Piyasa beklentileri alır, gerçeği satar
Yalancı Graham'ın mumu yatsıya bile varmadan söndü gitti… Çünkü yol yanlış… İki yüzlü siyaset yani yanlış hesap bu defa Bağdat'a ulaşmadan Suriye'den döndü… Şimdi hangi piyasa gediklisi veya akıllısı ABD'nin yaptırımına, Türkiye'ye yapacağı ambargoya ve siyasi baskılara inanır… Elbette inanmaz! Piyasa beklentileri alır, gerçeği satar… Bu hiç unutulmasın!
Türk Silahlı Kuvvetleri’mizin (TSK) Suriye’ye düzenlediği Barış Pınarı Harekatı’nın altıncı gününde Türk varlıkları piyasalarda da dengeyi sağlamış durumda.
PKK unsurlarının kaçarak terk ettiği mevziler, mevkiler, sığınaklar ve bölgeler teker teker ele geçiriliyor. Hatta ABD’nin PKK’ya verdiği onca araç, gereç, silah ve mühimmat da TSK’nın eline geçmeye başladı. Hızla Kuzey Suriye’de ilerleyen askerlerimizin 32 kilometre derinliğe ulaşmada artık sayılı günleri kaldı.
Tabii ki bu moral veren gelişmeler, karşı taraftan gelen manipülasyona varan spekülasyona rağmen piyasalarımıza müspet olarak yansıyor. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarından sonra şahit olunan piyasalardaki kazançların Barış Pınarı Harekatı sonrasında da aynen tekrar edeceği gerçeği de piyasaların beklentisi içinde.
Harekat başlamadan Pentagon da dahil ABD’nin şahin kanadından gelen yaptırım tehdidine rağmen Türk askeri operasyonuna hem yönetim hem de Birleşmiş Milletler’de (BM) destek veren Beyaz Saray aynı kararlılığını devam ettiriyor. Dolayısıyla Trump’ın terör örgütlerine karşı Türkiye’ye verdiği destek hafta başından bu yana yurt içi piyasaların sakinliğinde önemli rol oynuyor.
***
Diğer taraftan piyasalara ABD’li Senatör Lindsey Graham da ciddi destek verdi… “Nasıl!.. Bu adam Türkiye aleyhine çalışan Cumhuriyetçi senatör değil mi?” diye soracaksınız… Evet, tâ kendisi… ABD askerini Suriye’nin kuzeydoğusuna çekerek Türkiye’nin Suriye operasyonunun önünü açtı diye Trump’a saydıran, saydırmakla kalmayıp Türkiye’ye yaptırım tasarısını hazırlayan meşhur senatör…
Bu adam öyle biri ki; Demokratlar’ın ünlü senatörü Chris Van Hollen’ı dahi ayartıp birlikte kaleme aldıkları ve Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası CAATSA’yı da içine koyarak geniş kapsamlı “Türkiye yaptırım paketi”ni, Kongre’den geçmesi için kapı kapı dolaştıran, yanar döner bir siyasetçi.
Ama şimdi ne oldu?.. Meşhur Graham, “işletilmiş bir senatör” olarak âlemin diline düştü, bir gramlık değeri kalmadı.
***
Kısaca da olsa manzarayı verelim…
Rus telefon şakacıları, senatör Graham’ı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ağzıyla arayarak Türkçe deyimle öyle makaraya sardılar ki, adam âleme rezil rüsva oldu. Öyle ki, Türk düşmanlığında zirve yapan Graham, “yanar dönerliği”nde sınır tanımayarak telefonda 15 dakika Türkiye’yi övdü, Barış Pınarı Harekatı’nı desteklediğini söyledi, PKK’yı lanetledi…
Trump'ın Türkiye'ye yaptırım uygulamak istemediğini, bilakis Ankara ile serbest ticaret anlaşması yapmak istediğini, kendisinin de bu kararları desteklediğini üzerine basa basa ikrar etti. Adam, S-400’leri bile hoş görerek bu konuda eski başkan Barack Obama’yı suçladı.
Anlayacağınız, Rus şakacılar yalancı Graham’ın mumunu yatsıya varmadan söndürdüler… Çünkü yol yanlıştı!.. İki yüzlü siyaset yani yanlış hesap bu defa Bağdat’a ulaşmadan Suriye’den döndü…
Şimdi dünya kamuoyu ile birlikte piyasaları dahi etkilemeye çalışan meşhur Graham’a kim dinler? Hangi piyasa gediklisi veya akıllısı ABD’nin yaptırımına, Türkiye’ye yapacağı ambargoya ve siyasi baskılara inanır… Tabii ki kimse inanmaz!
Piyasa beklentileri alır, gerçeği satar… Bu hiç unutulmasın!
***
Diğer taraftan Brexit’in olumsuzluklarını bir kenara koyarak, gelelim gündemin en ön sırasında dünyanın ve küresel piyasaların dikkat kesildiği ABD/Çin ticaret müzakerelerine… Görüşmelerde artık kısmî ve prensip anlaşmaları sınırı geçildi. Müspet müzakerelere doğru sağlam adımlar atılıyor. Büyük bir ihtimalle yakın zamanda iki ülke arasında sorunlar oluşturan ürün imtiyazları ile vergi tarifeleri tarih olacak.
