Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
Son Yazıları

İran'ın İngilizleri şaşırtan Acem kılıcı!

21 May 2019

İngilizler, İranlıların ahlaken düşkünlüğünü, gelişme asrında yeteneksizliklerini ileri sürüyorlar ise de; araştırmalarımızdan anlaşılıyor ki İngilizler, İran'a para ve ordusuna silah vererek İran'ı tamamen elde edeceklerini zannetmişler ve aldanmışlardır. Aynı zamanda, Acemlerin hiçbir zaman yabancılara güvenmeyerek, "Acem kılıcı" rolünü güzel oynamaları da İngilizleri iyice şaşırtmış ve atlatmıştır.

Yazan: Mirliva (Tuğgeneral) Mehmet KENAN

Günümüz Türkçesine Aktaran: Bekir TURGUT


İngilizlerin 19’ncu asır sonlarında İran’da demiryolu inşası hakkındaki girişimleri de akim kalıyor. İngilizler, Hazar denizini, Basra körfezine bir demiryolu ile bağlamak, Karun nehrinde seyr-ü sefer (Petrol için), maden işletmek… Gibi yararlı girişimlere başlamak istiyorlar. Aynı zamanda Bank-ı Şahî, tütün inhisarı gibi imtiyazları elde edebiliyorlar.

Gerek İngilizlerin, gerek diğer yabancı sermayedarların demiryolu inşası girişimleri; ulemanın cehaletinden, hükümete ve ülkenin dâhili siyasetine güvensizlikten, Rusya’nın kıskanarak İran’a baskısından dolayı akim kalıyor.  Hatta Ruslar, 1889’dan itibaren on sene demiryolu inşası yasağına dair Şah’a belge imzalattırıyorlar.

İngilizlerin bir emeli de, İngiltere’yi Akdeniz’den, en kısa yoldan bir demiryolu ile Hindistan’a bağlamaktır. Fakat 1900’de Bağdat şimendifer hattı (demiryolu) imtiyazını Almanlar ele geçiriyorlar. Şimdi bunu İran’dan Hindistan’a bağlamak kalıyor. 1907’de İran, Rus- İngiliz nüfuz bölgelerine taksim edildikten sonra 1912- 13 senelerinde Rusya İran’ın kuzey bölgesinde demiryolları, göllerde suyolu taşmacılığı imtiyazları elde ederken; İngilizler de, Bender Abbas, Muhammara’dan kuzeye doğru ve kendi nüfuz bölgelerinde demiryolları, limanlar inşası gibi geniş imtiyazlar elde ediyorlarsa da, Büyük Harp araya giriyor. Büyük Harp başladığı zaman, imtiyazları alınan demiryolları başlamamıştı.

demiryolu-1

İngiliz – İran Petrol Kumpanyası

1901’de İngilizler, İran’da (Rus etkisi altındaki kuzey vilayetleri hariç) bir petrol imtiyazı elde ediyorlar. Birçok incelemeden sonra, Karun nehri üzerinde, Ahvaz çevresinde önemli kaynaklar keşfediyorlar.

1909’da İngiliz- İran Petrol Kumpanyası kuruluyor. Büyük savaşta, Irak harekâtında İngiliz ordusunun bütün petrol, benzin sarfiyatı bu kaynaklardan sağlanmıştır. 

İngilizlerin, Hindistan ile güvenli ve hızlı bir telgraf haberleşmesine ihtiyacı açık olup 19’ncu asır başlarında; Hindistan ile bir haberleşme 3 aylık bir zaman sarfını gerektiriyordu. Çeşitli İngiliz girişimleriyle 1860’tan itibaren Avrupa hatları; İstanbul- Üsküdar- Bağdat- Hanikin- Fav ve buradan kablo ile Hindistan’a; Üsküdar- Bağdat- Tahran- Buşir- Hindistan kablosu; Tahran’dan Rusya telleri ile bağlantı; Almanya- Rusya-  İran’dan Buşir’de Hindistan kablosuna ayrı bir çift hat; Cebel-i Tarık- Malta- Süveyş- Aden- Bombay kablosu hatları vücuda geldi.

ingiliz4

Her 60 mile bir İngiliz memur

İngilizler, Hindistan’a bu hatlar vasıtasıyla telgraf ulaşımını temin ediyorlarken; İran dâhilinde, her 60 milde bir İngiliz memuru bulunacak surette, telgraf hatları üzerine İngilizleri serpmeyi başardılar.  Çünkü Acemler bu muazzam hatları tek başına işletemezlerdi. Bu İngiliz ajanları, İngiliz nüfuzunu temsile, güzel bir istihbarat şebekesi kurulmasına uygun bir durum meydana getirmişti. Tabi Acemler de bu telgraf hatlarından ülkelerinin aydınlanması, gelirinin artması, ekonomisi ve hükümet işlerinin sürat ve düzen altına alınması yönlerinden çok yararlandılar.

