Dolar $
32.47
%-0.22 -0.07
Euro €
34.91
%0.25 0.08
Sterlin £
40.64
%-0 -0
Çeyrek Altın
3977.6
%0.5 19.49
SON DAKİKA
Son Yazıları

Kanal İstanbul'a uluslararası hukuk ne diyor?

11 Ara 2019

Kanal İstanbul uluslararası hukuki süreçte Boğazlar anlaşması Montrö ile eşdeğer mi olacak, bu sorunun cevabı henüz netleşmiş değil. Ancak çılgın projenin uluslararası hukuk açısından da çılgın bir statüsü olması gerektiği kanaatindeyim.

Proje 2011 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanmış ancak yeri konusunda oldukça fazla mesai harcanmıştı. Nihayetinde dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan Kanal İstanbul’un bugünkü yerini açıklarken projenin Montrö Boğazlar Anlaşması’nın neresinde olacağı şeklinde bir soruya, “Boğazın nasıl kullanılacağına ilişkin kurallar belli. Boğazın tâbi olduğu rejim farklı, ülkemizin yapacağı, iki denizin birbirine bağlanacağı alternatif su yolunun rejimi farklı. Elbette onu da dikkate alarak işletme süreci olacak. Montrö’yü ayrı tutmak, bununla karıştırmamak lazım” demişti.

Yine dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, “Kanal İstanbul’un hiçbir şekilde Montrö ile ilişkilendirilmesi mümkün değil. Türkiye’nin egemenlik hakları dahilinde buraya, başka yere kanal yapabilir, bu kanaldan da deniz trafiğini yönlendirebilir” dediğini de hatırlıyoruz.

***

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan ise projeyle ilgili geçen hafta yaptığı açıklamada İstanbul Boğazı’ndan taşınan tehlikeli yük miktarının 150 milyon tonu aştığını ve özellikle küresel petrol ticaretinin önemli bir bölümünün Karadeniz ile Marmara üzerinden gerçekleştirildiğine dikkat çekmiş, İstanbul Boğazı’nın dünyanın en tehlikeli su yollarından biri olduğuna, Kanal İstanbul’un hayata geçmesiyle bu tehlikenin minimize edileceğine vurgu yapmıştı.

Turhan, “İstanbul Boğazı'ndan beklemeden geçmek isteyen gemi ve tankerler için de alternatif oluşturacağız. Uluslararası yük taşıyan gemiler, ücreti karşılığında Kanal İstanbul'u kullanabilecek. Bir haftayı bulan bekleme nedeniyle oluşabilecek maddi yüklerden de kurtulmuş olacaklar” diyerek kanalın ekonomik tarafını ortaya koymuştu ama hukuki statüsü hakkında bilgi vermemişti.

Açıkçası, bugün itibariyle projeyi üstlenen hükümetin düşüncesinde Kanal İstanbul’un hayata geçirilmesiyle ilgili herhangi bir değişiklik yok. Nihayetinde yüklenici ve yeterli kaynak bulunduğunda kazma vurulacak ve çılgın proje 5 yıl içerisinde bitirilmeye çalışılacak.

***

Ekolojik meseleleri bir kenarda tutarsak projenin yeri, yurdu belli... Genel hatlarıyla amacı, işlevi belli… Maliyeti ve getirisi belli… Fakat hukuki durumu, statüsü konusunda henüz bir netlik yok. Kanal İstanbul için uluslararası hukuk ne diyor? İşin o tarafı henüz muamma! Proje hukuki açıdan hataya yer vermeyecek şekilde yerine konulabilecek mi, bugün kamuoyunu en fazla ilgilendiren konu bu!

Dolayısıyla proje hayata geçirilecekse yurt içi ve yurt dışı kamuoyunun rahatlatılması adına Kanal İstanbul ile ilgili hukuki statünün acilen açıklanması gerekiyor. Zira 83 yıldan bu yana Türkiye’nin haklarını koruyan Montrö Anlaşması’nın Kanal İstanbul ile zedeleneceğine dair kuşkuların ortadan kaldırılması ve her şeyden önemlisi Karadeniz ve Marmara’nın güvenliği konusunda hassasiyet gösterilmesi, bugünkü konjonktürde daha elzem hâle geldiğini tahmin ediyorum.

Çünkü Montrö sözleşmesini, 1923 tarihli Türkiye’nin egemenliğine zarar veren ve güvenliğini tehlikeye atan Lozan Anlaşması’nın 1936 yılında yeniden ele alınarak düzenlendiğini biliyoruz. Mamafih Kanal İstanbul’un Türkiye’yi Lozan kısıtlamalarıyla karşı karşıya bırakmaması lazım.

***

Yeri gelmişken söyleyeyim… Kanal İstanbul projesinin hayata geçmesi muhtemel şu günlerde 20 Temmuz 1936 yılında imzalanan Montrö Anlaşması’nın da bugünkü şartlarda tekrar ele alınması için Hükümet’in bir çalışma yapması gerekir düşüncesindeyim.

Öncelikle tüm riskleri göğüsleyen Boğazlarımızdan ve yapılması ihtimal dahilinde olan Kanal İstanbul’dan her gemi elini kolunu sallayarak bedava ve pervasızca geçmemeli…

Geçişin mutlaka bir maliyeti ve bedeli olmalı, diyorum. Boğazlardan bedava tam serbesti içinde geçen adam, para verip Kanal İstanbul’dan geçer mi, işte bunun yollarının aranması gerekiyor.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları