Dolar $
32.57
%0.08 0.02
Euro €
35.03
%0.6 0.21
Sterlin £
40.76
%0.29 0.12
Çeyrek Altın
3978.91
%0.53 20.78
SON DAKİKA
Son Yazıları

İthal pazarlama felsefelerine gerek yok!

03 Eki 2020

Çünkü bu topraklardan doğmuş pazarlama felsefemiz var. Bu yaklaşım içerisinde sadece pazarlama felsefesini barındırmıyor. Ticaret ahlakı, iş ve meslek etiği, çalışanların işletmeye, işletmelerin de çalışanlara karşı duyduğu sayı, ahlak ve bugünlerde sıkça aranan kurum aidiyetine sahip olan bir felsefemiz var. Menşei Anadolu, adı ise; ahilik.

Ahiliği geçtiğimiz haftalarda belirli gün ve haftalar kapsamında anılan bir zaman dilimini andık. Ahiliğe ilişkin bir kare sosyal medya paylaşımı, hakkında birkaç satır kelamla unutmadık, unutmayacağız, dedik ve konuyu seneye tekrar anmak üzere kapattık.

Kimse kusura bakmasın ama Ahilik öyle özetle geçilecek bir konu değil. Daha da ileri gideyim, üzerine konferanslar, kongreler ya da sempozyumlar düzenlenerek geçmişte yapılanları analiz edip, anıları yad edecek bir konu hiç değil.

Yapılan değerlendirmelerin, analizlerin akademik dergilerden ve kongre kitaplarından çıkıp, felsefenin ortaya çıktığı ve uzun yıllar ticaret hayatında uygulandığı gibi sahaya, pratiğe, uygulamaya dökülmesi gerekiyor. Geç kaldık, daha da geç kalmayalım. 

Ahiliği birçok açıdan değerlendirmek mümkün ama ben ahiliğin; “müşteri veli nimetimizdir.” düsturunu satırlarıma taşımak istiyorum.

Son yirmi yıldır bütün işletmelerin, bakın birçoğu demiyorum, bütün işletmelerin dilinde tek ve net bir ifade var. Müşteri ilişkileri yönetimi. Yani şu meşhur CRM. Herkes müşteri ilişkilerinin mahiyetini anladı ve yine herkes bunun bir tarafından tutmaya çalışıyor. Kimi işletme bu uğurda yüksek maliyetlere katlanıyor, kimisi veri tabanı oluşturmak için kendi bünyesinde yazılımlar geliştiriyor. Üşenmeyin, CRM uygulaması yazın online arama motorlarına salisede onlarca sponsorluğu firmayı göreceksiniz, CRM uygulaması satan.

Müşteri ilişkileri yönetimini araştırırsanız, karşınıza ilişkisel pazarlama ya da ilişki yönlü pazarlama kavramı çıkar. Bu kavramı ortaya koyanlar için de, İskandinav ülkeleri ve nispeten Japonya çıkar. Öyle ki, bu yaklaşıma Alp Germen yaklaşımı denir.

Peki, ne diyor Alp Germenlerin ilişkisel pazarlaması, yani müşteri ilişkileri yönetimi? Diyor ki, müşterilerle kurulan uzun dönemli, adalet, eşitlik, güven ve ahlak yönlü ilişki ticaretin tarafları ya da paydaşları olanlara fayda sağlar. Bu fayda ile bütün taraflar sembolik, işlevsel ve her ikisini de içerisinde barındıran karma faydayı kapsar. Her türlü kazanımlar, herkesi mutlu eder.

İyi de, Ahilik bunu asırlar önce dünyaya tanıtmadı mı, göstermedi mi, alın size pazarlama felsefesi demedi mi? Ahilik müşteri veli nimetimizdir, derken bize şunu söylüyor. Hem de Alp Germen anlayışından asırlar önce. Siz müşteriye sahip çıkın, onu işletmenizin merkezine koyun, çıkacak sonuç gelişmenin, büyümenin, ilerlemenin anahtarı olsun. 

Ahilik, içerisinde sadece kapitalist sistem gibi, kazan, koy cebe, bak işine bugünü kurtar demiyor. Müşterini memnun edersen, Allah’ı memnun edersin, diyor. Çünkü müşteri rızkını kazanman için Allah tarafından sana gönderilen bir velidir. Allah’ın rızasını kazanmak istiyorsan, müşterini koru. Müşterin onu koruduğunu anlarsa sana güvenir. Bu güvende işini doğru yaptığını gösterir, diyor.

İster uhrevi boyutuyla ele alın, isterseniz dünyevi boyutuyla. Neresinden bakarsanız bakın, müşteri ilişkileri için söylenenler bu düstur ile anlatılmıyor m? Anlatmakla da yetinmiyor, haykırıyor. Ama biz hala ithal olan pazarlama felsefelerine sempati beslemeye ve işimizde uygulamaya devam ediyoruz. Yapmak istenilenleri bize öğreten anlayış burnumuzun dibinde, kendi özümüzde, bizim topraklarımızda artık bunu görelim. 

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları