Piyasalarda risk algısı genişliyor
10 Ekim'de yapılacak ABD/Çin ticaret gerginliği görüşmeleri beklenirken Brexit ve jeopolitik sorunların beraberinde ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında süren ekonomik anlaşmazlıkların havacılıkta zirveye çıkması ve yeni vergi tehditlerinin gündeme gelmesi küresel resesyonun artacağına işaret ediyor. Yurt içinde ise cari denge başarısından sonra enflasyonun tek haneli rakama inmesi morali yaşanıyor.
ABD/Çin ticaret gerginliğine bir de ABD/Avrupa Birliği (AB) ticaret gerginliğinin eklenmesi küresel ekonomide resesyon beklentilerini yükseltiyor. Brexit ve jeopolitik risklerin devamı ise ekonomilerde büyüme hamlelerini engelliyor. Yurt içinde cari dengenin fazla vermesinden sonra enflasyonda tek haneli rakama düşülmesi önemli bir moral kaynağı oldu. Bütçe açığı ve işsizlikle ilgili sorunları gündemine alan hükümet, Suriye, mülteciler, güvenli bölge ve PKK meselesinde ABD, Rusya, Çin ve İran ile en uygun noktada buluşmanın yollarını arıyor.
ABD/Çin ticaret görüşmeleri haftasına girilirken ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında fitili ateşlenen ticaret savaşı küresel ekonomide yeni bir sıkıntıyı ortaya çıkardı. Global ekonomiyi olumsuz etkileyen AB ile Brexit görüşmeleri devam ederken ABD ile AB arasındaki ekonomik anlaşmazlıkların havacılık sektörüne de sıçraması ve yeni vergi tehditleri uluslararası ticaret savaşı beklentilerini tırmandırdı.
Global belirsizlikler küresel ekonomik yavaşlamanın veriler üzerinden daha da belirginleşme riskini beraberinde getirmesi dünyada altın talebinin yeniden canlanmasına ve borsalarda negatif yönün ağırlık kazanmasına yol açıyor.
İmalat PMI üzdü, istihdam sevindirdi
Hafta başında ABD İmalat PMI verilerinin son 10 yılın en düşük seviyesine inmesi uluslararası piyasalarda olduğu gibi Borsa İstanbul’daki düşüşü de hızlandırdı. ABD’deki olumsuzluk hafta sonu gelen istihdam verileriyle yerini iyimserliğe bıraktı. ABD’de tarım dışı istihdam Eylül’de 136 bin artarken işsizlik oranı yüzde 3,5 ile Aralık 1969’dan (50 yıl) beri en düşük seviyeye indi.
Küresel ekonomiyi yakından ilgilendiren ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz indirimlerine devam edip etmeyeceğine dair spekülasyonlar da sürüyor. Özellikle Beyaz Saray Ticaret Bakanlığı Danışmanı Peter Navarro, doların aşırı değerli olduğunu ve iyi gelen istihdam verilerinin FED’i faiz indirmeden vazgeçirmemesi gerektiğini dile getirdi.
Yine ING’nin kıdemli ekonomistlerinden James Knightley de Ekim ve Aralık’ta faiz indirimi beklediklerini, FED’in ekonomiyi desteklemek için daha fazla para politikasını gevşeteceğini tahmin ettiklerini kaydetti.
Albayrak haftaya damgasını vurdu
Yurt içinde ise haftaya Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Yeni Ekonomi Programı’nı (YEP) açıklaması ve ardından gelen Eylül ayı enflasyon rakamları damgasını vurdu. Bakan Albayrak’ın yine hafta sonu İVME Finansman Paketi ile ilgili değerlendirmesi de ekonomi ve dolayısıyla piyasaları ilgilendiren konular arasına girdi.
Albayrak, 5 Ağustos – 30 Eylül tarihleri arasında tahsis edilen kredi limitinin yüzde 90’lara varan artışlara gidilmesiyle sanayi ve tarımda üretim altyapısının gelişmesine önemli katkı sağladıklarını ve desteğin devam ettiğini söyledi. Albayrak’ın sanayi ve tarım konusundaki İVME’deki gelişmeleri aktarması piyasalar tarafından takip edildi.
Hafta başında açıklanan İstanbul Sanayi Odası (İSO) İmalat PMI Endeksi’nin 50’ye çıkması 17 aydır süren yavaşlamanın da sona erdiği yolunda yorumlar yapıldı.
Ardından Borsa’nın Kasım’dan itibaren Yıldız ve Ana pazarlarda uygulamaya başlayacağı yeni düzenleme ile yatırımcıya güven veren teşvik edici uygulamaların anlatıldığı açıklamalar ve 4 Ekim’den itibaren başlayan tek seanslı borsa işlemleri “halkı borsaya çekecek hamleler” şeklinde algılandı.
Diğer taraftan yurt içi piyasalar için iyi bir gelişme olan Alman otomotiv şirketi Volkswagen’in yeni fabrika yatırımıyla ilgili Manisa’da yaklaşık 943,5 milyon lira sermayeli bir şirket kurması oldu. Böylece Türk otomotiv sektörü 22 yıl sonra yeni bir yatırıma sahne oldu.
FED ve yurt içinde cari işlemler izlenecek
Yurt dışı gündeminde öne çıkan gelişmelere bakıldığında ABD’de yeni haftanın ikinci günü üretici fiyatları (ÜFE) endeksi açıklanacak. 9 Ekim’de FED FMOC toplantı tutanaklarından sonra 10 Ekim’de ise bu defa tüketici fiyatları (TÜFE) duyurulacak. ABD’de haftanın son günü ithalat fiyat endeksi ile Michigan tüketici güven endeksi takip edilecek.
Euro Bölgesi’nde haftanın ilk günü Ekim ayı Sentix Yatırımcı Güveni verileri dikkat çekecek. Almanya’da ise veri gündeme daha yoğun görünüyor. Almanya’da haftanın ilk günü fabrika siparişleri, Salı günü sanayi üretimi, Perşembe günü dış ticaret dengesi, cari işlemler, ithalat ve ihracat verileri, haftanın son günü de Eylül tüketici fiyatları verisi açıklanacak.
Çin tarafında ise haftanın ikinci günü Eylül ayına ait bileşik PMI ve hizmet PMI verileri, İngiltere’de ise Perşembe günü Ağustos ayı sanayi üretimi piyasalar tarafından izlenecek.
Yurt içi gündemi ise daha sade görünüyor. Gelecek hafta başında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Eylül ayına ait nakit gerçekleşmeleri açıklanacak. Ağustos ayında Hazine’nin nakit gelirleri 101,5 milyar lira, nakit giderleri ise 95,9 milyar lira olmuş, Hazine nakit dengesi 5,69 milyar lira fazla vermişti.
11 Ekim Cuma günü de Merkez Bankası (TCMB) Ağustos ayı cari işlemler dengesi rakamlarını açıklayacak. Cari işlemler Temmuz ayında 1,15 milyar dolar fazla vermişti. 12 aylık cari fazla 4,44 milyar dolar olmuştu. Haziran ayında ise 17 yıl sonra ilk kez cari fazlaya geçilmişti.
Haftanın kazananı altın ve döviz
Söz konusu gelişmelerle risklerin arttığı haftada Türkiye’de Borsa İstanbul BIST 100 endeksi yüzde 1,61 kaybettirdi, altın yüzde 1,47, dolar yüzde 0,60 ve euro yüzde 0,94 kazandırdı. BIST 100 endeksi hafta içinde en yüksek 105.834 ve en düşük 102.062 puanları gördü ve haftayı 103.463 puandan kapattı. Borsa haftanın son gününde 679 puan ve yüzde 0,66 artış sağladı.
Dış risklerin arttığı ortamda en dikkat çeken yatırım enstrümanı altın oldu. Haftayı 1507 dolardan kapatan altının onsu gün itibariyle biraz satışlarla 1504 dolara kadar çekildi. Kapalıçarşı’da ise 24 ayar külçe altının gram fiyatı yüzde 1,47 artışla 275,50 liradan satıldı. Çeyrek altın yüzde 1 artışla 448 lira, Cumhuriyet altını yüzde 1,44 primle 1835 liradan işlem gördü.
Altın gibi döviz de bu hafta kazandıranlar arasında yer aldı. Dolar yüzde 0,61 kazançla 5,6987 liradan, euro da yüzde 0,95 artışla 6,2590 liradan haftayı tamamladı. Euro/dolar paritesi 1,0980, dolar/yuan paritesi 7,14, sterlin/dolar paritesi 1,22, dolar/yen paritesi 106,8 seviyesinde seyrediyor.
Borsa İstanbul Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarı'nda işlem gören 21 Nisan 2021 vadeli tahvilin bileşik getirisi de yüzde 13,61'den gerçekleşti. 10 yıllık tahvilin bileşik faizi ise 13,81’den kapandı.
Hafta içinde 57 dolara kadar inen Brent petrolün varil fiyatı ise yeniden 59 dolar sınırını aştı. Amerikan petrolü de 53 dolara yükseldi. Petrolün yükselmesinde ABD istihdam verisinin son 50 yılın en iyi rakamı olmasıyla ABD Hazine tahvillerinin gerilemesi etkili oldu.