Washington’daki görüşmelerde ilk adım olarak Çin’in 50 milyar dolarlık ABD tarım ürünleri alımına onay vermesi dikkat çekiyor. Bu anlaşma ABD’nin tarım tarihinde en büyük toplu ihracat anlaşması olarak kayıtlara geçti bile. ABD ise bu centilmen anlaşmaya karşılık 15 Ekim’den itibaren Çin’den ithal edilen toplam 250 milyar dolarlık ürün kalemine getirilecek gümrük vergisi artışını askıya alarak Çin’i adeta kucaklıyor…
***
İsterseniz bu hafta izlenmesi gereken gelişmelere de göz atalım…
Yurt içinde Barış Pınarı Harekatı ile yurt dışında ABD/Çin ticaret görüşmeleri ve Brexit süreciyle ilgili gelişmeler 14-18 Ekim haftasının öne çıkan ana gündemi. Ayrıca yurt içinde bugün açıklanacak Ağustos ayı sanayi üretimi, yarın belli olacak Temmuz ayı işsizlik oranları, Eylül ayı Merkezi Yönetim bütçe dengesi, aylık perakende, akabinde konut fiyat ve satışlarıyla ilgili veriler piyasalar tarafından takibe alınacak.
Yurt dışında ise hafta içinde ABD’de FED imalat endeksi, Bej Kitap raporu, sanayi üretimi, kapasite kullanım, imalat, işsizlik, konut ve inşaat ile öncü göstergeler endeksi izlenecek.
Barış Pınarı Harekatı, ABD/Çin ticaret görüşmeleri, Brexit süreciyle oluşacak söz konusu gelişmeler ve bu haftaki beklentiler hesaba katıldığında yatırım araçlarında teknik tahminler farklılık gösterse de ortak görüş olarak geçen haftaya göre daha olumlu ve iyimser bir piyasa beklentisi ağır basıyor.
BIST 100…
Geçen haftayı 99.027,82 puan ve günlük bazda yüzde 0,25 artışla kapatan Borsa İstanbul BIST 100 endeksi, haftalık bazda ise yüzde 4,29’luk bir kayıp yaşamıştı. Geçen hafta yurt içi ve yurt dışında özellikle ABD/Çin ticaret görüşmelerinde olumluya yönelmesi bekleniyor. Tabii ki harekat kapsamında Türkiye/ABD ilişkileri de önemli. Teknik olarak 100.000 direncini aşmada zorlanan BIST 100 endeksinin ikinci direnç bölgesi 99.500 ve 100.700. Aşağı sarkmalarda 98.500 ile 97.500 kuvvetli destekler olarak görünüyor. Borsanın 200 günlük ortalama olan 98.000’in üzerinde kapanması, endeksin bu hafta olumlu bir seyir çizeceği yönünde görüşleri birleştiriyor.
DOLAR/TL
Haftayı 5,88 seviyesinden kapatan dolar/TL kuru Türkiye/ABD ilişkileri paralelinde yön belirleyecek. Barış Pınarı Harekatı’nın bu yön belirlemede önemli bir fonksiyonu bulunuyor. ABD’den gelen açıklamalarla hafta içinde 5,90’ı geçen kurun haftanın son günü kapanışa doğru biraz gevşemesi bu haftaya da yansıyabilir. Kurun yeniden 5,83 seviyesine dönmesi durumunda normalleşme söz konusu olabilir. Aşağı sarkmalarda kur 5,83, 5,77’lerde destekleri kırarsa 5,70’lerin altı yeniden gündeme gelebilir. Fakat kurun 5,90’ı yeniden geçmesi ve burada istikrar bulması durumunda 5,95’ler beklenebilir.
EURO/TL…
Euro Bölgesi’nde Brexit süreci olumsuzluğunun yanında gelen zayıf ekonomik veriler euroyu da güçsüz kılıyor. Euro/dolar paritesinin de desteğiyle 6,52’lere kadar yükselen kur halen 6,49’daki inadını sürdürüyor. Kurun yönü Türkiye/Avrupa ilişkileri doğrultusunda yön belirlemeye çalışacak. Kur 6,42’den aşağı yönlü seyir çizerse yeniden 6,30’ları görme ihtimali yüksek. Ancak aynı pivottan yukarı yönlü bir hareket gözlenirse 6,53 ve 6,55’ler gündeme gelebilir.
ONS ALTIN…
Küresel altın fiyatlarını belirleyen ABD/Çin ticaret görüşmelerinin yanında doların seyri ön plana çıkıyor. Ticaret savaşlarında iyileşmeler altın fiyatlarında geri çekilmeleri beraberinde getiriyor. Hafta içinde 1500 doların üzerinde kalıcılık sağlamaya çalışan ons altın fiyatları görüşmelerdeki iyileşmelerle birlikte 1498 dolar seviyesinde hareket ediyor. ABD/Çin ticaret görüşmelerindeki olumlu veya iyimser gelişmelerin derecesine göre ons altın fiyatları 1460 ila 1529 dolar arasında hareket sağlayabilir.
PETROL…
Petrol üretiminin azalması ve piyasanın dengelenmesi açısından OPEC’in arza yönelik kararını Aralık ayında karar vereceğine dair açıklamalar petrol fiyatlarını yukarıya taşıdı. Brent petrol haftanın son gününde yüzde 2,4 oranında artışla 60 doların üzerine çıktı. Fiyatların Aralık ayına kadar OPEC’ten gelecek karara göre 58-61 dolar aralığında seyir izleyeceği tahmin ediliyor.