Klâsik anlayış, dijitalleşmeyi pek kavrayamıyor ve kolaycılığı seçerek geleneksel yöntemlerle yola devam etmek istiyor.

Koronavirüs ile birlikte güneş doğdu ve yükselmeye başladı. Güneşi geriye çevirebilmenin imkânı da yok, ihtimali de...

Evet bu dijital sektörü dünya için yeni bir yön, genç nesiller için bir istikbal.

Salgın sürecinde görüldü ki, en büyük sorun istihdam…

Peki, insanlık işsizlik problemini nasıl çözmeyi planlıyor?.. Bugün eldekilerle artan genç işsizliği önlemenin yolları var mı?

Hayır… Kesinlikle yok!

Konvansiyonel metotlarla istihdam yolunda bir adım ilerleme şansımız bulunmuyor!

***

Zaten, dünyadaki mevcut yapının devamı durumunda küresel işsizliğin çok fazla artacağı giderek netleşiyor… Bugünden tedbirler alınmazsa çok kısa zaman içinde milyonlarca insan işini kaybedeceği gibi milyonlarca insan da iş bulamayacak…

İstihdam para politikalarıyla sahaya iner, maliye politikalarıyla sonuca gider…

Politika yapıcılar, makro ekonomik denge, fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme istiyorsa üretimin sağlıklı hale gelmesi gerekiyor. İşte bunun için de yazılım, bilişim ve yapay zekayı içine alan dijitalleşme önemli bir çözüm görüntüsü veriyor.

Emek yoğun sektörlerde dahi ki buna tarım da dahil, işsizlik yazılım, bilişim ve dijitalleşme ile çözülecek. Yapay zekayı kullanamayanlar istihdam politikaları yürütemeyecek, yaya kalacak!

En basitinden tarımda, gıdada yapay zeka devreye alınmalı ki, “kara saban” ve “pahalı ürün” devri kapanmış olsun! Aksi halde büyük istihdam çeken tarımda bile bihakkın çalışacak insan bulamayacağız.

***

Sadece tarım değil, dijitalleşmenin tarım dışındaki sanayi, teknoloji, turizm, ulaştırma, savunma, lojistik, perakende gibi tüm sektörlerin, oluşmuş ve oluşacak tüm mesleklerin tabanlarına kadar yayılması şart!

Haa, “Benim böyle antik kuntik şeylerle işim olmaz” denirse işte felaket o zaman gelecek.

Yapay zeka,  geleneksellikte inat edip çaresizlik içinde kalanları karşısına alacak ve “Benim de sizinle işim olmaz” diyerek dalga geçecek.  

Milyonlarca işsiz yığınları altında hiç kimse kalmak istemez, bu biline!

Demem o ki, istihdamın istikbali; yazılım, bilişim, dijitalleşme ve yapay zekada… Eğitim sistemimizi acilen yeniden kurgulamak ve Hazreti Ali Efendimizin ifadesiyle; çocuklarımızı, nesillerimizi geleceğe göre yetiştirmek, onları yarınlara hazırlamak zorundayız…

***

Bugünlerde birçok alanda başarılarıyla övündüğümüz ülkemizde, mantığıma sığdıramadığım bazı gelişmeler oluyor…

Türkiye’de yazılım ve bilişim faaliyetlerini de ihtiva eden dijital sektör firmalarında mali bozulma ve işten çıkarmalar yoğunluk kazanmış…

Duyunca kulaklarıma inanamadım!

İstikbalin sektörü dijital, böyle olumsuz fotoğraf veriyorsa iki elimizi başımızın arasına alıp ibretlice düşünmemiz lazım.

Ya hu! Ülkeyi âtiye taşıyacak bu sektörü nasıl başı boş bırakırız!

İstanbul şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’nın sözlerine dikkat verelim, derim…

“Ne harabiyim, ne harabatiyim… Kökü mazide olan âtiyim” diyerek geleceğimizi şekillendirecek dijitale özel bir alâka gösterilmesinin gereğini ifade ediyorum.

Virüs sonrası dünyanın istikbal aradığı dijitalde, genele yayılan milli ve asaletli bir atraksiyon sergilemenin yolları aranmalı ve sektör geleceğin şartlarına göre yeniden yapılandırılmalı, demek istiyorum.

Sözün özü; dünyayı yakalamanın yolu hayatı değiştirecek dijitalleştirmeden geçiyor.