Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
Son Yazıları

Karantinadaki 65 yaş üzeri dijital göçmenlerin sosyal medya bağımlılığı

09 May 2020

22 Mart 2020'den beri sokağa çıkamayan 65 yaş ve üzeri bireyler, sınırlıda olsa artık sokağa çıkabilecekler. Karantinanın "zorunlu" tarafında yer alan 65 yaş ve üzeri olanlar uzun bir süredir sosyal etkileşimden uzaklar.

Sosyalleşmenin neyi ifade ettiğini en iyi bilen ve hayatının neredeyse tamamında bunu uygulayan 65 yaş ve üzeri bu süreçte gerçekten yalnızlaştılar. 

Çünkü onlar en az 65 yıldan beri sosyal etkileşimin içerisindeler ve bu onların bir yaşam biçimine dönüştü. Böyle bir durumdan mahrum kalmak elbette ki olumsuz bazı etkiler yarattı. 

Bir çok insan #evdekal sürecini hem daha verimli hem de daha içselleştirmek adına çeşitli motivasyon araçları buldular. Kamu ve özel kurumlar karantina sürecini daha yaşanabilir kılmak adına farklı uygulamalar gerçekleştirdiler. Hedef kitlelerinde çocuklar, gençler, yetişkinler vardı. 

Ancak 65 yaş ve üzeri olanların bu süreci nasıl değerlendirdiği pek merak edilen bir konu olmadı. Ne kadarı evde ekmek yaptı, ne kadarı tuvalet kağıdı rulosunu top gibi sektirdi, ne kadarı meydan okudu sizce? Tabii ki hiçbiri. 

Rutinlerinde yaptıklarını daha da sıklaştırdılar. Daha çok bulmaca çözdüler, televizyonda daha çok dizi ve tartışma programı izlediler, daha çok kitap okudular. Fakat bunlar bir yere kadar motive etti. Onlarda diğer yaş grupları gibi yeni motive aracı aradılar ve onu da sosyal medya ve internette buldular.

Onların bir isimleri bile var; “dijital göçmen”. Yani, teknoloji ve internetin olmadığı bir zamanda dünyaya geldiler. Başka bir ifade ile internet temelli dünyaya göçtüler. Bu arada internetin var olduğu bir dünyada doğanlara da; “dijital yerli” deniliyor.

Zaten son dönemlerde yapılan araştırmalarda dijital göçmenlerin internet ve sosyal medya kullanımları artmıştı ve hızlı bir şekilde artmaya da devam ediyordu. Karantina sürecinde yoğun olarak kullanılan internet ve sosyal medya onlarda bir bağımlılık etkisi bile oluşturdu. Bağımlılıktaki başlıca kriterler ise; uyumadan önce ve uyandıktan sonra yataktan çıkmadan sosyal medya hesaplarını kontrol etme, eksikliğini ve yoksunluğunu hissetme, dinlenme ve boş zamanda sürekli olarak kullanma, kişisel ve sosyal çevreye karşı ihmal, kullanıma bağlı üretkenlik azalması ve uyku bozukluğu, her şeyden ve herkesten uzaklaşma isteği tabi ki günlük kullanım süresi gibi etkenlerdir. Şunu kabul etmeliyiz ki; oluşan bu bağımlılık 65 yaş ve üzeri olanların sosyalleşme ihtiyacını önemli ölçüde kapattı. 

Dijital yerlilerde psikologlar ve psikiyatristler tarafından sorun olarak kabul edilen ve tedavi altına alınan internet ve sosyal medya bağımlılığı, dijital göçmenlerde sürecin ruhsal çöküntüsünü en az hasar ile atlattıran kilit rolü oynadı. Örneğin; dijital yerlilerde sosyal soyutlama etkisi oluşturan bağımlılık dijital göçmenlerde yaşama tutunan ve sosyal hayattan sanalda olsa kopmama duygusu yaşattı. 

Normal dönemlerde meşguliyet ya da boş zaman değerlendirmede kullanılan araçlardan biri olan internet ve sosyal medya bu süreçte, yeme içme gibi temel bir ihtiyaca dönüştü. Çünkü dış dünya ile olan en önemli bağlantıları oldu. Onlara göre televizyon izlemek daha klasik ve televizyona müdahale edecekleri tek şey kanal değiştirmek. Ama sosyal medyada kendi fikirlerini ifade edebilmeleri ve bunu diğer insanlar ile paylaşmaları onlar için hem bir var olma göstergesi hem de kendini gerçekleştirme ihtiyacının giderilmesi oldu. Üzerine bir de görüntülü konuşma dahil olununca ortaya çıkan vazgeçilmez bir hal aldı. 

Ayrıca bu süreçte özellikle Facebook ve Whatsapp dijital göçmenlerin en çok tercih edilen sosyal medya ağları oldu. Elbette ki, paylaşımları da dijital yerlilere göre farklı. Siyasi, dini ve tarihi paylaşımlarda bulunuyorlar. Aslında özetle sosyal medya ve internet onlar için sadece bir motivasyon aracı olmadı, sosyal hayattan yani hayatın bizzat kendisinden kopmamalarını sağlayan ruhsal bir yaşam bağı oldu. 

Hep söyleniyor ya nesil farkı, kuşak çatışması diye. Karantina kuşak etkileşimlerini öğretti. Ve göçmende olsalar 65 yaş ve üzeri olanlar için internet ve sosyal medya hayatta kalmanın belirtisi oldu.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları