Dolar $
32.68
%0.35 0.11
Euro €
34.83
%0.26 0.09
Sterlin £
41.07
%0.55 0.22
Çeyrek Altın
4086.56
%0.47 19.01
SON DAKİKA

Neden kendi tohumumuzu üretmeliyiz?

"Nerede ah o eski tohumlar…" "Tohumlarımızı bitirdiler" yerine araştırıp bilmek lazım gerçekten şimdi yediğimiz sebze ve meyvelerimizin tohumların genetiğiyle oynandı mı? Güzel ülkemin verimli topraklarındaki tohumların kendine yetebildiği gibi dışa bağımlı olduklarımız da var. Yulaf arpa çeltik ve çavdarda dışarıya bağımlı değiliz. Aslında bazı çeşitlerde bağımlılığın nedeni, tohumun üretim teknolojisiyle alakalı…

Bugün küresel gıda üretiminde kullanılan tohumların çok büyük bölümü hibrit. Yani laboratuvar ortamında melezlenen tohumlar. Haliyle laboratuvarın sahibi küresel gıda pazarının da hâkimi oluyor. Özellikleri dünya gıda pazarının, çiftçi ve tüketicinin beklentilerini karşıladığı için yaygınlaşan hibrit tohum, yerel tohumun yerini aldı. Dünyanın hızına yetişen, güzel kokulu ve görünümlü ürünlerin vücut bulmasına neden olan bu tohum türü revaçta.

Peki, hibrit tohum nedir?

Hibrit tohumluk, aynı türe ait bitkinin genetik bakımdan kendisiyle yakın akraba olmayan bir başka bitki ile tozlanmasıyla yani melezlenmesiyle elde ediliyor. Yani aynı bitki türünün farklı ailelerden gelen ana ve baba bitkiler birleştirilerek F1 denilen melez tohum elde ediliyor. Elde edilen tohum, hastalık ve zararlılara, sıcağa ya da soğuğa karşı dayanıklılığı, raf ömrünün uzunluğu ve yüksek verim sağlaması gibi nedenlerle üretimde tercih ediliyor. Önemli bir ayrıntı; “Tek kullanımlık oldukları için her yıl üreticisi olduğu ülkeye çok kazandırıyor.” Hibrit tohum deyip geçmemek gerek. Çünkü o bilginin ve teknolojinin ürünüdür.

Teknoloji kullanılarak genleri değiştirilen tohumlar tek kullanımlıktır. Yani ürünü kurutup tohum çıkartıp kullanamazsınız.

Neden kendi tohumumuzu üretmeliyiz?

Kendimize yetmek ve dışarıdan tohum almaya ihtiyaç duymamak için. Ancak yerli tohum yetiştirmek pahalı bir süreç gerektiriyor. Tohum ıslahı için açılmış enstitüler ve araştırmalar ülkemizde mevcut. Bu enstitülerde uzun soluklu araştırmalar yapmak ve teknik altyapıyı güçlü tutmak gerekli. Ulusal bir tarım politikası,  sağlam bir planlama, kararlı adımlar olmadan sonuca ulaşmak neredeyse olanaksız. Bu süreci yaşamaktansa yurtdışından tohum temin etmek daha kolay geliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; Dünya genelinde 420 yabancı tohum şirketi var. Türkiye’ye öncelikli olarak satış yapan ülkeler, İsrail, ABD ve Almanya.

Türkiye’de çalışan bir İsrail tohum şirketi de bir süre sonra aynı Fransız şirketi tarafından satın alındı. Bu konuda konuşanların bir kısmı nerede ise Türkiye bütün tohumunu İsrail’den ithal ediyormuş gibi söylüyorlar. İlginçtir, İsrail’den ithal edilen tohumun sahibi Fransız şirketi olabiliyor. Benzer şekilde Türkiye’den ihraç edilen tohum da Amerikan şirketine ait olabiliyor. Türkiye’nin 2013 yılı tohum ithalatının değer olarak (dolar bazında) % 18’si Fransa’dan, % 9’u ABD’den, %8’i İtalya’dan, %8’i Çin’den, % 7’si İsrail’den, %6’sı Peru’dan geliyordu. Gördüğünüz gibi İsrail tohumluk ithalatımızda beşinci sırada. İsrail’den daha çok domates tohumu alıyoruz. Türkiye’nin ithal ettiği domates tohumunun % 22’si İsrail’den geliyor. İsrail, domates tohumu ithalatımızda birinci sırada. 

1980'li yıllarında Türkiye’de tamamen kamu ağırlıklı bir tohumculuk sektörünün bulunduğu dönemde merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve sonrasında sektörde serbest piyasanın işletilmeye başlandığını, özel tohum şirketlerinin kurulmasına imkân verdi.

Türkiye’nin yerli tohum üretimi devlet eliyle üretilen çalışmalar ve özel sektöründe devreye girmesiyle birlikte büyük bir oranda artış gösterdi.2009 yılında 227 bin 852 ton yerli tohum üretildiği geçen yıl rekor artış göstererek ise 1 milyon 59 bin tona yükseldi. Tarımsal hâsıla açısından Avrupa'da birinci, dünyada yedici sırada olan Türkiye, son yıllarda tohumculuk sektöründe atılım yaptı. 2006'da çıkartılan tohumculuk yasası ve düzenlemeler, ülkemiz için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. 35 ‘i yabancı sermaye olmak üzere 800 ‘e yakın tohumculuk şirketi bulunmaktadır. Tohum ıslah çalışmalarının artmasıyla özel sektör üretimi kamuya geçti. Tohum üretiminde 1995'te özel sektörün payı yüzde 3 iken 2018'de bu oran yüzde 80'e çıktı. Türkiye 80 ülkeye sertifikalı tohum ihracatı yapmaya başladı. Bu sevindirici haberler yüzümüzü güldürse de daha uzun mesafeler yol almamız gerekiyor. Marketlerde mis kokan domatesler görmek herkesin istediği bir şey olsa gerek…