Türkiye’de haftalık bazda 1000 liralık yatırım; borsada 984,9 lira, dolarda 1006,1 lira, euroda 1009,5 lira ve altında 1014,7 lira şeklinde gerçekleşti.
BIST 100 endeksi yön arıyor
Küresel piyasalar, ABD/Çin ticaret görüşmelerini izlerken Brexit belirsizliğini aşamadan tırmanan ABD/Avrupa Birliği arasındaki gerginliğe odaklandı. ABD/AB arasında yaklaşık 15 yıldır devam eden Boeing-Airbus çatışmasına ilişkin girginlik iyice yükseldi. ABD’li Boeing ile Fransa, Almanya, İngiltere, İspanya ve Hollanda ortaklığındaki Avrupa Birliği şirketi Airbus, karşılıklı olarak birbirlerini yasa dışı kamu desteklemeleri almakla suçluyor. ABD’li Boeing, Avrupa ülkelerinin Airbus firmasına sağladığı teşviklerin yası dışı olduğunu iddia ederken, AB ise ABD’nin Boeing’e sağladığı vergi imtiyazlarıyla şirketle yapılan askeri sözleşmelerin hukuki olmadığını savunuyor.
Bu durum dünya ticaret savaşının daha da genişleme tehlikesini beraberinde getirmesi özellikle hisse senedi piyasalarını olumsuz etkiliyor. ABD ile AB arasında havacılıkta yaşanan çatışmada Dünya Ticaret Örgütü’nün ABD tarafında yer alması ve ABD’nin AB ürünlerine yıllık 7,5 milyar dolarlık ek gümrük vergi uygulamasını onaylaması, AB tarafının da ABD’ye aynı şekilde karşılık vereceğine dair açıklamalar iki bölge arasında gerginliği tırmandırıyor. ABD/AB arasındaki ticari gerilimde ilk adım ABD Başkanı Donald Trump tarafından ithal çelik ve alüminyuma ilave gümrük vergisi uygulamasını Avrupa’yı da dahil etmesiyle atılmıştı.
ABD/AB ticaret savaşı gerginliğinin geçen hafta ivme kazanması ve hafta başında ABD imalat PMI verilerinin son 10 yılın en düşük seviyesine inmesiyle küresel piyasalarda bozulan moraller ancak ABD’nin son 50 yılın en iyi gelen istihdam verisiyle düzeldi ve kayıplarını telafi etti. Borsa İstanbul da küresel gelişmelerden etkilendi ve yurt içinde iyi gelen enflasyon ve imalat PMI verilerine rağmen 105 bin seviyesinde başladığı haftayı 103 binin biraz üzerinde düşüşle tamamlayabildi. Endeksin gelecek hafta teknik açıdan 102.500 ve 101.200 ana destekleri ile 105.500 ve 106.000 dirençlerinde hareket edeceği tahmin ediliyor.
Dolar/TL’de beklenti TCMB faizi
ABD’nin imalat PMI verisinin kötü gelmesinden sonra, istihdam verisinin son 50 yılın en iyi gelişmesi olması dolarda toparlanmayı sağladı. Ancak ABD/Çin ve ABD/AB ticaret gerginlikleri ABD tahvil getirilerindeki zayıflamayla birlikte dolarda yeni bir yol arayışına yol açtı. Dolar/TL paritesinde FED’in gelecek hafta açıklayacağı para politikası tutanakları ve beraberinde gelecek dış gelişmeler takip edilirken diğer taraftan 24 Ekim’de gerçekleştirilecek Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından çıkacak faiz kararı merak ediliyor.
Yorumlara göre, politika faizinde yapılacak yeni beklenti üstü bir indirim yabancı yatırımcıyı tahvile ve borsaya daha fazla yönlendirebilir. Bu da Türk Lirası’nı dolar karşısında kuvvetlendirir. Dolar/TL kurunda ikinci beklenti ise Ekim ayı sonunda gerçekleştirilecek FED toplantısı. FED’in faiz indirimlerine devam etmesi de yine dolar/TL kurunu yakından ilgilendiriyor.
Paritede 5,70 pivot bölge. Uzun zamandan beri 5,77 ile 5,63 arasında bir trend çiziyor. Bu hafta 5,70 seviyesinden kapanan kurun TL aleyhine ciddi bir gelişme olmadığı sürece 5,72’leri geçme ihtimali bulunmuyor. Aşağı sarkmalarda ise 5,60’ların yeniden denenme ihtimali var. Kapanışa en yakın destekler 5,67 ve 5,65, en yakın dirençler ise 5,70 ve 5,73 olarak görünüyor.
