Milyarderlerin 4 aylık servet genişlemesinde ortalama oransal büyüklük yüzde 27,5. Kısa vadede hiçbir yerde böyle kazanç elde edilemez. Milyarderlerin üçte biri ABD’de… Diğerleri de genellikle Çin ve Almanya’da üs kurmuş.

Anlaşılan kriz demek, dolar milyarderleri için kazanç demek…

“Ekim aylarına dikkat” çekip dün bir yazı serisi başlatmıştım… “Piyasa üflemelerine karşı uyanık olun!” diyerek…

Servet avcıları şimdi yılın son tırpanlarını “Ekim”de vurmaya hazırlanıyor.

***

Dolar milyarderlerinin en fazla yaşadığı ülkenin başkanı Donald Trump… Malumunuz Ekim ayı başında kovide yakalandı! Gerçek vak’ayı bilmiyoruz ancak neticede bu piyasayı yakından ilgilendiren bir haber…

Peki haber duyulunca ne oldu?.. Dolar yükseldi, borsalar karıştı… Piyasalar VIX endeksi tabiriyle “stres”e girdi.

Normal mi, normal! Ekim’in geçen yıllara bakınca kriz oluşturmada semptomlarını biliyoruz…

Seçimlere günler kalmışken Trump’ın virüse tutulması haberi de bir “Ekim semptomu”… Elbette küresel piyasalarda kargaşaya sebep olacak! Birilerini batırıp, birilerini çıkaracak...

Dolayısıyla pozisyon alırken aldanmamak lâzım. Ekim aylarının havası sıkıntılıdır, sık değişir. Tedbir almazsanız bazen rüzgâra çarpılır, bazen soğukta üşür, bazen de sıcak bir havada kavrulabilirsiniz.

***

Bugünler Trump’ın üşütme, yakma, esme…  Milyarderlerin de sıkça değişen havada çokça para kaldırma mevsimi.

Daha önceden pozisyon alanlar, Ekim’de bekledikleri vurgunu yapıyor… Bir kısmı da bir sonraki stres günleri için pozisyon üretiyor.

Olayı biraz daha netleştireyim…

Kovide yakalanan bir kişi en az 14 gün karantinada tutulur, iyileşmesi beklenir. Trump ise 96 saat içinde hastaneden taburcu oldu, insanların arasına karıştı. Buna bir piyasa oyunu veya yeni bir para çarpmanın startı denebilir.

Küresel mantık, her zaman küresel hareket eder… Hiç unutmayalım…

***

Peki Ekim sendromu sadece bu kadarcık mı? Kesinlikle hayır! Devamı, hatta fragmanlarıyla devamları gelecek!

İşte en çarpıcı olanı… Trump taburcu olur olmaz, virüs salgınının ekonomik etkileriyle mücadele kapsamında hayata geçirilmesi planlanan “teşvik paketi”ne yönelik müzakereleri durdurma talimatı verdi.

Neymiş efendim; Demokratlar 2,2 trilyon dolarlık teşvik paketi istiyormuş, bu bütçe imkânlarına göre uygulanamazmış… 1,6 trilyon dolarlık paket herkese yetermiş!..

600 milyarlık kavga küreselcilere kim bilir kaç kat kazandıracak? Bugün için bilen yok!

Kanaatime göre mesele “teşvik paketi” değil. Paket bahane edilerek yeni bir “Ekim semptomu” üretmek ve küreselcilerin aşı çıkmadan cebini tıka basa doldurmak. Ama asıl hedef kendi çıkarlarına engel olacaklar üzerinde siyasi baskı kurmak.

Trump’ın kararı Demokratlar arasında da sevinçle karşılandığından hiç şüphem yok!

FED Başkanı Jerome Powell da üstü kapalı “Teşvik olmadan toparlanma olmaz” anlamında Trump’ın kararını eleştiriyor, aklı sıra küreselcileri aklama adına yasak savıyor ama nafile!

Herkes de biliyor ki, neticede küreselcilerin hepsi aynı kuyuya taş atıyor.  

***

Piyasaların korkulu ayı Ekim’in ilk haftasında kur bazında olumsuz olarak dünyada en fazla etkilenen ülke olduk.

1 Ekim’de 7,70 lira olan dolar, dün 7,89’u görerek yüzde 2,5 değer kaybetti. Yılbaşından bu yana değer kaybı yüzde 32’yi geçti. Hafta ortası itibariyle gelişen 24 piyasa arasında en fazla değer kaybeden Türk Lirası.

Peki niçin?

Bazı uluslararası finansal kesimlerin raporlarında, TL’nin bu kadar değer kaybını gerektirecek bir sebep bulunmadığına, ancak pandemi sürecinde artan döviz kıtlığının ani bir dış ayarlama ve değer kaybı riskini artırdığına dair yorumlar dikkat çekmiyor değil.

Ancak bence öyle değil… Sanki tarih tekerrür ediyor… Geçen yıl 8 Ekim’deki Trump’ın “Türkiye ekonomisini mahvederim” sözü döndü dolaştı, 2020 Ekim’ine de bulaştı.

Raporlara yansımasa da, Akdeniz meselesinde Yunanistan’ın nefesini kesen, Azerbaycan – Ermeni kapışmasında diplomasi destanı yazan, Irak ve Suriye’de ABD’nin desteklediği PKK’yı inlerine hapseden Türkiye’ye, küreselciler dolaylı olarak Ekim sendromu yaşatmak peşinde… Haberiniz olsun!