Mesut Özil - Çin - Arsenal Bermuda Üçgeninde Kim Haklı?
Türkiye'nin bugüne kadar yurt dışına ihraç ettiği ve en önemli başarılara imza atan Türk futbolcusu tartışmasız Mesut Özil'dir. Mesut'un başarı hikayesi çok büyük. Bu çocuğu ben ilk günlerinden beri takip ediyorum. Hırslı bir çocuk, yetenekli aynı zamanda. Türk Milli takımına girememesi onun yükselen kaderinin başlangıcı olmuştu.
Türkiye’de hayatının en başarısız günlerini yaşayan ama Almanya Milli Takımına dünya şampiyonluğu ve Avrupa şampiyonluğu kazandıran Low’un onu Alman milli takımına almasıyla kaderi değişmeye başladı. 2006 yılında FC Schalke 04 takımında 75.000 Euro’ya başladı hikayesi. On yılda fiyatını 50 milyon Euroya çıkarttı. On yılda büyük başarılar yakalayan Mesut Özil’in şu aralar adı Çin ve Uygur meselesi ile anılıyor.
Sayılarla Mesut Özil
2008 yılında 5 milyonluk Euro bonservis bedeliyle W.Bremen’e transfer oldu.2010 yılında 18 milyon Euro bonservis bedeli ile Real Madrid’e transfer oldu. 2013 yılında ise 47 milyon euroluk bonservis bedeli ile Arsenal’e transfer oldu. Alman Milli Takımında toplamda 92 maçta forma aldı ve 41 gol attı. O kadar hırslı ki Almanya’nın Türkiye ile oynadığı maçta bile hiç duygusal davranmadı, takır takır topunu oynadı. Ancak son birkaç yıldır işler kötü gitmeye başladı. 2020 yılına geldiğimizde Mesut Özil’in piyasa değeri 9 milyon Euro’ya kadar geriledi. Yani özetle Mesut Özil’in Arsenal’de işleri ters gitmeye başladı.
Manevi değerlerine yüzde yüz bağlı
Mesut Özil Türkiye’de de çok seviliyor. Fenerbahçe onu transfer etmek için bekliyor. Mesut, özüne bağlı, milliyetçi ve muhafazakâr bir ailenin çocuğu, bunu da her defasında gösteriyor. Milli ve dini konularda hassas, Recep Tayyip Erdoğan’ı seviyor, bunu her defasında da söylüyor. Yakın geçmişte Erdoğan ile olan bir fotoğrafı ve diyaloğu nedeniyle Almanya’da da milliyetçilerle sıkıntılar yaşamıştı. Hangi ülke olursa olsun, bir ülkede yabancı olmak, diaspora olmak kolay değil. Bir elin tüm parmakları bir değil, dördü iyidir bir tanesi çıkar eli yakar. Mutlaka her ülkede küçükte olsa fanatik milliyetçi vardır. Mesut’ta yabancı bir ülkede olmanın sorunlarını yaşadı. Özellikle uçlardaki milliyetçi kesim onu dönem dönem rahatsız etti. Ancak o takmadı ve her defasında Türk milliyetçisi olduğunu gösteren mesajlar yayınladı. Hiç geri adım atmadı, Türklük ve Müslümanlık konusundaki düşüncelerinde hep kararlı oldu. Mesut’un Twitter hesabını dikkatlice inceledim. Milli bayramlar, dini bayramlar ile ilgili sürekli mesajlar yayınlamış. Azerbaycan’ın yaşadığı Ermenistan saldırısına karşı tepki mesajları yazmış. Aklınıza gelen tüm milli ve manevi konulara karşı hassasiyetini göstermiş.
Gelelim bugüne
Olayı başa saralım. Mesut 2018 yılında Arsenal’in en çok para kazanan futbolcusuydu. Maaşı haftalık 350 bin pound idi ve bu takımın en yüksek maaşıydı. Ancak teknik direktörlerle de bazı sıkıntılar yaşamaya başladı.
2019 yılının Aralık ayında, tam olarak 13 Aralık günü Mesut Özil, Çin’de yaşayan Uygur Türklerine yönelik bir sosyal medya iletisi yazdı. Bu iletide özetle, dünyadaki Müslümanların Doğu Türkistan meselesini sahiplenmediğini iddia etti. Bu iletinin hemen ardından ona Çin’de çok sayıda Arsenal fanının olduğu ve onun bu tutumunun onları kızdıracağına dair tweetler yazıldı. Arsenal, Mesut Özil’in bu yazdığı iletinin kendi kişisel iletisi olduğunu, onun bu ve benzeri siyasi konulardaki fikirlerinin Arsenal’i bağlamadığını açıkladı. Aslında bence buraya kadar her şey normal. Sonuçta insanların düşünce özgürlüğü var. Bir insanın yaptığı bir yorumun kesinlikle onun çalıştığı kurumla alakası olmamalı. Sosyal medya kullanımında iki hakim düşünce var. Birincisi bir kişinin sosyal medya hesaplarında yazdığı her şeyden onun çalıştığı kurumunda sorumlu olduğunu savunan aptalların tezi, ikincisi ise düşünce özgürlüğünü savunanların, sosyal medyanın bir kişinin kendi kamusal alanı olduğunu ve orada ki düşüncelerinin çalıştığı veya ait olduğu bir kurumla bağdaştırılamayacağını savunan gerçek demokratların tezi. Ben ikinciyi savunanlardanım. Ama bu olayda sanırım birinci tez uygulamaya girmiş.
Arsenal’in maçını yayınlamıyoruz!
Tam bu tweet tartışılırken asıl bomba açıklama Çin’in en önemli medya markası olan Global Times’dan geldi. Global Times resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Çin devlet televizyonu CCTV’nin Arsenal’in M.City ile oynayacağı futbol maçının, Mesut Özil’in yaptığı taraflı açıklamalarından, Arsenal fanlarının ve devletin üzülmesi nedeniyle canlı olarak yayınlanmayacağını açıkladı. Burada benim dikkatimi çeken şey, kişilerden bahsedilirken onların hesaplarının da etiketlenmesi oldu. Yani Mesut Özil, Arsenal derken onların hesaplarına (mentşon) @ yapılarak bunu onların da görmesi amaçlandı.
İletinin son bölümünde ise yayıncı kuruluşun dijital platformunun da maçı yayınlamamayı düşüneceği de belirtildi. Maç yayınlanmadı. Mesut Özil’in Çin sosyal medya platformu Weibo’daki hesabı silindi. Olaylar tsunami gibi büyüdü. Bunlar yaşanırken Arsenal’ın Çinli bir bahis şirketi ile ortaklığının olduğu, Çin’de bir restoran zincirine sahip olduğu ve Çin’de epey bir ticari varlığa sahip olduğu ve bu ticari varlıkların zarar görmesinden korkacağı da iddia edildi.
Maçın ikinci yarısı mart ayında başladı
Mesut’un bu olayı bir ay kadar gündeme kaldı sonra da unutuldu. Derken Mesut Özil önce Arsenal’in lig kadrosundan sonra da Avrupa’daki kadrosundan çıkartıldı. 7 Mart 2020 tarihinden sonra Mesut için Arsenal kulübü bir cehenneme döndü. İşte asıl maçın başladığı anda bu oldu. İddialara göre Arsenal, Çin ile olan ticari bağlarının zedelenmemesi için Mesut Özil’i gözden çıkartmıştı. Arsenal bu konuda hiçbir açıklama yapmadı. Mesut yaptığı açıklamada “Sadakat bugünlerde zor bulunan bir şey. Antrenmanlarıma en iyi şekille devam edip acımasızlığa karşı ve adalet için sesimi yükseltmeyi sürdüreceğim” derken, Arsenal’in teknik direktörü Arteta “Mesut Özil’le ilgili kararım tamamen futbolla ilgili” açıklamasını yaptı.
Çin Haber Ajansı’ndan açıklama yok
Bu olay geçenlerde Avrupa ve Türkiye basınıda tekrar gündeme geldi. İki iddia atıldı ortaya: Türkiye’de Çin’i savunanlar Mesut Özil’in Uygur ile ilgili yazdığı tweete sığındığını ve performans düşüklüğü nedeniyle takımdan uzaklaştırıldığını savunurken, Mesut’un fanları bunun tamamen Çin’in bir oyunu olduğunu, Arsenal’in Çin kamuoyu tarafından para ile sindirildiğini savundu. Hangisi doğru? Olayların kronolojik sıralamasına bakarsanız başka şeyler düşünebilirsiniz. Mesut’un performansına bakınca başka şeyler düşünebilirsiniz. İki ayrı tez var ama hangisi doğru? Konu ile ilgili Batı medyası Çin’i suçlarken, Çin medyası fazla bir açıklama yapmadı. Çin’in Türkiye’deki ajansı ve onun yurt dışındaki temsilcilerine bizzat sordum. Mesut Özil konusu ile ilgili hiçbir açıklama, araştırma ya da bir özel haber yapmadılar ve bu konuda onlarda sessiz kaldılar.
Şu an gelinen noktada konu ile ilgili çok ciddi bir bilgi eksikliği var. Mesut Özil Arsenal kulübünden Çin ve Doğu Türkistan ile ilgili yazdığı tweetten dolayı mı uzaklaştırılıyor yoksa gerçekten de Özil’in performansında düşüş mü var? Arsenal, Çin’den para kaybetmekten korktuğu için mi Mesut’u gözden çıkarttı? yani Nasreddin Hoca’nın dediği gibi “parayı veren düdüğü mü çaldı?” yoksa Mesut formayı hak etmiyor mu?
Bu konuyu araştırmaya devam edeceğim. Araştırılması gereken bir konu. Çünkü siyasi olaylar nedeniyle insanların kariyerleriyle oynanması hiç hoş değil. Hele bir de siyasi konuları ekonomik güçle bastırmak hiç ama hiç hoş değil. Ama tam tersi, kişisel başarısızlıkları siyasi gerekçelerin gölgesine sığınarak gölgelemekte hiç hoş bir şey değil. Uzun lafın kısası hesap hesap elde sıfır. Haksızlıklara meydan okuyan biri olarak konu özel ilgimi çekti. Ayrıca Mesut’un yeteneğini, duruşunu ve manevi değerlere bakışını çok beğeniyorum. Bu özelliği benim gözümde Mesut’u daha da yukarıya çıkartıyor.
Tarafların açıklama yapması lazım
Çin haber ajanslarının bu konu ile ilgili derinlemesine araştırmalar yapması ve bizleri aydınlatması lazım. Çünkü devletleri zan altında kaldı.Türk medyası da aynı biçimde araştırmalı. Mesut Özil’in Fenerbahçe spor kulübüne gelme ihtimali de var. Eğer Mesut Türkiye’ye gelirse bu konu yine gündeme gelir. Hatta büyür. Hatta tatsız noktalara da gelebilir.
Şimdilik bir virgül koyalım. Herkes kendi inandığına göre yorum yapsın. Olayın aslını ya ara transfer sezonunda ya da sezon sonu transferinde öğreneceğiz. Doğu Türkistan meselesine gelince: Bu konuda tüm tarafların daha şeffaf ve aktif habercilik yaparak toplumları bilgilendirmesi lazım. Çünkü insanlar gereksiz yere geriliyor, gerginlikler çıkıyor. Bir dönem bene bu gerginliklerden payıma düşeni aldım. O kadar çok anım var ki zaman geldikçe yazacağım. Şu an Türkiye’de ekonomik iş birlikleri biraz bu konunun önüne geçti gibi ama neyin ne olacağı belli olmaz. Bu nedenle Çin kendi milli medyası ile daha fazla bilgilendirme yapması ve kendilerine yönelik bu iddialara karşı sürekli bilgi vermesi lazım ki böyle tatsız olaylar yaşanmasın.