Dolar $
32.48
%-0.18 -0.06
Euro €
34.98
%0.4 0.13
Sterlin £
40.79
%0.28 0.11
Çeyrek Altın
3992.53
%0.88 34.24
SON DAKİKA
Son Yazıları

Negatif faiz hesabı yaptınız mı?

20 Tem 2019

Küresel daralmaya borç içinde yakalanan dünya, geleneksel olmayan şekilde faizi hayatından çıkarmak için yeni para politikaları oluşturma peşinde.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) eksi yüzde 0,40, Japonya Merkez Bankası (BOJ) eksi yüzde 0,10’larda ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) yüzde 2,50 politika faiziyle küresel durgunluğa meydan okumaya çalışırken gelişmiş ve gelişen ülkelerin diğer merkez bankaları negatif faizin ekonomilerinde ne tür etki yapacağını hesaplıyor.

Fakat bir gerçek var… Japonya’yı bilemiyorum ama borç içinde yüzen Avrupa resmen negatif faizin içinde battı, gidiyor. AB bu badireden nasıl çıkar işte orasını tahmin edemiyorum! Zirâ Avrupa’nın enflasyonu destekleyerek ekonomik büyümeyi sağlamak için negatif faizleri nereye kadar indirecek… İndirmeyecekse daralan ekonomileri nasıl sağlığına kavuşturacak… Bu konuda tek laf eden yok!

***

İşe kafa yoranlar diyor ki:

“Negatif faiz eğer çare olsaydı. Eksi faiz uygulayan ECB içinde bulunduğu sıkıntıdan şu anda kurtulmuştu. Görülüyor ki, negatif faiz tek başına ekonomiyi düzeltmiyor. Söz konusu faiz politikasını destekleyecek kuvvetli bir argümana daha ihtiyaç var. Zannediyorum bu da parasal genişleme. ECB guvernörleri de işi masaya yatırmış enine boyuna tartışıyor…”

Diğer görüş ise negatif faizlerde oranların daha artırılmasının tasarruf oranı yüksek ülkelerde daha etkili olacağı yönünde. Burada Japonya, İsviçre, İsveç ve Danimarka örnek olarak veriliyor. Negatif faizle para politikası yürüten söz konusu devletlerin özellikle kendilerine has yurt dışı yatırımlarla ekonomilerini ayakta tuttukları ifadeleri çokça kullanılıyor. Dolayısıyla bankalarda uyguladıkları sıfır veya negatif faizin söz konusu ülkelerin yurt dışı yatırımlarını güçlendireceğini vurguluyorlar.

***

Mesela Merkez Bankası (TCMB) tarafından Türk ekonomisinde de önemli bir yere sahip olan uluslararası yurt dışı varlıklarını ihtiva eden Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) 2019 Mayıs verileri yayınlandı.  Buna göre, 2019 mayıs sonu itibarıyla Türkiye'nin yurt dışı varlıkları, 2018 yılsonuna kıyasla yüzde 4,4 artışla 239,1 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 5,8 azalışla 562,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan ve 2018 yıl sonunda eksi 367,9 milyar dolar olan net UYP, mayıs sonunda eksi 323,1 milyar dolar oldu.

Türkiye’nin bu konuda henüz 323 milyar dolar gibi ciddi bir açığa sahip olsa da son dönemdeki iyileşmeler aslında faizlerin gerileyeceğine dair projeksiyonun bir karşılığı niteliğinde değerlendirilebilir. Çünkü bugün itibariyle yüzde 25’ler seviyesine yükselen tasarruf oranının ekonomiye ve özellikle dış yatırımlara yönlendirilmesiyle yurt içi ekonomik gelişmelerin yanında yurt dışı yatırımlarına yönelik pozisyon açığının ileriki aylar ve yıllarda daha da düşeceği gerçeği ile karşılaşıyoruz. Neticede zoru zorlamak, girişimciliğin diğer bir adı değil mi?

***

Negatif faiz uygulayıcısı Avrupa Birliği’ni (AB) ele aldığımızda mevcut kriz ve oluşan risklere karşı negatif faizlerin eurozone’da kalıcı hale geleceği istikametinde. Ancak negatif faizin yan olumsuz etkilerine karşı tedbirler de alınmış… Guvernörler, mevcut çözümlerin kendileri açısından ideal olmasa da negatif faiz adına atılan bazı adımların deflasyondan korunma ve büyümeyi desteklemeye yardımcı olacağı intibaını veriyorlar.

Diğer taraftan İsviçreli UBS Bankası’nın Başkanı ve eski ECB politika yapıcılarından Axel Weber gibi düşünenler de var. Weber’in negatif faiz konusunda savı şu: “Asla negatif faize gidemeyeceğinizi söyleyemem. Kısa bir süreliğine her şeyi yapabilirsiniz. Bu su altına dalmaya benzer. Suyun altıda bir süre durabilirsiniz belki ama sonunda suyun üstüne çıkmak zorundasınız…”

Ancak Axel Weber’in tersini söyleyen ekonomistler de az değil… Onlar, “Avrupa’da guvernörler başta birçok politika yapıcı negatif faiz yönünde görüş bildiriyor. AB’de negatif faizler kök salacak ve faizli işlemler Avrupa’yı terk edecek” diyerek iddialarına çok sayıda mesnet getiriyorlar.

Tabii ki en büyük ticari partnerimiz Avrupa negatif faiz yolunda hızla ilerlerken yüzde 24’lük politika faizine sahip Türkiye’nin AB ile nasıl bir ticari mukayese, mübadele ve muhasebe yapacağı önemli. Kanaatimce bu durum bugünden teraziye konup tartılmalı diyorum.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları