Dolar $
32.57
%0.13 0.04
Euro €
34.76
%-0.01 -0
Sterlin £
40.51
%-0.27 -0.11
Çeyrek Altın
4061.99
%-0.13 -5.27
SON DAKİKA
Son Yazıları

Manipülasyona karışanlara gözaltı

09 May 2020

Londra merkezli TL'ye yönelik manipülatif saldırıda bankaların bir kısmı suçüstü yakalanırken olaya destek veren ve alet olan sadece finans kuruluşları olmadığı ortaya çıktı. Yüksek TL stokuna sahip yerli veya yabancı bazı gıda, Tekel ürünü ve ilaç firmalarının manipülasyona katıldığı tahminleri yapılıyor.

Koronavirüs süreci ve liberal ahlâkın verdiği uluslararası sistemde oluşan belirsizlik, başta finans ve buna bağlı sektörleri düzensizlik ve ilkesizlik girdabına sürüklüyor.  Küresel sistemdeki muammanın bertaraf edilmesi noktasında mevcut düzenin yetersiz kaldığı bir dönemde siyasi, ekonomik veya başka bir nedenle ülkelere yapılan saldırılar müeyyide yönünden pek karşılık bulamıyor. Dolayısıyla birçok yasal gibi görünen sistemler hedef aldıkları birçok ülkeye saldırmaktan geri durmuyor.

Söz konusu düzensizliğe müsaade etmek istemeyen Türkiye, kendi gücüyle değerlerini koruma konusunda sağlam duruşuyla dikkat çekiyor. Son olarak Türkiye’ye yönelik yaşanan Londra merkezli finans saldırısı dünyadaki ekonomik ahlâkı bir kez daha ortaya koyarken, Türk ekonomisi ise söz konusu saldırılara karşı gücünü tüm dünyaya gösteriyor.

Su uyur düşman uyumaz atasözü her dönem için geçerli. Nitekim Türkiye yine geçen haftadan bu yana bazı finans çevrelerinin öncülük ettiği organize bir kur operasyonuyla karşı karşıya kaldı. Etkileri hâlâ devam ediyor. Ancak Türkiye ekonomisini zayıflatmak, Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) kredi almaya zorlamak ve siyasi yapısını istikrarlaştırmak hedefli Londra merkezli kur atağının muhtevası giderek aydınlanıyor.

Saldırı geniş çerçeveli

Son kur atağında ABD’li Citibank, Fransız BNP Paribas ve İsviçreli UBS gibi uluslararası bankaların TL’ye manipülatif saldırıda bulunduğunun belirlenmesinin ardından Türk makamları tarafından muhtemel manipülasyona katılanlarla ilgili çember genişletiliyor. Finans kuruluşlarının yanında başka unsurların da devreye girdiği tahminleri yapılan ve birçok sektöre yönelik incelemeler başlatılan manipülatif olayda suç şebekesinin bağlantıları bulunmaya çalışılıyor.

Manipülasyonda söz konusu şebekenin bankalarla sınırlı kalmadığı çemberin daha geniş olduğu tahminleri yüksek. Londra merkezli TL’ye yönelik operasyonun içinde bankalardan büyük kredi kullanma kapasitesi bulunan  sıcak Türk Lirası tedarikçisi yerli veya yabancı bazı gıda, Tekel ürünü ve ilaç firmalarının da bulunduğu ve olaydaki derinliğin ortaya çıkarılmasıyla önemli bir gerçeğin gün yüzüne çıkacağı belirtiliyor.

Ayrıca, geçen haftadan bu yana hazırladıkları planları uygulamaya çalışan ancak BDDK ve TCMB’nin sıkı tedbirlerine takılan finans kuruluşlarının, pozisyonlarını kapatamadıkları için temerrüde düşmelerinin yanında manipülasyon yaptıkları gerekçesiyle kara listeye alınması, Türk makamlarının başarısı olarak gösteriliyor.

Değişik yöntemli planlar

Dünyada virüs sebebiyle nakit ihtiyacının dolar olarak tercih görmesi, ABD parasının değerini artırıyor. Dolar endeksi uzun zamandan beri ve özellikle pandeminin başladığı noktadan itibaren 100 civarında seyrini devam ettiriyor.

Fırsatı değerlendirmek isteyen finans cambazları, hem dolar stoku yapmak hem de Türk ekonomisine saldırmak maksadıyla başlatılan kur operasyonunda farklı farklı etaplar uyguladılar.  

Tüm gelişen ülke para birimlerinin değer kaybettiği bir ortamda TL üzerine de oyun oynamak isteyen piyasa oyuncuları Türk bankalarından tedarik ettikleri TL ile yine Türkiye’den dolar alıp dolar/TL manipülasyonu yapmaya çalışıyordu.