TL, euro karşısında daha güçlü
ABD/AB çekişmesiyle yön arayan ve 1,09 seviyesinde hareket eden euro/dolar paritesi, euro/TL kurunu da yakından ilgilendiriyor. Haftanın sonunda doların kuvvetlenmesini sağlayan istihdam verisinin gelecek hafta ABD ile Avrupa Birliği arasındaki gerginlik ve Brexit’e dair gelişmelerle euro lehine bir hareket gözlenebilir. Kurun politik riskler ve küresel yavaşlama beklentileriyle 1,10 seviyesinin üzerine çıkabileceği öngörülüyor.
Almanya’nın 2019 yılsonu büyüme tahminini, küresel risklerden dolayı yüzde 0,8’den yüzde 0,5’e çekmesinin diğer gelişen ülke para birimleri karşısında olduğu gibi TL’ye karşı da euronun değer kaybettiği gözleniyor. Gelecek hafta Almanya başta Euro Bölgesi’nde önemli veri dataları açıklanacak. Özellikle Almanya’da Eylül tüketici fiyatları, sanayi üretimi, dış ticaret dengesi, cari işlemler ve dış ticaret verileri ve Euro Bölgesi Sentix Yatırımcı Güven Endeksi euronun TL karşısında yönünü belirlemede etkili olacak.
Teknik olarak euro/TL kurunda 6,20 takip edilmesi gereken pivot nokta. Halen 6,25 seviyelerinde hareket eden kurda en kuvvetli direnç 6,30, destek ise 6,14’te. Kur 6,35’in altında kaldığı sürece aşağı yöne kayması ihtimal dahilinde. Euro/TL 6,30’u yukarı yönlü kırdığı takdirde direnç, 6,40 ve 6,43 seviyeleri.
Altın ve petrol piyasanın sinir uçları
Riskleri seven altın, gelişmelere paralel sert dalgalanmalarını sürdürüyor. Eylül ayı ortalarında jeopolitik risklerin azalmasıyla 1574 dolardan 1460 dolarlara kadar inen altın küresel risklerin yükselmesiyle yeniden kendini 1500 doların üzerine attı. Haftayı 1509 dolar sınırından kapayan ons altın hafta sonu biraz geri çekilerek 1504’lere kadar geriledi. Altının son hareketinde ABD’nin Çin ve Avrupa Birliği ile yaşadığı ticaret gerilimi ve jeopolitik riskler en büyük etken olarak gözleniyor. Altın fiyatlarıyla ABD hazine tahvil getirileri bu noktada tahterevalli görüntüsü veriyor.
Küresel ekonomik ve siyasi risklerin genişlemesiyle güvenli liman konumundaki altında fiyatların yukarı yönlü hareket etmesi muhtemel. 1500 doların pivot olduğu ons altında dirençler 1512 ve 1517. Dirençler geçildiğinde altın kendini yeniden 1530 ile 1545 arasına atabilir. Gelişen konjonktüre göre destekler daha zayıf görüntü çiziyor. 1488 dolar en yakın destek. Altının yeniden 1460 dolarlara dönmesi ancak 10 Ekim’de başlayacak ABD/Çin ticaret müzakerelerindeki iyi niyet adımlara bağlı görünüyor.
Diğer yandan dolardaki sınırlı değer kayıpları gümüş fiyatlarını da etkiliyor. 17 dolar seviyesinde hareket eden gümüş fiyatlarının 17,50 destek seviyesinin altında kaldığı sürece 18 doları bulması zor ihtimal. Gümüşte 18,10 dolar ise en kuvvetli direnç noktası.
Jeopolitik risklerle 67 dolar seviyesinden geri dönen Brent petrol fiyatları ortamın gevşemesiyle 57 dolara kadar geriledi. Petrol fiyatlarının hareketinde Saudia Aramco’ya yapılan saldırı şokunun çabuk atlatılması, Venezuela ekonomisindeki gidişat ve OPEC’in petrol üretimini kısması etkili oldu. Ancak ABD/Çin arasındaki ticaret görüşmelerinin 10 Ekim’de başlayacak olması da halen 59 seviyesinde gezinen petrol fiyatlarında yönü yeniden yukarıya çevirdi. ABD tipi petrol fiyatları ise 53 dolar seviyesinde seyrediyor.
Brent petrolün kendini yeniden 60 doların atması durumunda ilk kuvvetli direnç noktası 62 dolar. Destekler ise 57 ve 54 olarak tahmin ediliyor.