Büyük savaşan önceki asırlarda görüldüğü üzere İngilizler, Şah Abbas, Abbas Mirza zamanında, 1832’de İran’a büyük fedakârlıklarla girdikleri halde; güven sağlayamamaları ve Afgan meselesinde İran’a muhalefet etmeleri, kendilerine rakip olarak Rusya’nın dikilmesi yüzünden, İran’ı bir türlü tamamıyla nüfuzları altına alamamışlardı.

ingiliz2

İngilizleri şaşkına çeviren Acem kılıcı

Gerçi bunun sebebi olarak İngilizler, İranlıların ahlaken düşkünlüğünü, gelişme asrında yeteneksizliklerini ileri sürüyorlar ise de; araştırmalarımızdan anlaşılıyor ki İngilizler, İran’a para ve ordusuna silah vererek İran’ı tamamen elde edeceklerini zannetmişler ve aldanmışlardır. Aynı zamanda, Acemlerin hiçbir zaman yabancılara güvenmeyerek, Acem kılıcı rolünü güzel oynamaları da İngilizleri iyice şaşırtmış ve atlatmıştır.

İran’da 19’uncu asrın başlarında İngilizlerin elindeki nüfuz ve konum asrın sonunda Ruslara geçmiş gibiydi. Kabil’de İngilizlerin katli, 1840’tan 1884 tarihine kadar Türkistan’ın Rusya tarafından tamamen zapt edilerek, İran’ın kuzey sınırlarının Rusya’nın tehdidi altına girmesi; 1877’de Türk- Rus muharebesinde Rusya’nın üstün gelmesi, İngilizlerin Transval seferindeki acziyetleri gibi sebepler de İran’da İngiliz nüfuzu gibi sebepler de; İran’da İngiliz nüfuzu yerine, Rusları geçirmiştir.

ingilizlere-karsi-savaslar

İngilizlerin Hindistan’ın işgali projesi

Lord Curzon’a Göre: Kropatkin tarafından Hindistan’ın istilası için yapılan projede:

Türkistan’ın işgali, İran Azerbaycan’ı, Kıylan, Mazenderan, Horasan vilayetlerinin Rusya’ya ilhakı ilk hedefi teşkil ederler. Hatta Rusların Basra körfezinde ve Hint denizinde bir çıkış elde etmek emelleri vardır. Curzon diyor ki:

“Büyük Britanya’nın ilk vazifesi olan Hindistan’ın selameti, Hint denizlerindeki nüfuzu ve bu konuda yaptığı fedakârlıklar binlerce mil uzaktaki Rusya’nın burada en küçük çıkarı olmaması cihetiyle Rusya böyle bir hareketi beynelmilel haklarını dikkate almayarak dünyanın her yerinde İngiltere ile bir harbi göze aldırmakla icra edebilir.”

Görülüyor ki, 19’uncu asrın sonlarında İngiltere, Kuzey İran’dan vazgeçmiştir. Şimdi Güney İran, Hint ve Basra körfezlerini düşünüyor ve bu sırada Rus-Japon savaşının sonucu İngiliz nüfuzunun takviyesine hizmet etmiştir. İngilizler elde kalanı kurtarmak için paçaları sıvıyorlar ve Rusya ile 1907 itilaf namesini imzalıyorlar. Bu anlaşmaya göre, aşağıdaki iki nüfuz bölgesine ayrılıyor.