Fakat bu defa farklı bir yol denediler. Ellerinde TL olmadığı halde açığa satışla Türk bankalarından dolar satın almak için harekete geçtiler. Oyunu gören BDDK ve TCMB Türk Lirası kanallarını kapatarak manipülatif oyuncuların oyununu bozdu. Manipülatörler öyle bir hale geldi ki, pozisyonlarını tamamlayabilmek için her yerden TL aramaya kalktılar.  Tabii bulamadılar… Pozisyonlarını kapatamayan bankalar temerrüde düştüler ve boylarının ölçüsünü aldılar. Daha önce 2019 Mart ayında da aynı yabancı oyununu yaşamış ve bu ataklar da savuşturulmuştu.

TL’ye saldırılmayacağını anladılar

Kur manipülasyonuna izin vermeyen Türk makamlarına karşılık mezkur çevreler, ellerindeki diğer silahı kullanmaya çalıştı. Türk Lirası tedarik edemeyen finans çevreleri finans dışı sektörlerde para aramaya başladılar. Bankalardan yüksek kredi kullanma kapasitesi olan ve elinde sıcak TL stoku bulunan şirketlere vazgeçemeyecekleri teklifler yaptılar. Pozisyonlarını tamamlayabildiler mi, şu anda bilen yok.

Konuyu biraz daha açalım… Kamuoyuna yansıyan kısmıyla neler yapıyorlar neler… Türkiye’deki döviz tevdiat hesaplarını dahi yüksek meblağlar karşılığı TL’ye çevirip Londra’daki şer cephesinin kullanması için yurt dışı bankalara taşıyanlardan bahsediliyor. Yani TL’yi TL ile vurmak için TL cephaneleri hazırlanıyor.

Evet, manipülatörlerin son atakta gerçekleştirdikleri 4 veya 5 hamlede kullandıkları TL ve dolar miktarı  henüz belli değil. Oyuncular içinde finans içi ve dışından kimlerin olduğu yine banka ve devlet kayıtlarında gizli.

Ancak Türkiye’de yerleşik farklı sektörlerdeki yabancı bazı şirketlerin manipülatörlerin değirmenine su taşıdığını ifade etmekten de çekinmemek lazım.

Fakat gerçek olan şu ki, paralı çeteler son hamleleriyle bir daha Türk Lirası’na saldırı yapılamayacağını iyice anladılar. Tekrar aynı harekete kalkarlar mı? Bugünden kestirmek zor olsa da, BDDK ve Merkez Bankası tarafından alınan caydırıcı tedbirler olduğu sürece söz konusu çevrelerin baş kaldırması bundan sonra zor gibi görünüyor.

Niçin büyük riske giriyorlar  

Adamların birinci hedefi Türkiye’yi siyasi ve ekonomik yıpratmak. Son dönemde kazandığı savunmaya sağlığa, teknolojiye, sanayiye yönelik başarılarını durdurmak. Kendileri için çalışan bir Türkiye’yi yeniden hayata geçirebilmek. Tabii bu işin anahtarı Uluslar arası Para Fonu (IMF). Türkiye’yi IMF’nin kucağına oturtabilirlerse emellerinin kapılarını açabilecekler. Şayet Türkiye IMF’ye gitmezse tabii işleri kolay değil. Böyle bazen masum spekülatif yaklaşacaklar, bazen de direkt manipülatif hareketlerle ekonomiyi sıkıştırmaya kalkacaklar.

 Bazıları bu çeteye spekülatör diyebilir. Ancak bu söz onlara çok hafif kalır. Çünkü onlar spekülatör kesinlikle değil. Düpedüz manipülatör. Yurt içinde de finans içi ve dışında bağlantıları var. Bunlar Türkiye’yi her ne pahasına olursa olsun IMF’ye bağlamak istiyor.

Tabii sadece hedefleri Türkiye değil. Geçim kaynakları gelişen tüm ülkeler bunların sömürü bahçeleri. Brezilya, Arjantin, Venezüella ve diğerleri… Hele doğalgazı, petrolü, madeni ve gıda yönünden zenginliği varsa daha iyi… Para ver borçlandır… Faiziyle medeniyetini kur… Anlayışları bu.

Türkiye için unuttukları en önemli şey, Türk halkının yüzde 70’inden fazlasının IMF’ye karşı olduğu.

Klasik “adam ayartma” yöntemi

Bugün dünya döviz piyasasında 10 trilyon dolar işlem görüyor. Aslında uluslar arası alanda da manipülasyonun ağır cezaların gündeme geldiği bu piyasalarda hilelerin bini bir para. Şöyle geriye doğru bir ince araştırma yaptığınızda dahi koca koca büyük uluslar arası bankaların manipülasyon suçu işlediğini ve milyarlarca dolarlık cezalar ödediğini görebilirsiniz.

Dolayısıyla önceki gün Türkiye’de suçüstü olan BNP Paribas, Citibank ve UBS gibi birçok bankanın elini manipülasyondan çekmediği gözleniyor.

Manipülasyon, yarar sağlamak amacıyla başkalarını çeşitli yollarla aldatarak veya gerçeği çarpıtarak etkileme, yönlendirme, kullanma, kontrol etme ve yönetme anlamına geliyor. Manipülasyon aslında kabaca ‘dolandırıcılık’ demek. Tabii ki kanunen yasak. Türkiye’de Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107’inci maddesi manipülasyonu, yani dolandırıcılığı yasaklamış.

