gündüz kendisini bile unuturcasına takip ederek ya da elinde telefon sadece bir oyuna odaklanarak zaman öldürüyor. Kısacası herkes farklı yol ile kendini ifade ediyor. Bazıları da yıllar geçer ama hala arayış halindedir. Henüz karar verememiştir. Belli bir yaşa kadar gelmiş, emekli olmuş ancak yine de kararsızdır. Endişe yok, sakin olalım, her şey zamanını bekliyor. Zorlayarak olmaz. Sakin kalıp, demlenmek gerek.  

Hayatın içinde birçok darbe hepimizi sınıyor. Duyguların içinden çıkamayan insanlar genelde çaresiz olur. Çözüm varsa bile bu konuda ne düşünebilirler ne de eyleme geçebilirler. Bir şey yapabilen insanlar esnek ve dayanıklıdır.

Ülkemiz için değerli isim Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur öyle güzel ifade ediyor ki: “Ne kadar katıysanız, darbeyi o kadar sert alıyorsunuz. Karnınız çok sertse oraya gelen bir darbe, iç organlarınızı daha çok etkiler. Ama yumuşaksanız yumuşakça o darbeyi absorbe edersiniz. Hayat devam eder. Hayatın içinde birçok darbeler olacak.”

Kendimizi o anın şartlarına göre sağlıklı biçimde ayarlayabildiğimiz alan esnek dayanıklılığımızdır. Yaşam döngüsü içinde birçok istenmeyen ve hayal edemediğimiz olaylar vardır. Prof. Dr. Mehmet Z. Sungur bu noktada çözüm olarak şöyle öneri getiriyor: “Bunları yaşayabilmenin tek yolu var. Giderek esnekleşebilmek ve daha seçenekli düşünebilmek... Olacak olanlardan kaçış olmadığını hepimiz biliriz. Hayatlarımızı belirleyen bize olanlar ile bizim ne yaptığımızdır. Tek seçenekli düşünmemeliyiz. Çünkü yaşam bize pek çok seçeneği veriyor. Siz yaşadıkça o birçok seçeneği görebiliyorsunuz. Çok seçeneği düşündüğünüzde olaylara vereceğiniz zaman zaman öfkeli tepkinizi daha yumuşatabiliyorsunuz. Hayat olanlar karşısında, bizim onlara verdiğimiz tepkiler ile belirleniyor.”  

Hayatımıza sanatı ve sporu katarak çok seçenekli düşünebilme alışkanlığını daha kolay sağlayabileceğimize inanıyorum. Hayatı uyum ve denge ile yaşayabilmek müthiş bir huzur getirecektir. Yeni neslin öfkelerini kontrol edebilmesi, çok seçenekli düşünebilmesi... Özellikle ergenlik döneminde gençlerimizin buna çok ihtiyacı olabilir. Bu düşünce biçimi daha geniş perspektiften bakmamızı sağlayacak ve yaşantımızı daha da güzelleştirecektir. 

Sizlere Simon Armstrong’un “İşte Bunlar Hep Sanat” adlı kitabını öneriyorum. Domingo yayınlarından çıkmış bu kitabı çocuklarınız ile keyifle okuyabilirsiniz. “İşte Bunlar Hep”  serisinin farklı kitapları da var. “İşte Bunlar Hep Bilim”, “İşte Bunlar Hep Astronomi” ve “İşte Bunlar Hep Mitoloji” adlı kitaplarını da çocuklarınız ile ilgiyle okuyabilecekleriniz listesine ekleyebilirsiniz. Çocuklarınızın hayatlarına küçük yaşlardan itibaren bilimi, sanatı ve mitolojiyi katmasını sağlamanız çok değerli. 

‘İşte Bunlar Hep Sanat’ kitabının içeriği çocuklarınız için son derece keyifli ele alınmış. Bu kitapla çocuğunuzun hayal gücü, değerli sanatçıların eserlerinde özgürce dolaşacaktır.  Kitabı okuma sonrasında kendi yaratıcı tutkularınızın ateşlendiğini hissedeceksiniz. 

Kitaptan birkaç alıntı: 

Leonardo Da Vinci tablolarında dudakların kenarlarında buğulu sfumato efektini kullanarak gerçek gibi görünmelerini sağlamıştır. 

Claude Monet en meşhur resim serisi olan Nilüferler’i on yılda tamamlamıştır. Bu seri 250 ayrı tablodan oluşur. 

Salvador Dali hayatı boyunca, eriyen saat, fil, yumurta, karınca, salyangoz ve çekirge imgelerini sürekli tekrar ettiği 1500’den fazla resim yaptı. 

Kitapta dünyanın en önemli galerileri de yer alıyor. Ayrıca kitabın sonunda sanat hakkında bilinmesi gereken terimler bulunuyor. 

A’dan Z’ye sorguladıklarım: 

Çocuğunuz veya sevdiğiniz ile birlikte gönlünüzce boyalarla ve renkler ile eğlenceli bir aktivite yaptınız mı? Bunun zevki olağanüstü. Denemeye değer! 

Herkes seçimlerinin mutlusu ya da kurbanı oluyor. Hayatı hem zindan etmenin, hem de en güzelinden yaşayabilmenin çok belirsiz sınır çizgisi var. İnatlarımız uğruna zaman zaman kendimizi nasıl çıkmazlara sokuyoruz. Siz bugünlerde acaba neler yaşıyorsunuz? 

Zaman ve enerji insanın en büyük kaynağı. Bu aralar zamanınızı ve enerjinizi ne için veya kimler için daha çok harcıyorsunuz? Bir düşünün bakalım!

Bir sonra ki yazıda tekrar görüşünceye kadar sağlıkla ve sanatla kalın. 

Kendinizi ve sevdiklerinizi ertelemediğiniz sanatçı duyarlılığıyla hayata sarıldığınız şahane güzellikler ile dolu bir hafta olsun.