Ticaret savaşları, Brexit süreci, Fed belirsizliği derken şimdi de gelişmiş ülke ekonomileri büyümekte zorlanıyor.

Kredi derecelendirme kuruluşları, Merkez Bankaları ve küresel piyasa oyuncuları da aynı görüşte.

Açıklanan veriler, beklentilerin altında gelmeye devam ediyor.

En risklisi ABD ve Asya tarafından gelen olumsuz açıklamalar !

Çünkü dünyanın ekonomik olarak en güçlü ülkeleri olan ABD ve Asya’dan olumsuz verilerin açıklanması borsalarda satışa, dolar varlıklarında alışa neden oluyor.

Bu durumda dolar ve dolar varlıkları diğer para birimleri ve varlıkları karşısında güç kazanmaya devam ediyor.

2019 yılında piyasalarda beklenenden fazla dalgalı bir seyir görebiliriz.

Borsa, döviz kurları, varlıklar ve değerli metaller...

Tüm enstrümanlar, geniş bant aralığında 2019 yılını tamamlayabilir diye tahmin ediyorum.

Özellikle Euro Bölgesindeki ekonomik krizler, ticaret savaşının ekonomik maliyeti, Brexit süreci belirsizliği gibi konular şimdilik fiyatlara olumsuz yansımadığı gözlemliyoruz.

Piyasa oyuncuları da orta ve uzun vedeli pozisyon açmak istemiyor.

Merkez Bankaları ve Piyasa Oyuncuları önünü net göremediğinden al-sat işlemlerini kısa tutmak istiyor.

İngiltere, AB, Asya ve ABD tarafından gelen açıklamalar, halen risk oluşturmaya devam ediyor.

Peki yerli yatırımcı bu süreci nasıl değerlendirmeli?

Yerli yatırımcı, diğer ülke yatırımcılarına göre daha çok dikkat etmeli!

Çünkü döviz bağımlılığının devam etmesi, enflasyon ve işsizlik rakamları gibi önemli verilerin olumsuz gelmeye devam etmesi, bizim gibi gelişmekte olan ülke ekonomileri üzerinde risk oluşturmaya devam ediyor.

Hükümetin vermiş olduğu destek ve teşvikler, finans kurum ve kuruluşların almış olduğu tedbirler maalesef vatandaşın döviz talebini azaltmıyor.

Bankalarda döviz mevduatlarının artması, ekonomiye dair endişeleri rakamsal olarak göstermiş oluyor.

Diğer yandan döviz talebinin artması beraberinde TL’yi zayıflattığından yerli yatırımcı vermiş olduğu karar ile 2.kez risk almayı tercih ediyor.

Başka para birimini tercih etmek, geleceğe dair öngörülerde karamsar olunması en çok yerli yatırımcıyı olumsuz yönde etkiler.

Ancak yatırım ve tasarruf konuları, kişiye özel özgür tercihler olduğundan kimse sonuçtan rahatsız olmamalı.

Son aylarda kulaktan kulağa “Seçimden sonra büyük kriz olacakmış” dedikodularının artmaya başladığını gözlemliyoruz.

Dedikoduların bile piyasa üzerinde ciddi etkisinin olduğunu unutmamak gerek.

Bunun adına algı, manipülasyon, spekülasyon, dedikodu vs diyebilirsiniz.

Sonuçta vatandaşın verdiği tepkiyi iyi analiz etmekte fayda var.

Ekonomik kriz söylentilerinde, döviz kurlarının değer kazanmasını kast ediyorlarsa “Benim de öngörüm yükselişlerin başlayacağından” yönünde.

Yani yurt içi piyasalarda döviz kurları ve değerli metaller değer kazanabilir, borsalarda da sert satışlar yaşanabilir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yıl sonu tahmini 6,09’a çıkardığını anımsatmak isteriz.

Benim öngörüm de 6,60 lira seviyelerinin test edileceği yönünde!

(Kur tahmini yapmak zordur, ancak analiz kısmını takip etmekte fayda var)

Dolar/TL kurunda beklediğim yükseliş trendinin sebeplerini şöyle sıralayabilirim:

- Euro Bölgesinde ekonomik krizler devam ederken, Mavi yelekliler adlı grubun başlattığı ayaklanma, tüm AB üye ülkelerini rahatsız ediyor.

Sonuçta siyasi istikrarı bozabilecek gelişmeler olduğunu söyleyebiliriz.

Brexit süreci de Parlamento’da tokat yemeye devam ediyor.

Bu süreç İngiltere Başbakanı Theresa May’ın istifa kararına kadar devam edebilir.

Bu öngörümüz gerçekleşirse EUR/USD paritesinde set düşüşler görebiliriz.

- Amerika Merkez Bankası’nın (Fed) açıklamaları ve kararları, ABD Başkanı Donald Trump’ı destekliyor tarzında olabilir.

Özellikle dolar endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde geri çekilmeler yaşanırsa hem EUR/USD paritesi hemde emtia fiyatları değer kazanabilir.

- Yurt içi piyasalarda ise 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak seçimlerden çıkacak sonuçlar, dolar/TL kuru üzerinde önemli etkiye neden olacaktır.

Piyasaların vereceği tepki TL’nin itibarı açıdında çok önemli olacak.

- Türkiye’nin dış politika konusunda almış olduğu kararlar, en çok ABD Başkanı Donald Trump’ı rahatsız ediyor.
Bu durum her zaman ABD-Türkiye arasında gerginliğe neden oluyor.

ABD’nin terör örgütlerine ve teröristlere verdiği silah ve mühimmat desteği, Türkiye’yi çok rahatsız etse de ABD geri adım atmamakla kararlı gibi duruyor.

Trump’ın doları halen Türkiye’ye ve Türk ekonomisine karşı bir silah olarak kullanmaya devam ettiğini belirtmek isterim.

Döviz ile ticaret yapan, döviz borcu olan ya da dövizi tercih edecek olan yatırımcılar, gerilemenin süreceğini öngörüyorsa bence bir kez daha düşünmeli!

Altın, 2019 yılının en çok kazandıranı olabilir!

Altın fiyatlarında yükselişler devam edebilir...

Üç haftadır yükseliş trendinde olan altının gram fiyatında yükselişlerin devam edeceğini öngörüyorum.

2019 yılına 218 lira seviyesinden başlayan altının gram fiyatının 2. kez 230 lira seviyesini test ettiğini ancak yükselişlerin kalıcı olmadığını gördük.

Bir sonraki denemesinde 250 lira seviyesini test edilebilir.

Çünkü altının ons fiyatında ve dolar/TL kurunda beklediğimiz yükseliş trendi, altının geam fiyatını olumlu yönde destekleyebilir.

Euro Bölgesinden gelen verilerin olumsuz olması, Brexit sürecinin belirsizliği, dolar endeksinde toparlanma isteğinin sürmesi gibi nedenler yurt içi piyasalarda dolar/TL kurunun yükselişlerini destekleyebilir.

EUR/USD paritesinde beklediğimiz düşüşler dolar/TL kurundaki yükselişleri hızlandırabilir.

Dolar/TL kuru, 5,60 lira seviyesi devamında 6,00 lira seviyesine kadar yükselebilir diye tahmin ediyorum.

230 lira seviyesinin altına sarkan altının gram fiyatında 227 lira, devamında 224 lira seviyelerini destek seviyesi olarak takip edeceğim.