İyi de bu kadar cezalara rağmen döviz piyasalarında manipülasyon nasıl yapılıyor? Öyle yöntemler var ki şeytanın aklına bile gelmez. Bizim son olarak yaşadığımız klasik “adam ayartarak devletlere saldırı” yöntemi.

Büyük manipülasyon oyunları

Meşhur “pompala ve boşalt” diye bir yöntem var… Bu yöntemde manipülatörler önce işlem hacminin sığ olduğu bir para veya sermaye piyasası aracını piyasadan toplarlar. Sonra bu varlığın artacağına dair asılsız iddialarda bulunurlar. Bundan hemen sonra da alıma geçerek fiyatı yükseltmeye başlarlar. Bir noktadan sonra söylentiler ve yanıltıcı yorumlar ve de fiyatın artıyor olması bu varlığa olan talebi arttırır ve fiyat yükselmeye başlar. Herkes fiyatın daha da artacağını düşünürken manipülatörler ellerindeki ucuz fiyattan aldıkları varlıkları şişmiş fiyatlardan satarak para kazanırlar.

Tabi yöntem bir tane değil. Sayısız… Diğer manipülasyon oyunu da “ayı hücumu” yöntemi…

Pompala boşalt yönteminin tersi niteliğindeki bu yöntemde manipülatörler bir varlığın fiyatının düşeceğine dair asılsız iddialar ve söylentiler yayarlar. Bununla birlikte bu varlıkta açığa satış yaparak fiyatın daha da düşmesine sebep olurlar. Bu sayede yaratılan panik ortamıyla satışlar derinleşir. Manipülatörler de açığa satış yaptıklarından daha düşük fiyatlardan varlığı alıp pozisyonlarını kapatırlar ve bu sayede para kazanırlar.

İşlem ve bilgi üzerinden yapılıyor

İngiliz ve Amerikan bankacılık otoritelerinin ulaştığı ancak yerine göre büyük çerçeveler oluşturan manipülasyona giden bazı küçük yolları özetleyeyim…

Mesela döviz işlemcileri, başka bankalarda çalışan güvendiği arkadaşlarıyla dijital sohbet odalarında iletişim kuruyor. İşbirliği içerisinde manipülasyon tıkır tıkır yürüyor… Buna “arkadaş edinme” metodu deniyor. Yine döviz işlemcileri, kuru istedikleri seviyeye getirmek için “grup” yöntemiyle hareket ediyor. Grup oluşturan işlemciler yüklü alım veya satım yaparak piyasayı manipüle ediyor. Ardından gelsin paralar…

Manipülasyonda basit bazı yöntemleri saydık. Bunları başlık altında topladığımızda işlem ve bilgi bazlı manipülasyonlarla karşılaşıyoruz. Psikolojik manipülasyonu da bunlara ekleyelim… Örneğin piyasada karşılıklı alım satım ile hisse fiyatının suni olarak şişirilmesi buna bir örnek. Yine sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerini ve yatırımcıların kararlarını etkileyebilecek yalan haber ve bilgi yaymak da bir spekülasyon. Buna bilgi bazlı deniyor.  

Psikolojik manipülasyon da var

İşlem bazlı piyasa dolandırıcılığı konusunda SPK’nın 107/1 maddesi hükmündeki suçun maddi unsuru “sermaye piyasası araçlarının alım ve satımını yapmak, emir vermek, emir iptal etmek, emir değiştirmek veya hesap hareketleri gerçekleştirmek” olarak yer alıyor.

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn)’nun 107/2 maddesinde bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı sayılan fiiller “sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi verilmesi, söylenti çıkarılması, haber verilmesi, yorum yapılması veya rapor hazırlanması ya da bunların yayılması” olarak sayılıyor.

Söz konusu suçun maddi unsurunun oluşabilmesi için bilgi, söylenti, haber, yorum veya raporun ‘yalan, yanlış veya yanıltıcı’ olması ve bu suretle menfaat sağlanması gerekiyor.

Ayrıca bireylerin davranış ve algılarını değiştirmek amacıyla taciz ve hile içeren yöntemler uygulayarak onların zayıflıklarını kullanmak suretiyle manipülatif davranışlar sergilemek veya sözler sarfetmek de psikolojik manipülasyon olarak adlandırılıyor.

Meşhur SPK’nın 107. Maddesi

Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107. Maddesi’nde geçen piyasa dolandırıcılığı hakkında suçlar ifade edilmiş…

 “Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, bu suçtan dolayı verilecek olan adli para cezasının miktarı, suçun işlenmesi ile elde edilen menfaatten az olamaz” denilmiş.

Kanun maddesinin devamında,  “Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar” denilerek manipülasyonda cezanın sınırları çizilmiş.

Şimdi suçüstü yakalanan bizim manipülatörlere ne ceza kesilecek, hep birlikte göreceğiz…

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları