Dolar $
32.51
%-0.1 -0.03
Euro €
35.09
%0.53 0.18
Sterlin £
40.98
%0.42 0.17
Çeyrek Altın
3991.67
%0.85 33.39
SON DAKİKA

"Ne İsa'ya Ne Musa'ya"

Ülkemiz öyle güçlü ki, bunca olumsuzluklara karşı hala dimdik ayakta duruyoruz Maşallah. Başımıza o kadar kısa zamanda o kadar çok şey geliyor ki, devamlı tetikte kalmak gerekiyor.

Bilmem bilir misiniz panayırlarda bir eğlenceli makine vardır. Siz elinizde bir tokmakla kafasını çıkaran şeylere vurmaya çalışırsınız. O kadar değişik yerden ve zamansız çıkarlar ki, refleksinizin muhteşem olması lazım hepsinin kafasına vurmak için. Bizim ekonomi de böyle. O kadar çok şey değişiyor ki. Bir gün böyle olur diyorsunuz, diğer gün aslında diye başlayan cümleler kuruyorsunuz. 

Coğrafi olarak çok enteresan bir yerde sağlam durmaya çalışıyoruz. Güneydeki ABD ile kaynayan suyu elimizin tersiyle ittirip biraz rahatlamaya çalışıyoruz, pat Rusya çıkıyor. Onunla anlaşıp komşu ülkelere huzur getirmeye, barış getirmeye başlıyoruz, pat Avrupa Birliği çıkıyor. Bu ülkede Ekonomistler ne yapsın. Gülmeyin dolar öyle olur böyle olur diyoruz hop yerinde sayıyor, enflasyon şu kadar diyoruz pat farklı sonuç ortaya çıkıyor. Biliyorum okuyunca, “değişik nedenler var her şey güllük gülistanlık da değil” diyeceksiniz ama olanlar bunlar. Beni en çok işsizlik korkutuyor. Yahu durum bu iken, biri çıkıp “iş beğenmiyorlar ondan işsizlik var” demiyor mu, işte ben o zaman çok üzülüyorum. Adamın işe başvuracak mecali kalmamış ki. Yerinden kıpırdayamıyor. Her yer para. Bir yerden bir yere gitmek para kapı önünde bekledin terledin ne yersin ne içeceksin o da para. Neyse yazıya iyi başladım. İşleri sarpa sardırmayım. Biz bunlarla uğraşırken dünya ne yapıyor derseniz, ilk olarak Avrupa’dan başlayım. Sonra da size hava raporu gibi diğer bölgelerden haber vereyim.

Avrupa Parlamentosu üyeleri ülkemize karşı yeni mali yaptırımlar uygulanmasını değerlendiriyor. AB hükümetleri Türkiye’nin harekâtını protesto etti, ancak “olamadıkları” birlik içinde Ankara’ya nasıl yanıt verileceği konusunda fikir ayrılıkları yaşanıyor. Çünkü bir türlü anlamıyorlar ki bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Ama terör örgütünün dolduruşuna iyi geliyorlar ve fikir ayrılıkları yaşanıyor. AB milletvekilleri birliğin dış politikası konusunda doğrudan söz hakkına sahip değil, ancak Türkiye’ye yönelik önemli fonların kesilmesinde söz hakkına sahip. Zaten o fonlar da bizim elimize hiç uğramıyor. Bakalım dünyadaki ülkelerde hava nasıl. Buyurun, ABD de şimdilik hava çok olumlu; Ama Avrupa olumsuz, Asya’da ekonomik hava ise tamamen karışmış vaziyette olumsuz. ABD’deki işsizlik sayısı bu sıralarda olumlu yönde seyir izliyor. Japonya ve Tayvan’da ithalatın hala güçlü durumda olması biraz sıcak paraya rüzgâr veriyor. Bize devamlı söz söyleyen Avrupalı yatırımcıların kendi bölgelerindeki yatırım güveni, Avrupa Merkez Bankası’nın bütün çabalarına rağmen azaldı.

Avrupa Birliği ülkeleri, kendi işlerine bakacaklarına devamlı bize nasıl kötülük yapacaklar onu düşünüyorlar. Avrupa Parlamentosunda hafta boyunca yapılan çalışmalarda, Ankara’yla gümrük birliğinin dondurulması çağrısı yapıldı. Bu adımın 28 AB ülkesi ve Ankara arasındaki ortalama 200 milyar Euro olan (222 milyar dolar) yıllık ticaret hacmini olumsuz etkilemesi bekleniyor. Güya bize Suriyelileri yollamayın işlem hacmini 400 milyar Euro yapalım demişlerdi.  Dediğimiz gibi, Avrupalı milletvekillerinin ticaretle ilgili yaptırımlar üzerinde doğrudan söz hakkı olmasa da Ankara’ya AB adaylığı sürecinde verilen yıllık yaklaşık 250 milyon Euro’luk kaynakta da kısıntıya gidebilirler. Bu hamle Avrupa Parlamentosu’ndaki merkez sağ grup tarafından ziyadesiyle destekleniyor. Avrupa’daki Kürt lobisinin sesi çok çıkıyor. Vatandaşlarımız orada yaşıyor ama cılız bile olsa sesleri çıkmıyor. Birçoğu korkak ve pasif davranıyor. Benim aldığım paraya dokunmasınlar da ne olursa olsun. Hâlbuki vatanseverlik bu değil. Neyse vardır bir bildikleri.  Parlamento ayrıca Türkiye’ye 3 milyon Suriyeli mülteciye harcaması için verilecek yeni AB fonlarını da engelleyebilirmiş. Bu fonlar zaten bize verilmiyor. Parayı veriyor gibi yapıp kendi kurdukları ekiplere harcıyorlar. Zaten Cumhurbaşkanı’mız da bu konuyu devamlı gündeme getirip sitem ediyor.  İnşallah bu güneyimizdeki karışıklıklar ve terör illeti biter de misafir ettiğimiz Suriyelilerin en azından önemli bir kısmı ülkelerine mutlu döner. Olsun, Avrupa birliği olmadan da yaşarız. İlkokuldayken kafama kazınmış olan şu söz devamlı aklımda. “Biz kendi kendine yeten, dünyadaki 7 ülkeden biriyiz.” Bir de komşularla arayı düzeltirsek işte o zaman görsünler ekonomi neymiş…