Yani, İngiliz ve Ruslar arasında paylaşılıyordu. Kasr-ı Şirin- Isfahan- Yezden geçerek, Rus- İran- Afgan hudutlarının birleştiği noktaya ulaşan hat dahil kuzeyi, Rus nüfuz bölgesi, Bercend- Bender Abbas hattı dahil; güneyi, İngiliz nüfuz bölgesi oluyordu. Büyük Harbe kadar İngilizler bu anlaşmanın kendilerine sağladığı hakları korumak ve bu bölgede ticarî, iktisadî ve siyasî çıkarlarını elden çıkarmamak için uğraştılar. Bir taraftan da Rusları gözetlediler.

ingiliz3

Uzun yıllar İran’ı incelediler

Basra körfezine ve Hint denizlerine hâkimiyeti, bunu İngiltere’ye sağlayabiliyordu. İngilizler; konsoloslarıyla, Hindistan telgraf hatları üzerindeki memurlarıyla, birçok askerî ajanlarıyla, Tahran’daki şubeleriyle; gerek siyaset, gerek ekonomi ve gerek gelecekte çıkacak bir savaş açısından gerekli hazırlıklarda bulunuyorlardı. Büyük savaştan evvel Meşhet’te oturan İngiliz Liva Generali Marsen (!); İngiliz Krallığı Muhtelif Sınıflar Mecmuası’nın Teşrinisani (Kasım) 1925 nüshasında (5) şöyle diyor:

“1914 Ağustos’unda Büyük savaş çıktığında, Meşhet’teki ikametim bir seneye yaklaşmıştı. Rus ve Afgan sınırlarına kadar uzanan araziyi ve bütün Zülfikar bölgesini dolaşmış, tehlike bölgelerimizdeki bilgileri toplamış; toplar, kamyonlar ilh… İçin uygun olan geçişler hakkında raporlar göndermiş.”Harb-i Umumi’de Güney İran’daki İngiliz kuvvetlerine kumanda eden Ferik General (Tümgeneral) Sir Percy Sykes ise İran’da çeşitli konsoloslar da bulunmak suretiyle 21 sene İran’ı incelemiştir.

İngilizlerin İranlılar ile ilgili telakkileri

İngilizlerin bir savaş için nasıl hazırlandıkların bunlar gösteriyor. Lord Curzon’un İran adlı kitabında İranlılar hakkındaki bazı hükümlerini aynen iktibas etmeği gerekli gördüm:

“İran; ne kuvvetli, ne kendiliklerinden terakkiye meyyal, ne vatanperverdir. İran’ın ziraatı fena, kaynakları keşfedilmemiş, ticareti fena bir şekilde gelişmiş, hükümeti mürtekip (rüşvetçi), ordusu safer (boş)dir. İranlılar ülkeleri ile iftihar ediyor ve İranlıların, milletlerin birincisi olduğuna inanıyorlarsa da, onlarda vatanperverlik acınacak kadar az ve son derece de zayıftır. Ülkenin geleceğini güçlendirmek için kılıçlarını kınlarından çekeceklerin sayısı yüzde bir nispetinde bile değildir.”

“İrtikap, en kuvvetli validen, en aşağı memura kadar ülkedeki her memurun sevdiği bir şeydir. Özetle şunu da söylemelidir ki, şarklıların alışkanlıklarıyla, düşünceleri; bizim alışkanlıklarımızla düşüncelerimizden farklıdır. Ekseriya biz onları geri ve akılsız kabul ettiğimiz halde;  onlarda bizi müfsit (bozguncu) ve münasebetsiz kabul etmektedirler.”

Gerçek bir İran çocuğunun doğru söylemeyi, yalan söylemeye tercih edeceğini ve hatta bazen düşünmeyerek ve yanlışlıkla doğru söylediği zaman şiddetli bir pişmanlık duyacağına eminim.

Curzon bu kitabında bunlardan daha şiddetli tenkit ve tahkirlerine rağmen, yine İran’ı elde etmeyi ve onu karagözleri için ıslah ve düzeltmeyi, ülkenin ziraatına, madenlerine yeteneğini saya saya tavsiye ediyor. İngiltere’nin İran toprağında gözleri yokmuş, hep insanlık için bu fedakârlıkları yapacaklarmış.(!)

Yukarıda da yazıldığı üzere, diğer taraftan Curzon’un kuvvetli Türk çocuklarını, -İngiliz ordusunun ilk seferlerinde- İngiliz çıkarların savunurken görmek hususundaki isteğini de bir daha gözden geçirelim. (SON)

DİPNOTLAR:

(5) Erkan-ı Harbiye-i Umumiye’de Binbaşı Cemal bey tarafından tercüme edilmiştir. M. KENAN.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları